Antidepresan ve doktorun yazdığı bir ton ilaçla dolu masaya umutsuzca baktım. Gerçekten beni bunlar mı iyi edecekti yani?
Kendi kendimle dalga geçerek oturma odasına doğru ilerlerken ayağıma takılan eşyalar sinirimi bozmama neden oluyordu, sahi ne zamandır temizlik yapmıyordum acaba? Tüm bu şeyleri düşünecek halim ya da yaşama sevincim yoktu bile.
Odaya televizyon ışığı vurduğundan loş bir hava hakimdi.
Koltuğun üzerindeki pizza kutusunu yere atarak, kendime yer açtım. Biraz kestirmek iyi gelecek gibiydi, ilaçların üzerimdeki tek etkisi buydu işte. Günümün çoğunu uykulu ve mayışmış bir şekilde geçirmeme sebep oluyorlardı.
Koltukta uzanırken uzun süredir karıştırmadığım telefonu elime aldım. Tarihe baktığımda, terapi seansıma iki gün kaldığını fark etmiştim. Ayrıca gelen bir sürü cevapsız aramalar ve mesajlar telefonun kasmasına sebep oluyordu.
En yakın arkadaşım olan Hyeri'ye iyi olduğumu, benim için endişelenmemeleri gerektiğini söyleyen bir mesaj gönderip telefonu kapattım.
Gözlerim sesi açık olmayan televizyonun görüntülerini izlerken giderek ağırlaşıyordu. Uykunun kollarına bırakmak üzere gözlerimi kapadığımda kapının çaldığını zar zor işitmiştim.
Açıkçası umrumda değildi, çalar çalar giderdi gelen her kimse. Fakat kapıdaki kişi inatçı çıkmıştı, art arda kesilmek bilmeyen zil sesi giderek arttığında oflayarak doğruldum ve kapıya yöneldim. Bu kişi her kimse onu bir güzel benzetecek ve uykuma geri dönecektim.
Kapıyı sertçe açtığımda görmeyi asla beklemediğim o kişiyle yüz yüze gelmiştik. Ne zamandır uğramıyordu bana? İki haftadır? Üçte olabilir, belki de daha fazla...
Düşünceler ışık hızında aklımdan geçerken, Taehyung dümdüz surat ifadesiyle beni inceliyor ve arada sırada evin içerisine doğru bakıyordu. Sanırım onu hâlâ evime alabileceğimi düşünüyordu, bunca şeyden sonra bile.
"Ne var Taehyung? Sana gelmemeni söylemiştim, bir kez olsun neden beni dinlemiyorsun?!"
Taehyung ona çıkışmamla birlikte parmaklarıyla başını ovuşturup, içeri girmeye yeltendi.
"Ne yapmaya çalışıyorsun?! Seni içeri almayacağım!" Sesim bu sefer öncekinden de yüksek çıktığı için Taehyung eliyle ağzımı kapatmış ve beni kucağına alarak eve sokmuştu. Böyle bir şeye nasıl cürret edebiliyordu?!
"BIRAK BENİ!"
"Sakin ol Dae."
"SANA BENİ BIRAKMANI SÖYLEDİM!"
Taehyung hoşnutsuz bir tavırla beni yavaşça yere indirdi.
Ani bir hareketle telefonumu aldım,
"Hemen şimdi polisi arıyorum!"
Taehyung, benim aksime oldukça sakin ve bıkkın görünüyordu. Bana doğru yaklaşıp, elimden telefonu aldığında ona karşı koymaya çalıştım ama asla etkilenmemiş gibi duruyordu. Gerçekten onu nasıl atlatabileceğimi bilmiyordum.
"Ver şu lanet telefonu!"
"Hayır."
"VER!"
Tekrardan elini ağzıma götürdüğünde, gözlerini kapadı ve telefonumu bizden uzak olan koltuğa doğru fırlattı.
"Sessiz ol Dae."
Diğer boşta kalan elini bir anda belime götürdüğünde, irkildim. Beni kendine doğru çekerek aramızdaki mesafeyi kapattı.
"Sen de beni özledin güzelim, değil mi?"
"İzin ver..." diye sessizce mırıldandığımda gözlerini yavaşça açtı ve meraklı gözlerle beni izlemeye başladı. "Neye?"
"Seni atlatmama izin ver, gitmeme izin ver. Artık lütfen sen de git Taehyung."
Taehyung bunları duyduğunda gülümseyerek yanağımı okşadı:
"Bunu gerçekten istediğini mi sanıyorsun?"
"Evet."
"Etrafındaki insanların doğrularıyla hareket ediyorsun, onlar bizim ilişkimizi yönlendiriyor."
Son cümlesi beni o kadar çok sinirlendirmişti ki kahkaha atarak karşımdaki hayatımı mahveden çocuğu ittirdim.
"Sen ne ilişkisinden bahsediyorsun Tanrı aşkına?! Bir kez olsun, diğerlerini suçlamayı bırak ve kendi yaptığın hatalara odaklan. Sadece bir kez olsun, yap bunu!"
"Sen de biliyorsun Dae, ikimizde yıprandık. Sen gittiğinden beridir içiyorum, alkoliğin teki oldum!"
Yüzümü buruşturarak dolu gözlerimle Taehyung'a baktım. Onu onaylamamı bekleyen bir ifade ile bana bakıyordu.
"Sen her zaman alkolik bir orospu çocuğuydun."
"Güzelim..."
Bana doğru yaklaştığında bir adım geri giderek parmağımı salladım.
"Sakın, Taehyung. Sakın. Git artık."
Bu tepkimi hafif şaşkın bir ifade ile izleyen Taehyung kafasını sallayarak dış kapıya doğru yöneldi.
Kapının çarpma sesini duyduğumda, daha fazla dayanamayıp kendimi yere bıraktım. Hıçkırarak ağlarken bundan nasıl kurtulabileceğimi düşünüyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
haunted (Kim Taehyung)
Fanfiction"Biliyorsun, sana yardımcı olabilirim." "Bana Tanrı bile yardım edemez, doktor."