1

10.2K 416 214
                                    

Yeni hikayem ehehehhe slm canlarım. Yürek yedim ve üç hikayeyi birden sürdüreceğim. Umarım keyifle okursunuz. Eğlenceli text-hikaye şeklinde ilerleyecek bir hikaye. Eh benden bu kadar

Yanlış yazdığım bir şeyler varsa affola, iyi okumalar ♡

"Abi arkadaşlarını evden gönder!" Beni asla umursamayan abim Chanyeol'den gelmiş burada arkadaşlarını göndermesini istiyordum, akıl kârı değildi ama denemekte fayda vardı. Beni duymazlıktan gelerek bardaklara içecekleri koymaya devam etti.

"Ya abi!" Son bardağı da doldurduğunda gülerek bana baktı. "Efendim benim küçük kardeşim?" Gözlerimi devirerek içeride görünen arkadaşlarına baktım. "Seni anneme söyleyeceğim, evi batırıyorsunuz."

O sırada "Yardım lazım mı?" diye mutfağa giren arkadaşı bana bakmadan Chanyeol'le konuştu. Benim de burada olduğumu görünce yüzüne tiksinmiş gibi bir ifade yerleştirdi. "Ya da kendin hallet." diyerek tekrardan geri arkadaşlarının yanına gitti. Ağzım açık kalırken Chanyeol'e yalvarırcasına baktım. "Abi şuna bak, resmen kanım dondu. Çok korkunç arkadaşların var."

Gülerek tepsiyi eline aldı. "Baekhyun mu? O korkunç değil ki." Birkaç adım atıp kapıdan bana baktı. "Kyungsoo ile karşılaşmak istemezsin."

Tamamen içeri gittiğinde kendimi boğmak istiyordum. Hiçbiriyle ne tanışmak ne de karşılaşmak istemiyordum. Sadece evden uzakta olmalarını istiyordum. Onlar yüzünden evin içinde rahat hareket edemiyordum. Ne olurdu dışarıda buluşma zahmetinde bulunsalardı?

Evde yapacak hiçbir şeyim olmadığı için dışarı çıkmak istedim. Pek arkadaşım olduğu söylenemezdi, ama böyle bir durumda nefes alan her varlıkla anlaşabilecek gibi hissediyordum. Yavaşça çıkış kapısına doğru ilerledim. Kapının açılma sesiyle Chanyeol'un sesi aynanda çıktı. "Chae Young!" Koşarak kapıya kadar geldi ve suratıma baktı. "Nereye?"

Omzumu silkip cevap verdim. "Beni daraltıyorsunuz." Chanyeol kolumdan çekiştirip kapının kapanmasını engelleyen bedenimi içeri aldı ve hemen kapıyı kapattı. "Sınavların varken dışarı çıkamazsın." Şu an gerçekten oturup ağlamak istiyordum veya bağırıp çağırmak ama bunları yapsam da sonucun odama geçip ders çalışmak olacağını bildiğimden hiç baş kaldırmadan odama yöneldim.

Salonun hemen yanı odam olduğu için fazla uzağa da gidememiştim. İsteksizce kitaplarımı masanın üstüne çıkarıp orada duruşlarını seyrettim. Bundan fazlasını yapamıyordum. Çünkü yan taraftan gelen gürültüler düşüncelerimi bile duymamı engelliyordu.

Tekrar odamdan çıkıp salonun kapısından kafamı uzatıp onlara baktım. Oyun oynuyorlar ve oldukça eğleniyordu. Az önce korkunç duran isminin Baekhyun olduğunu bildiğim çocuğa gözlerimi diktim. Az önce gördüğüm gibi kötü bakan gözleri yoktu, aslında beni gördüğünde neden öyle bir tavır aldığına anlam verememiştim. Birbirimizi tanımıyorduk bile.

Elbette çok defa Chanyeol'un yanında görmüştüm ama kim olduğundan haberim yoktu. Dizlerimi kendime çekip kapının kenarına tamamen oturdum ve onları izlemeye devam ettim. Şu şekilde hiçbirinin dikkatini çekmiyordum.

Elbette Baekhyun'un gözlerinin benim olduğum tarafa öylesine döneceği aklıma gelmezdi. Tekrardan mutfakta yaptığı gibi suratına nefret edermiş gibi bir yüz yerleştirdi. Chanyeol'un omzuna vurarak gözleriyle benim olduğum yeri gösterdi. Gözlerimi ondan ayırıp bana doğru gelen abime yönelttim.

Chanyeol yanıma gelip önümde diz çöktü. "Chae Young ona öyle bakmayı bırakmalısın." Ona baktığım konusunda paranoyak falan olmalıydı, ben hepsine bakıyordum. Şaşkınlıkla Chanyeol'e gözlerimi büyüttüm. "Ona bakmıyorum, içeri bakıyorum." Chanyeol saçlarımı karıştırıp güldü. "O zaman içerideki erkeklere bakma, abin buradayken nasıl bu kadar cesaretlisin?" Yüzümü düşürerek ona baktım. "Arkadaşların yakışıklı ne yapabilirim?" Vuracak gibi elini kaldırıp "Seni küçük!" diyip bağırdı. Elbette vurmayacaktı ama onu kızdırınca eğleniyordum.

LIAR | BYUN BAEKHYUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin