Mayıs'ın sesi geliyordu, alçak ama tok bir sesle. ''Nisan, hemen uyanmalısın.'' Gözlerini açarken buğulu bir görüntüyle kaşılaşan Nisan'ın başında Mayıs, Aral ve Ekim duruyordu. Görüntü biraz daha netleşince kendisini okuyor olduğu üniversitenin amfisinde yattığı yerden tavana bakarken buldu. Ve hızla gözü takvime takıldı, yılın 2020 değil 2120 olduğunu gördü.Ardından yanındakilerin kıyafetlerini ve amfideki farklılıkları özellikle de tahtanın yerindeki o zımbırtıyı görünce korkak ve titrek bir sesle, ''Neler oluyor?''diyerek gözlerini yeniden kapattı ve hatırlamaya başladı.
İlk başta arkadaşlarını tanımayan Nisan, Mayıs ile olan muhteşem arkadaşlığını gözünün önüne getirdi. Çok küçük yaşta annelerinin dostlukları sayesinde birbirini bulmuş iki genç kızdı ancak birbirlerini bulmalarının tesadüf tesadüf olmadığını anlamaları 15 senelik bir arkadaşlığın sonunda olmuştu. İkisi de yirmi altı yaşındaydı ve altı senedir aynı evi paylaşıyorlardı. Fakat o evi paylaşmaları dostluklarından öte başka bir şeyle ilgili olduğunu biliyordu, o an onun ne olduğunu hatırlayamamıştı.
Nisan yeniden kendine gelmeye başladı ve tek hatırladığı arkadaşı Mayıs'a döndü ve bir şey söylemesine fırsat vermeden Mayıs onu kolundan tutarak tahtaya benzeyen zımbırtının içine soktu. Aral ve Ekim ise amfide oturmuş onları izliyorlardı. Mayıs o zımbırtının içinde iken Nisan'a, ''Hatırladığın son şey nedir?'' diye sorduğunda ise Nisan'ın cevabı şu oldu: '' Biz seninle arkadaştık.'' Mayıs biraz rahatlamış şekilde ikinci soruyu sordu: ''Seninle nerede yaşıyorduk?''
Nisan: Cam cepheli bahçe katında bir evde.
Mayıs: Evi tarif edebilir misin?
Nisan: Salonu çok büyük mutfakla birleşik şekilde, keten büyük koltuklar ve koskaca bir avize var. İçerideki ahşap ve beyaz mobilyaların kokusunu hala hissedebiliyorum.
Mayıs: Bu kadarı yeterli.
Mayıs amfideki mimarlık öğrencilerine dönerek dedi ki:
-Şu an yaşamış olduğunuz mimariden ne kadar farklı değil mi? İşte bu yüzden hepinizin bu ödevi almasını ve gruplar şeklinde 2020 Mimarisini araştırmanızı istiyorum. dedi
Nisan birçok şeyi artık hatırlıyordu.
İki arkadaş yeni bir yöntemle ders anlatarak 2120 yılının en iyi profesörleriydiler ve bu yöntemi kimseyle paylaşmadan eğitim veriyorlardı. Paylaşmamalarının sebebi ise paylaşılamayacak kadar gizli olmasıydı elbette. Çünkü Mayıs'ın tasarlamış olduğu mekanizma sadece Nisan'da işe yarıyordu.
Nisan tamamen kendine geldiğinde üzerindeki kıyafetleri fark etti ve onların da çok farklı olduğunu gördü. Kendisi neden böyle giyinmişti?
Nisan bol ve fiziğini belli etmeyen kıyafetleri daha çok seviyordu.Kendisi sarışın, yeşil gözlü, orta boylarda, V kesim saçları beline kadar gelen hoş görünümlü bir kadındı. Dış görünüşünü genelde serseri bir havası olan şirin bir elbise ile tamamlayıp saçlarını rüzgarın parmaklarına bırakırdı. Kulağında ise halka küpeleri hiç eksik olmazdı. Halka imajına belki de bir sebepten sıkı sıkıya bağlıydı. Hem rahatına düşkün hem de çok temiz ve güzel giyinmeye dikkat ederdi. Genelde zümrüt yeşili ve bordo gibi açık tenine yakışan renkleri tercih ederdi. Fakat bu sefer üzerinde daracık, boğazlı ve kalın bir lateks bluzun altında aynı kumaştan ve aynı renk daracık bir şort giyiyordu. Küpelerinin yerini ise tüm kulağını kaplayan kulaklıklara bırakmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi saçı da sımsıkı bir topuzdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMEN
Science FictionYükümü enerjiye dönüştürdüğümde, enerjiye yük olmamam dileği ile.. AMEN