5. Bölüm

80 7 2
                                    

Şuan sınıftayım. Özgür'den sonra en çok konuştuğum kişi olan Lamia'ya olanları ve bugünki çarpışmamızı anlatıyorum.

".............. İşte öyle Lamia. Hala olayın şokundayım. Gerçekten tanımamış olabilir mi ? "

"Saçmalama Şevval kimse beraber bir sene geçirip , güzel anılar yaşadığı kişiyi unutamaz . Özellikle çocukkenkileri "

"Off bilmiyorum Lamia. Ya gerçekten tanımadıysa o zaman çok kötü hissederim." Evet kötü hissederdim. Çünkü ben hala dolabımı kapağında Berkle birlikte lunaparka gittiğimizde çekildiğimiz fotoğrafı bulunduruyorum. Ben yaşadığımız anıların hepsini , tüm detaylarıyla hatırlıyorum. Zaten Lamia'nın da dediği gibi unutulmuyor...

Anı demişken Aylinle ortaokuldan sonra konuşamaz olmuştuk çünkü o farklı bir şehirde lise okumayı tercih etmişti. Onu bazen çok özlüyorum. Özgür olmasa yokluğunu çok arardım sanırım. Zaten Özgür olmasa ne yapardım bilmiyorum...

Önüme döndüğümde hocayı görmemle derse girdiğimiz anlamıştım. Selamlaşmadan sonra oturduk ancak Özgür hala gelmedi. Nerde kaldı diye düşünürken kapı açıldı. Özgürü beklerken içeriye Berk girdi . Tam kafamı kitaba çevirmiştim ki ....

BERK !!!??!

Hadi canım bu kadar da olmaz ama dimi ? Bizim sınıfa mı düştü yani ? Tarih ancak bu kadar tekerrür eder -_-

"Hocam geç kaldığım için özür dilerim. Müdürün yanındaydım. Son işlemleri tamamlıyorduk da. "

"Tamam canım önemli değil. Kendini tanıttıktan sonra boş bulduğun bir yere oturabilirsin." dedi Merve Hoca...

"Ben Berk. Berk Demir. İlkokulu burda okudum ama ailem dolayısıyla lise için Amerika'ya gitmek zorunda kaldım. İlk iki yılı New Jersey Lisesi'nde okudum ve işte buradayım. Şimdi oturabilir miyim hocam ?" . Merve hoca başıyla onayladığında sınıfa şöyle bir baktımdaa ..

Oo-ha ..!! Sınıfta birtek benim yanım boş. O da bunu farketmiş olacak ki sırama doğru ilerlemeye başladı. Göz göze geldik. Gözümün içine bakmasını nasıl da özlemişim. Tam ağzımı açıp dolu olduğunu  söyleyeceğim sırada ;

"Hoop ! Orası boş değil. Şevval'in yanı her zaman benimdir. Bunu o kafana iyice yerleştirsen iyi edersin" deyip yanıma oturdu Özgür. Öyle bir rahatladım ki anlatılmaz yaşanır cinsten. Aynı ortamda bulununca bile elim ayağıma dolaştı dibimde otursa ne yapardım bilmiyorum .

"Ne diye yanında oturmasına izin veriyorsun ?! "

Ne diye bu kadar sinirlendin ? Sen gelmeden önce tam da dolu olduğunu söyleyecektim." Özgür biraz asabi olabilir ama bana karşı böyle sert olmasına alışık değilim. Bu yüzden gözlerim doldu. Yanıma iyice yaklaşıp

"Özür dilerim Şevval ! Derse girmeden önce yanımdan geçerken omuz attı bildiğin. Sonrada arkasına bile bakmadan kusura bakma yaa yanlışlıkla oldu gibisinden birşeyler zırvaladı ama bilerek çarptığına eminim. Piç kurusu "

"Hoop hoop kaç kere diyeceğim sana benim yanımda küfür etmeyeceksin diye" deyip kolunu cimcikledim. Tabi Özgür bir saniye bile beklemeden bağırdı. Merve hoca da uyarıcı bakışlar atınca onu kırmamak adına sustuk. Özgürle konuşurken unuttuğum Berk'i aramaya başladı gözlerim. Ama sınfta olmadığını fark edince defterimden yaprak yırtıp Lamia'ya sordum.

"Özgürle konuşmaya dalmışım noldu ? Berk nerde ?"

"Sakın bu Berk'in senin Berk olduğunu söyleme !"

"Evet ta kendisi. Ya herneyse nerde şimdi onu söylesene be ölücem meraktan -_-"

"Tenefüste sıra ayarlanacakmış. Merve hocada ayakta kalmasın diye kantine gönderdi. Bir dahaki derste gelecekmiş ."

Kağıdı katlarken Özgür'ün kağıdı okumaya çalıştığını gördüm. Ah şu meraklı erkekler. Herşeyi bilmek zorundalar sanki ....

Aaaa doğruya Özgüre Berk'in benim Berk olduğunu söylemedim. Nerden benim oluyorsa . Neyse ...

Sonunda bana işkence gibi gelen Geometri dersi bitti çok şükür. Özgür'e Berk'i söylemenin vakti geldi.

"Az önceki çocuk Berk'ti."

"Hani şu senin Berk" dedi soru sorarcasına. Başımla onayladıktan sonra devam etti.

"O malı Berk yani. Nesini sevdin be onun." Ovv bu ağır oldu. Kimse sevdiklerime laf edemez . Ama söz konusu Özgür olunca kural olmuyor tabii. İçinde tut Şevval !!

"Amaan çocuktum işte be." deyip omuz silktim.

" Neyse hadi kantine gidelim açım."

"Yürü obur ayı yürü" Ben size bahsetmedim dimi ? Özgür acayip yer. Daha ilk tenefüste olmamıza rağmen yer. Neymiş yurdun kahvaltısı azmış. Onu bulamayanlar da vae bee. Zaten onun için önemli 4 şey varmış. Uyku , yemek , Elif , Ben... Yani bi ara öyle söylemişti bana

"İki tost bir çay Caner Abi" hayır tabii ki Özgür 2. tostu bana almıyor dedim ya arkadaş aç diye..

"Banada bi kahve abi" deyip gülümsedim. Caner Abi bizi çok sever bizde onu severiz. Çok cana yakındır.

"Al bakalım paşazadem torpilli" derken göz kırpıp tostu Özgüre uzattı."Buyrun hanımefendi bu da sizin kahveniz"

"Teşekkür ederiz Caner abi" dedikten sonra masaya doğru ilerledik.

Yemek yerken dersler , Fahriye hoca vs. vs. ıvır zıvır ne konu varsa konuştuk. Ama ben Berk'i kantinde aramakla meşgul olduğum için konuya odaklanamadım. Özgür gözümün önünde elini sallayıp ;

"Dünyadan Şevval'e ! Aklınız nerde acaba ? "

"Berk'te" Ne ? Ne ? Berk mi dedim ben demin. Off bu huyumdan nefret ediyorum küçüklüğümden beri aynı şey. Daldığım sırada biri birşey sorduğu zaman aklımdakini söyleyiveriyorum.

"Ne düşünüyorsun sen o çocuğu yaaa ?!??" Yine sesini yükseltti bana

"Ne kadar saçma bir soru sorduğunun farkında mısın ? 4 yıl sonra görüyorum. Düşünmem gayet normal değil mi ? Hem sana noluyor yaa ikidir sesini yükseltiyorsun bana ?"

"Abi demiyor musun kızım sen bana. Bende kardeşimi gözümün tutmadı biri konusunda uyarıyorum işte"deyip göz kırptı. Gel de kız şimdi buna ^_^

"Tamam abiliğini yap ama bana sesini yükseltmeden. Svevmediğimi biliyorsun. Hem Berk öyle gözünün tutmayacağı bir tip değil. Yani eskiden öyleydi" Son cümlemi ancak kendi duyabileceğim seviyede söylemiştim.

Acaba dedim ilk kez.. Acaba o sevecen tatlı çocuk gibi mi hala. Yoksa herkes gibi o da değişti mi ?

"Neyse hadi derse gidelim."

"Tamam" dedim. Dersin ne olduğunu hatırlayamayınca Özgür'e sordum. Cevap bariz ama bir umut işte..

"Ne zaman dersi bildiğimi gördün Şevval ? Neyse girer dinleriz işte ne önemi var sanki " Ben demiştim... Ne zaman sorsam hiç değiştirmeden aynı cevabı veriyor .

"Off tamam sormadım say."

Sınıfımız en üst katta olduğu için ancak çıkabilmiştik. Koridorun ucundan Emir'in geldiğini görünce Özgür'e lavaboya gideceğimi söyleyip yanından ayrıldım.

Ahh Emir böyle yapmasan nolurdu sanki. Sen benim için arkadaştan ötesi değilsin ki.

Elimi yüzümü yıkayıp peçetelere uzandığım sırada kapı açıldı. Yok artık !!

Yalnızlığımın OrtağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin