Ömer, daha 15 yaşında yeni yetme,toy bir delikanlıydı. O zamanlar Ömer'in kanı deli akıyordu tabi. Okulu bırakmıştı o cehaletle. Gece çıkar ortamdan ortama gezer sabaha karşı gelirdi. Uyuşturucu satışı bile yapmıştı. Annesi çok dil dökmüştü Ömer'e bırak bu işleri diye ama nafile, bir türlü dönmedi yolundan. Tabi babasından da az dayak yememişti. Çünkü babası bilinen tanıdık iş adamlarındandı. "Beni rezil edersin seni evlatlıktan reddederim" bile demişti.
Birgün yine Ömer dışarı çıkmış sabaha doğru eve sarhoş bir şekilde gelmiş, yatağına girmiş vurmuş kafayı uyumuştu. Sabah bir gürültü ile uyandı. Başındaki ağrıyı yok sayarak gözünü açtığında babası başında gözleri kan çanağı, saçı başı dağılmış üstünde çok nadir gördüğü eşoftman takımı vardı. Ömer hissetti tabi birşeylerin ters gittiğini. Hızla doğruldu doğrulmasıyla babası yüzüne tokadı yapıştırmıştı. Ömer, baba nol-" cümlesini tamamlayamadan babası araya girip "gözün aydın sonunda anneni devirdin oğlum" dedi.
Bu kelime varya önce Ömer'in tüm vücudunu uyuşturmuş ardından bilincini kaybetmesine yetmişi. Gözlerini hastane odasında açmıştı o gün Ömer. Maalesef ki annesi hayatını kaybetmiş, babası ise 2 ay boyunca hayata küsmüş en sonunda kendine gelerek eşinin kendisine emanet ettigi bir oğlu olduğunu fark edip toparlanmaya başlamıştı. Ömer o dönemde herşeyi bırakmış çok asosyal bir genç olmuştu.
Babası isleri toparladıktan sonra Ömer'i şirkete kendisi ile götürüp tüm işleri öğretmişti. Ömer' de artık işinde gücünde bir adam olmuştu ama hala babasının küçük Ömer'i idi. Ama babası da, Ömer 21 yaşındayken hayata gözlerini yummuştu. Ömer babasından sonra illegal işlere bulaşmış bir çok can almaktan asla kaçınmamıştı. Ömer bir nevi çift karakterliydi. Yer altında ona; ruhsuz, acımasız gözünü kırpmadan can alan AZRAİL diye seslenirlerken iş hayatında; yakışıklı, karizmatik sosyetenin göz bebeği ÖMER GÜÇLÜ idi.
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤Aden ve Ömer salondaki alkış sesleri ile kendilerine geldiler. Aden hızla salondan arka kulise geçip beklemeye başladı. Artık yavaş yavaş midesi bulanmaya başlamıştı çünkü gün içinde sadece bir defa yemek yemişti o da sabah saatlerinde ekmek arası birşeyler atıştırmıştı. Şimdi ise hem gözleri ara ara kararıyor hemde midesi bulanıyordu. Mihrab Aden'in yanına gelip konuşmaya başladı.
"eaziziun , sa'ughadir , milki eind albab."
"(Canım ben çıkıyorum benimki gelmiş kapıda.)" Aden hafif gülümseyip,"tyb aleasl aetny binafsik 'arak"
"(Tamam canım kendine iyi bak görüşürüz.)" dedikten sonra Mihrab hızla çıkmış kuliste sadece kendisi kalmıştı. Önce üstünü değiştirdi sonrada makyajını sildi. Şimdi ise kıyafetlerini topluyordu. Kıyafetlerini toplayıp tam soyunma odasının kapısından çıkacakken bir anda kendini içeriye itilirken buldu. Neye ugradığını şaşıran Aden onu içeri iten adama şok olmuş gözlerle baktı.Ömer ise önce giden kızın ardından bakmış 15-20 dakika sonra ise hiçkimseye birşey demeden kalkıp salondan çıkmıştı.
Sağına soluna baktı üstünde arapça kulis yazan odayı görünce adımlarını o tarafa yöneltip içeri girdi. Etrafa şöyle bir üstün körü baktı, odanın icindeki başka bir odanın kapısı açıktı "büyük ihtimalle oradadır" diye düşündü ve oraya doğru hızlı adımlarla ilerledi. Içeriye girdiğinde genç kızı eğilmiş birşeyler toplarken gördü. Eğilirken kalçalarının görüntüsünden haberi var mıydı acaba. Mükemmel dedi kendi kendine.
Genç kız o kadar dalmıştı ki yaptığı işe, genç adamın içeri girdiğinden haberi bile yoktu. Tam Ömer ona yaklaşmışken kendisi de işini bitirmiş olacak ki arkasını dönmesiyle Ömer elini kızın ağzını kapatmış, arkasındaki duvara yaslamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARIQ ALQALB (KALP YANGINI)
Teen FictionTüm hakları saklıdır. Kitap kapağı; @bataklıkyakamozu' na aittir. Konusu bana aittir. Çalınması veya kopyalanması durumunda yasal işlemler başlatılacaktır. Ilk birkaç bölüm geçiş bölümüdür birkaç bölümden sonra hem asıl konuya hemde uzun bölümlere a...