"Öyle bakma da arabaya bin, seni de evine
bırakayım."Sikeyim. Oldukça ciddi gözüküyordu ve ben titreyen ayaklarımda daha ne kadar ayakta kalabileceğimi hesaplayamıyordum...
................................
Birbirimize bakmaya devam ederken ellerini bana doğru salladığında hafifçe titreyerek kendime gelmiş ve derin bir nefes almıştım."Hiç gerek yok, evim yakın sayılır. Meşgul etmek istemem."
Düzgün konuşmayı becerebildiğimde kendimle gurur duyarken sesini duymamla birlikte bakışlarımı tekrar ona çevirdim.
"Yakınsa ne güzel, bin de bırakayım hadi?"
Sürücü koltuğunun yanındaki tarafın kapısını açmış dikiliyordu. Daha fazla uzatmanın manası da yoktu. En azından adını öğrenebilirdim arabasına bindiğimde. Cevap vermeden önünden geçip arabaya bindim ve kapımı kapatıp o da sürücü koltuğuna binene kadar arabayı inceledim. Açık olmak gerekirse pek ucuz bir arabaya benzemiyordu. Arabadaki bakışlarımı, dikkatlice yolu izleyen yabancıya çevirdiğimde başını bana çevirip dudaklarını kıvırıp gülümsemişti. O gülümseme sana ne kadar yakışıyor biliyor muydun acaba?
"Merak etme sana bir şey yapmam. Navigasyona evini yaz da rahatça götüreyim seni."
Açtığı yere biraz uğraşarak evin adresini girdiğimde adrese bakıp ardından bana kısa bir bakış atmıştı.
"Evinin yakın olduğunu söylemiştin-"
"Taehyung, Kim Taehyung. Sen de?"
"Min Yoongi."
Parmaklarımla oynamaya başlarken adı sürekli aklımda geziniyordu. Min Yoongi, Min Yoongi, Min Yoongi... ilah gibi sesini duyana kadar tabi
"Diyorum ki, evinin yakın olduğunu söylemiştin?"
Tüm vücudumu kaplayan suçluluk duygusuyla sırtımı rahat koltuktan ayırmış kemerimi çıkartıp ona dönmüştüm.
"Lütfen kusura bakma, indir beni de gideyim."
Minik bir kahkaha attığında gülüşüne takılı kalmıştım, gözüken diş etlerin o sert görüntünün aksine çok tatlıydı.
"Sadece her gün nasıl eve döndüğünü soracaktım. Geç saatlerde bu sokaklar biraz ıssız hm?"
Elini saçlarıma koyup karıştırdığında dudaklarımı birbirine bastırıp bakışlarımı onun dışında her yerde gezdirmiştim. Bugün kesinlikle beni öldürmek istiyorsun değil mi?
"Kaç yaşındasın küçük?"
Bakışlarını bende gezdirdiğinde yerimde kıpırdanıp dilimle dudaklarımı ıslatmıştım. Şu an buz gibi bir su istiyordum sadece.
"Yirmi"
Gözlerini aralayıp bana baktığında kırmızı ışıkta durup çenemden nazikçe tutup başımı kaldırdığında kalbimin yerinden çıkacağına yemin edebilirdim. Yüzümü incelemiş baş parmağını yanağımda gezdirip yeniden önüne dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Special for you: Taegi
FanficEn güzel kahvemi sadece ona ikram ediyordum, o ise sıcak kahvelerimin aksine oldukça soğuktu.