"Saat sekiz oldu ama senin uyanmak gibi bir girişimin yok,Deniz okula gideceksin kalk artık."Artık uyanmam gerektiğini anlayıp yataktan kalktım.Bu kattaki benim odam dışındaki tek yere (lavaboya) girdim.Aynaya birkaç saniyeden fazla bakmasam bile görüntüm beni hüsrana uğrattı; erken yatmayı seven biri olduğumu söyleyemem bu gözlerimin altındaki kızarıklıklara,saçımı bağlamayı unutmam ise saçlarımın kabarmasına yol açmıştı,çok iyi ya(!)
Görüntümü bir kenara bırakıp merdivenlerden indim."Bugün kahvaltı yok maalesef"Babamın mırıldanışına gülümsemekle yetindim.Hem iş için olması hem de kısa sürecek olması bile babamın Ankara'ya gitme fikrine sıcak bakmasını sağlayamamıştı fakat annemin"Azra da Deniz ile kalacak,bir şey olursa Şebnem gelip halledecek,çamaşırları kendileri yıkayabilirler ,yemeği de okuldan dönerken Şebnem'den alırlar;nasıl bir sorun olabilir?"gibi milyonlarca cümle sıralayınca babam da kabul etmek zorunda kalmıştı.Ve şuan bu durumdayız onlar Ankara'ya ben ise okula gidiyorum çok adaletli (!)
"Seni çok seviyorum,kendine iyi bak tamam mı?" Babama başımı sallayıp anneme yöneldim."
"Bir şey olursa Şebnem teyzene söylersin,seni çok seviyorum."
İki haftalık gidecek olsalar bile zor ayrılıyoruz birbirimizden,onlar arabayla evden uzaklaşırken ben ve pijamalarım eve döndük.Özensizce saçlarımı taradım,üstümü değiştirip kulaklığımı,mp3 çalarımı (mağlum on birinci sınıf olmamıza rağmen okula telefon götürmemiz yasak) ve çantamı alıp evden çıktım.Yağmur çiselerken Ferman Akgül'ün "giderken bıraktığın bütün renkler siyah oldu" deyişi,ses tonu gülümsememe yol açarken okula geldiğimi anlayınca müzik çalarımı ve kulaklığımı çantama koyup sınıfa çıktım.Azra henüz gelmemişti.Azra ; benim ilk okuldan beri arkadaşım bu yüzden ne ortaokulda ne de lisede bulmak için uğraştım çünkü yanınızda bir kişi olunca ve size her şeyiyle yetiyorsa emin olun çok kişilik bir arkadaş grubuna sahip olmanız gerekmiyor,Azra da bunu bana kanıtlayan kişi.Birde Ateş var tabii Azra'nın sıra arkadaşı,en azından şuanlık öyle.Okuldaki diğer insanlar hakkında isimlerinden başka bir şey bilmiyorum dediğim gibi Azra ile bir birimize yetiyoruz,birimizi tamamlıyoruz.Bu yüzden okuldaki arkadaş gruplarına girmek onları tanımak için artıdan bir çaba sarf etmiyoruz.
böyle bir çaba sarf etmeye değeceğini zannet- "günaydın"
"Uzay?"Uzay Ateş'in en yakın arkadaşıydı,hafif dalgalı kahverengiden sarıya kaçan saçları hem yeşilin hem de kahverenginin tonlarını barındıran gözleri vardı,okulun neredeyse tüm kızlarının Uzay'a karşı bir şeyler hissettiğine yemin edebilirim!Ama Uzay sadece insanları tersleyen kavgacı bir tip,en azından benim gördüğüm kadarıyla öyle.Bu kızlar bu çocuktan nasıl hoşlanabiliyor?!
"Kusura bakma dalmışım,sana da günaydın."
"Azra yok mu?"O "MÜKEMMEL" gözleriyle Azra'nın burada olmadığını göremiyor mu?! Ne diyim var ama görünmez oldu falan mı?
"Yok,niye sordun ki?"
"Sana ne?"
"Peki o zaman Azra'nın burada olup olmamasından sana ne?"Çok sinirlendi.Beni öldürecek gibi bakıyor,sanırım cidden öldürecek."Ne oluyor?" Azra'ya teşekkür edici bakışlarımı yollarken Uzay gözlerini benden ayırıp Azra'ya dikti.
"Konuşabilir miyiz?"
Azra gitme hayır Azra gitme bu çocuk seni de öldürür.
Gitti.
Onlar sınıfın köşesinde konuşurken ben de boş boş sıramda oturmaya devam ettim.
"Sen Uzay'a ne dedin,çocuk delirmişti?"
"Çok çabuk sinirleniyor.O sana ne dedi?"
"Ateş okula gelmemiş,telefonu da kapalıymış sana bir şey söyledi mi filan dedi."
Cidden mi?Bunu sormak için mi benimle kavga etti?!
Öğle arası Ateş geldi sabah uyanamamış gece de telefonun şarjı bitmiş bu yüzden geç kalmış.Okulun bitiş saatine kadar gayet normaldi.Her cuma olduğu gibi çantalarımızı topladık İstiklal Marşını okuduk.
"Tarih kitabını unuttum,yukarı çıkalım olur mu?"
"Olur."
Sınıfa çıktık,sınıfta bir tek Uzay ile Ateş kalmıştı onlarda çantalarını topluyorlardı.Azra kitabını aldıktan sonra sınıftan çıkacakken üçümüzünde beklemediği o cümle çıktı azından :
"Kapı açılmıyor!"
İlk bölüm,umarım hoşunuza gitmiştir.Bölümde geçen şarkı : maNga / Dursun Zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
henüz bir ismi yok
Teen FictionBirbirini henüz yakından tanımayan 5 arkadaş bir anda kendilerini bir kaosun içinde bulurlar olaylar ilk başlarda onlar için basit olmuş olsada işler giderek çığırından çıkmaya başlar.