İntihar Mektubu

7 1 0
                                    

Puanlanmış filmleri izlemekten sıkılan ben rastgele film izleme seanslarına başlamış bulunmaktayım. Şansa bakın ki en sevdiğim fakat bana bir nebze bile etki edemeyen bir kategori denk geldi. Korku filmlerini oldum olası sevmişimdir fakat bildiğiniz insanlardan olmadığımı bilmenizi isterim. Benim için korku filmleri her zaman eğlenceli filmler olmuştur. Akranlarım Cem Yılmaz filmleri izleyip gülerken ben Dabbe serisini açıp kendi kendime konuşur ve gülecek şeyler bulurdum.

*************************************************************
Korku filmleri ile aram sanırım iki en çok iki buçuk sene önce şuan ki raddeye ulaştı. Çocukken çok korkardım hatta bir defasında Godzilla izlerken korkudan altıma kaçırmışlığım bile vardır. Sanırım hayattan koptuğum o günlerden beri korkusuz bir et yığını olarak yarışmaya devam ediyorum. En çok da karanlık işler ilgimi çekmiştir.

Bundan aşağı yukarı iki sene evveldi. Üniversiteli arkadaşlarım ile bir şeyler yapmak istiyorduk ve bunu da kayda almak istiyorduk. Kısacası YouTube içeriği üretmek isteyen korkusuz korkak ordusu ile bir masanın başında fikir alışverişi yapıyorduk. Aydınlık ve bir o kadar gereksiz bir fikir düşmüştü hemen masanın üzerine. Harabe yerlere gidip video çekecektik. Hatta konuşma devam ettikçe ortaya atılan fikirler kısa ve düşük bütçeli bir korku filmi çekeceğimize işaret ediyordu. Harabe bir yapı bulup içeride paranormal şeyler yaşayacaktık ama konuştuğumuz gibi hepsi senaryo olacaktı.

İsmini hatırlayamadığım bir arkadaşım terk edilmiş bir ev bulduğunu hatta uzun süredir yakınlarından da insan geçmediğini evin ise ortalama yükseklikte bir dağın yamacında olduğunu ve hatta bir de sorulara yanıt vermekten kaçan köylülerden bahsediyordu. Herkes ortak bir fikir yürüterek buranın tehlikeli ve bizim için doğru olmayan bir mekan olduğunu söylemişti. Tabi ki benim için o an en çok zevk alabileceğim şey oraya gitmekti. Saatlerce dil döktükten sonra en korkutucu yerlere önce benim girmem ve eve gündüz vakitlerinde gitmemiz şartıyla gitmeye karar vermiş olmuştuk.

Teknik alet edevat ayarlamaya başlayan bu konuda kendini geliştirmeye adamış iki arkadaşım yarın gidebiliriz dedikten sonra selamlaşık dağılmıştık. Ertesi gün öğlen on üç sularında evin yakınlarında bir yolun ucunda toplanacaktık. WhatsApp grubu kurulduktan sonra konum paylaşıldı ve herkes sessizlik içinde bir süre düşünmeye ve korkularını yenmeye çalışırcasına ortalıktan kayboldu.

Ertesi Gün
Saat 12.55

Konum bilgisinin paylaşıldığı yere geleli beş on dakika kadar olmuştu. Etrafı gözlemleyip beklemeye koyulmuştum. Kısa süre içinde çılgın beşli toplanmıştık. İki kamera sürekli çekim yapacak aramızdaki en dindar arkadaş dualar ile videoya gerilim katacak diğer arkadaş senaryoya uygun efektler ile evde kargaşa çıkartacak bende içeride olmayan varlıklar ile kovalamaca oynayacaktım.

Yaklaşık on beş dakika yoldan bir on dakika da patika bir yoldan yürüdükten sonra zamanında çokça lüks ve şatafatlı bir köy ağası evine benzeyen o rengi ve ahşapları varlığından utanan evin önüne gelmiştik. Her şey hazırdı herkes keşif yaptığımız ve üzerine konuştuğumuz yerlerine geçti ve kayda girdik.

