"Vay, Park? Sen buralara uğrar mıydın?"
Chanyeol tanıdık sesin kulaklarını tırmaladığını ve sinirini bozduğunu fark ettiğinde yüzükleriyle bardağında ritim tutmayı bırakıp masalarına yaklaşan Kris'e baktı.
Normalde taştan olan yüzü bugün oldukça mutlu görünüyordu, sebebinin kolunun altında duran beden olduğu açıktı. Chanyeol kaşlarını çatarak Sehun'a bir bakış attı.
Sehun omuz silkti.
"Seni özledim."
Chanyeol kaçan keyfini tamamen görmezden gelerek sırıttığında Kris'in gülümsemesi yavaşça soldu, kolunun altında memnuniyetsiz bir ifadeyle kendisine seslenen oğlana rağmen birkaç adımda Chanyeol'ün burnunun dibine kadar girmişti.
Baekhyun kaşlarını çatarak yavaşça Sehun'un yanına ilerledi.
"Bir daha Baekhyun'la uğraştığını duymak istemiyorum Park, beni kendine bulaştırma."
Chanyeol'ün sırıtışı büyürken "Sevgilin bana yazdı." diyiverdi. Sehun sinirle Chanyeol'e bakarken bu sefer o omuz silkmişti.
Kris hızla uzaklaşıp Baekhyun'a doğru yürüdüğünde Sehun onu durdurdu. "Yavaşla."
"Doğru mu bu?"
Kris Sehun'u umursamadan doğrudan kendisine sorduğunda Baekhyun gözlerini devirdi.
"Saçmalama Kris, okul başkanı olduğum için görevlerini bildirdim sadece. Yine başa döndük sanırım."
Diğerlerini umursamadan çıkış kapısına yöneldiğinde Jongin Sehun'un attığı bakışla kafa sallayıp çocuğun peşine takıldı. Kris de Mark'a aynı işareti vermişti fakat Jeongguk onun önüne geçti.
"Sana, ona tekrar aynı şeyleri yaşatmana izin vermem demiştim. O buraya gelmediği sürece çağırma Kris, aramıyorsa arama, sana mesaj atmıyorsa atma. Sonrakinde mekanına sadece içmeye gelmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanna Be Yours //св
Fanfiction"Aradığın iyi çocuk olamam ama seni sonuma kadar sevebilirim."