2016, Kasım
"Şimdi benden hoşlandığını ve benimle çıkmak istediğini mi söylüyorsun?"
Utangaç bir şekilde kafamı salladım. Hâlâ Taehyung'a karşı olan hislerimi itiraf ettiğime inanamıyordum.
Taehyung benden tarafa doğru yaklaşıp kolunu omzuma attı. Bu hareketini beklemediğim için irkilmiş ve kocaman gözbebeklerimle Taehyung'a bakmaya başlamıştım. O ise benim aksime oldukça rahat görünüyordu, dudaklarını diliyle ıslatarak gözlerimin içine baktı ve konuştu.
"Dae Yun sen çok sevimli bir kızsın. Elbette seninle çıkmayı çok isterim."
Duyduğum cevap karşısında şok geçirmiş falan olmalıydım çünkü Taehyung bana birkaç kez, "iyi misin?" tarzında sorular sormuş ve onlara zar zor cevap verebilmiştim.
Açıkçası beni reddedeceğini o kadar çok kesinleştirmiştim ki kendi kendime, bu cevap ve Tae'nin kollarının arasında olmak beni afallatmıştı. Hâlâ olan şeylerin bilincine sahip değil gibi hissediyordum, bir an önce eve gidip olan bütün şeyleri düşünerek çığlık atmak ve Hyeri ile akşam ne giyeceğimi tartışmak istiyordum.
"O z-zaman bu akşam sekiz gibi buluşabiliriz sanırım?.."
Taehyung seksi bir şekilde gülümseyerek, "bana uyar." demişti. Bu cevap beni iyice tatmin ederken kendi kendime sırıttım.
Bu süre zarfında Tae kolunu omzumdan indirmiş ve ceketini giymeye başlamıştı. "Öyleyse akşam görüşürüz Dae."
"Görüşürüz Taehyung..."
Taehyung'ın yanımdan ayrılışı ilk defa beni üzmemişti çünkü şu an deli gibi dans etmek, çığlık atıp şarkı söylemek istiyordum. Gitmeden önce bana döndü.
"Cesur kızları severim Dae, seni seveceğim."
***
Günümüz
"Evet Dae Yun, son görüşmemizden beri nasıl hissediyorsun?"
Yanıtlamam gereken soru ile birlikte gözlerimi masanın üstünde duran kum saatinden çekip, doktor Park Dong-Sun'a sabitledim.
"Aynı. Hâlâ bok gibi."
"Küfür konusunda anlaşmıştık sanıyordum..."
"Bok küfür değil ki..."
Umursamazca omuzlarımı silkip, bu konu hakkında tartışmanın mânâsız olduğu konusunda kendimle anlaştım. Kırk dakika küfür etmeden durabilirdim, öyle değil mi?
"En son görüştüğümüzde bana Kim Taehyung ile irtibat halinde olmadığınızı söylemiştin ama sezgilerim bunun doğru olmadığını söylüyor, bana açıklamak istediğin bir şeyler var mı?"
"Hayır yok sadece..." cümlemi tamamlamadan önce derin bir nefes aldım ve devam ettim, "...sadece Taehyung bundan birkaç gün önce evime geldi."
"Peki, sen bu durumda ne yaptın?"
Başımı aşağı eğip, parmaklarımı incelerken olayı anlatmaya başladım.
"Gitmesini söyledim, bağırdım, kaba davrandım ama gitmedi. En sonunda bana yaklaşmaya çalıştı ve ben de onu ittirdim. Ona karşı affedici olmamaya çalıştım ama gardımı düşüreceğim diye çok korkuyorum..."
Doktor Park anlattığım şeylerin ardından önündeki kağıtlara birkaç şey not etti ve bana döndü.
"Bu iyi bir gelişme, ona karşı koyman...Bu şekilde karşı koymaya devam etmelisin, her geldiğinde onu kovmalısın Dae Yun."
İlerleme kaydetmek benim için iyi bir şeydi ama neden hâlâ bok gibi hissediyordum?
"Teşekkürler doktor, elimden geldiğince dediklerinizi uygulayacağım."
Doktor kafasını sallayarak, gözlüğünü düzeltti.
"Birini hayatından çıkarmanın en iyi yollarından biri de o kişiyi hatırlatacak şeyleri hayatından çıkarmaktır. Sana verdiği bir hediye olabilir, ortak arkadaşlarınız olabilir. Aynı üniversitede olduğunuzu söyledin, ortak tanıdıklarınız muhakkak vardır."
İyice düşündüm ama hayır, en yakın arkadaşım Hyeri, Taehyung diye biri ile ilişkim olduğunu biliyordu ama ikiside birbiriyle yüz yüze görüşmemişti. Onun dışında ortak tanıdıklarımız yoktu ama bu Tae'nin suçuydu, ilişkimizi hep gizli kapaklı yaşamak isterdi.
"Hayır." diye cevap verdim. Doktor bu duyduğu şeye şaşırmış gibiydi ama yine de kafasını salladı.
"Böylece işin daha da basitleşmiş oldu. Dae Yun sen Stockholm Sendromu'nun biraz daha basite indirgenmiş haline yakalanmış gibisin...ciddi bir psikolojik rahatsızlığa sahip olduğunu düşünmüyorum. En fazla bir ay içerisinde tüm bu her şeyi atlatabileceğine eminim, o zamandan sonra hapların gramını giderek azaltır ve seni iyileştiririm ama..."
"Ama?" diye sordum meraklı bir ifadeyle.
"...benim dediklerimi birebir yapacak ve iyileşmek için öncelikle sen çabalayacaksın. Anlaşıldı mı?"
Gülümseyerek, "anlaşıldı!" dediğimde, doktor Park'ta gülümsemişti.
Sonunda iyi bir şeyler gerçekleştiği için mutluydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
haunted (Kim Taehyung)
Fanfic"Biliyorsun, sana yardımcı olabilirim." "Bana Tanrı bile yardım edemez, doktor."