***

Evin ahşap ve iki parçalı büyük kapısını itekledim ve yer yer açıklıklardan içeri giren ışıkla zifiri karanlığın birleştiği ve bir de ağır korkularla bezenmiş o iğrenç ve harabeye giriş yapmıştık. Sağ tarafta bir oda kapısı ve sol tarafta başka bir oda kapıks bulunuyordu. Tam karşımızda ise yanyana ve neredeyse bitişik denilecek kadar yakın iki kapı daha. Kapının hemen dibinde yukarı çıkan basamaklar vardı. Basamakların yarısı vardı demek daha doğru. İçimden doğrudan yukarı çıkmak geliyordu fakat konuştuğumuz gibi sağ taraftaki kapıyı ittiğimde taşlar ile halihazırda kırık olan camların kalan kısımları kırılacak ve dua ve bağırışma sesleri karmaşasına küfür ile eşlik edecektim. Arkamızı dönüp kapıya gidecektik fakat kapı açılmayacaktı. Bizde hemen üst kata çıkıp duaya devam edecektik.

Sağ tarafa ilerledim kapıyı açtığım anda patlayan cam sesleri ve içeriye fırlayan irili ufaklı taş parçaları ile ortalık bir anda karıştı. Dışarıda ki çocuk şeytan taşlarcasına taarruza geçmişti. Tecavüzcü linç eden ortadoğu ülkesi halkı gibi taşlamaya aralıksız olarak devam ediyordu.

İçeride ayetel kürsi sesleri yankılanıyor bir yandan kameradaki arkadaşların bağırışmaları bir yandan benim "ne oluyor lan a***a k***m" nidalarımla kapıya doğru hamle yapmıştık. Kapıyı çekiyordum fakat açılmıyordu. Taşlamaya devam ederken kapıyı nasıl bu kadar sıkıca tuttuğuna anlam vermemiştim dışarıdaki arkadaşın fakat ortalığı velveleye vermemek için doğrudan merdivene hamle yaptım. Eksik basamakların üzerinden atlayarak kendimi üst kata atmıştım. Diğer çocukları da yukarı çektikten sonra duaya devam ettik. Aşağıdaki taş sesleri ve cam parçalarının saçılma sesleri kesilmişti. Bir an sessizliğe büründük. Ayağımla zemini yoklayarak ufak adımlar ile ilerlemeye başladım. Aniden gelen bir el silah sesi herkesi bir anda olduğu yere sabitledi. Kamera kaydından çıktığını söyleyen kameramanlar ile ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk.

Aşağıya inme kararı aldık. Dışarıdaki arkadaşımızın başına bir şey gelmiş olma ihtimali vardı. Basamaklardan aşağı indim ve kapı açıldı. Bizim çocuk kapıdan içeri girdiği anda buz gibi ona bakıyorduk.

"Ne yapıyorsunuz olum sizi bekledim bekledim girmediniz odaya. Kontrol edeyim dedim bende." derken şaşkın şaşkın bana bakıyordu herkes. Bende hadi gidelim videoyu başka gün çekeriz imzasıyla "bu günlük tecrübe yeter toparlanın" dedim.

O gün ne olduğunu hala bilmiyorum fakat o günü düşünmek bile bana zevk veriyor. Yaşadığım en keyfimi anlardan biriydi. Daha sonra başka sebepler sebebiyle çıkan tartışma sonucu kendileri ile daha görüşmemiştim. Bu olayda öylece kapanmıştı.

*************************************************************

Filmi başlatıp introyla birlikte sigaramı yaktım. Film pek sarmıyor derken uyuya kalmışım.

Uyandığım da hayattan soğumuş hissiyle doluydum.

Bunca zamandan sonra hala iyileşme gösterememiş olmam canımı sıkıyor bir yandan intihar düşüncesi ile dolup taşıyordum. Bende bir mektup yazmaya karar verdim.

"Merhaba, ben Akın,

Muhtemelen ceset torbasının fermuarını kapattıktan sonra bu olay yeri kanıtlarını toplamaya başladınız. Sizi yormak istemem ben kendi isteğim ile yaşamıma son verdim. Daha fazla detay için Dr. Aslı ile görüşebilirsiniz." yazıp napıyorum ben diye düşünmeye başladım. Kağıdı klavyenin altına sokuşturup rastgele bir film daha açtım. On ikinci günüm de geride kalan on bir gün gibi geçiyordu.

Konserve yemek için elimi arkaya uzattım ve bilin bakalım ne denk geldi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

2020-1 HASTALIĞA ÇARE ARARKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin