Day:3

1K 95 45
                                    

       

     Korku garip bir zevk verirdi bana. Korku filmleri izlemeyi, korku temalı kitapları okumayı, korku içerikli videoları izlemeyi severdim. Çünkü bilirdin gerçek hayatta asla bu gibi durumların olmayacağını. Bu güne kadar da ne benim başıma nede çevremdeki insanların başına asla bu gibi şeyler gelmemişti. Bu yüzden olsa gerek kaale almayışım.

Son iki gündür yaşadığım 'Jeon Jungkook blogu' sadece anlık korku yaratmıştı bana. Bir tesadüf olmayışının farkına vardığımdan beri korkudan çok merak duygumu beslemişti.

Hatırladığım en ücra anılarımda bile ben sessiz, sakin, uslu bir insandım. Ailesine saygı duyan dediklerinden çıkmayan herzaman kurallara uyan uslu bir çocuktum işte. Normal bir hayatım vardı. Bu normallik tüm olağandışı şeyleri imkansız kılardı.

Açık olan Jeon Jungkook blogu'na baktım bir kez daha. Dün akşamdan beri yeni bir durum güncellemesi yoktu. Yeniliyordum sürekli sayfayı ama yoktu işte güncelleme. Geçmiş güncellemeleri okumaya karar verdim. Bir kaç kez aşağıya kaydırıp denk gelen güncellemeyi okumaya başladım.

"merhaba ben Jeon Jungkook! Sonunda çizimimi bitirdim. Çok yorucuydu!"

İki hafta önce çizim grafik dersi performansı için büyük uğraşlarla yaptığım çizimimden bahsediyordu. Tüm hafta sonumu bu çizim için harcamıştım. Gerçekten çok yorulduğumu hatırlıyordum.

"merhaba ben Jeon Jungkook! Çizgi film izlemeyi seviyorum."

Evet seviyordum. Çok çok seviyordum hemde.

"merhaba ben Jeon Jungkook! Fotoğraf çekmeyi seviyorum."

Seviyordum gerçek fotoğraf çekmeyi. Benim için güzel olan herşeyi fotoğraflamayı, o fotoğrafların arkasına tarih atıp biriktirmeyi seviyordum. Bir kaç dönemde fotoğrafçılık eğitimi de almıştım. Güzel bir deneyimdi benim için.

Biraz daha bakındım bloga. Benim hakkımda herşey doğruydu. Bu blogun sahibi her kimse beni çok iyi tanıyordu. Güncellemeler çok fazla kişi tarafından beğenilmiş ve yanıtlanmıştı. Yanıtlara bakındım. Genel olarak hepsi kendilerinin de sevdiğini söylemişti fotoğraf çekmeyi. Rast gele birinin profiline tıkladım fakat açılmadı profil. Çıkıp başka profillerinde üstüne bastım yine açılmadı. Bir kaç saniye sonra da altta küçük bir yazı belirdi.

"blogu eklemediğiniz için profillere ulaşamazsınız"

Derince uflaladıktan sorna çıktım yanıtlardan. Dikkatimi ise yanıt vermek için bir bölümün olmadığı olmuştu. Oysa yüzlerce yanıt vardı peki onlar nasıl yanıt verebilmişti? Daha da dikkatle blogu incelemeye başladığımda beğeni kısmının da olmadığını gördüm.

İşte bu bir kanıttı. Blogn sahte olduğunun bir kanıtıydı.

İstemsizce bir gülüş oluştu yüzümde. Birileri oyun oynamak istiyorsa zevkle karşılık verirdim.

Blog birden yukarıya çıkmaya başlamış ve bense sadece izlemiştim. En üste çıktığında durdu ve yazılı olan linke giriş yaptı.

Telefonum biri tarafından yönetiliyordu. Benim hakımda bildikleri de bu sayede olmalıydı.

Önce boş beyaz bir sayfa belirdi ardından da siyah bir sayfa ve bir mesaj.

"Hey! Merhaba ben Jeon Jungkook!"

Bir kaç kez ekrana dokundum. Yalnız mesajın altında bulunan yanıt kısmı dokunuşlarımı algılıyordu.

Kararsızdım. Cevap vermek istiyordum ama garip bir histe vardı içimde.

Gece yarısıydı ,herkes uyuyordu. Yalnızdım odada. Annem hyungumun yanına gitmişti. Çünkü küçük Jeon biraz hastalanmıştı.

Bu yüzden olduğunu düşündüm garip hissin, annem yoktu yanımda çünkü. Derin bir nefes alıp verdim, mantıklı düşünmeye çalıştım.

"hey! Ben JEON JUNGKOOK!"

Yeni gelen mesaj tetiklemişti beni. Hızlıca yazmaya başladım.

"Ben Jeon Jungkook! Gerçek Jeon Jungkook! Sen sahtesin!"

Hırsla yazdığım yanıtı gönderdim. Olacakları bekledim.

Telefonum aniden garip bir ses çıkarmaya başladı. Sanki bir şeyler kesiliyor ve ince çığlıkları duyuluyordu. İçimi kaplamaya başlayan heyecana ve korkuya yenik düşmemeye çalıştım.

Birden bir çığlık sesi geldi telefonumdan oldukça tiz ve kulak tırmalayıcı. Konum özelliği açıldı, Ardından kilit sesleri duyuldu. Kaldığım odanın kapısından ve pencerelerden. Yatağımda iyice örtüme sıkıca sarıldım ve en köşeye sırtım duvara gelecek şekilde durdum. Küçüldüm iyice. Korku çoktan ele geçirmişti bedenimi. Bağırmak çığlık atmak istedim.

Yardım edin ,imdat demek istedim fakat korku boğazımı düğümlüyordu. Düşünemiyor ,haraket edemiyor ,nefes dahi zor alıyordum.

Işıklar söndü, karanlıktı artık her yer. Gözyaşlarım korkuyla akıyordu ,bedenim zangır zangır titriyordu.

Bir ışık belirdi telefonumdan. Son bir mesaj ,sonumun geldiğini bildiren ,benim ve hayatımın mahvolmasını sağlayan o son mesaj.

"Seni Buldum"










Mchiiswg.

Google °taekook°✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin