• Hayatımda böyle bir aşk istemiyorum •

610 52 23
                                    


Ali

" Neden benimle konuşmuyorsun? "

Yusuf telefonundan gözlerini kısa bir anlığına yüzüme çıkartıp geri telefonuna indirdi. Derin bir nefes aldım. Cevapsız kalan bir sorum daha olmuş oldu. Küçüklüğümden beri hep merak ederdim.

Abim neden bize uzak?

Ne yaparsam yapayım ona asla erişemiyordum. Kapalı bir kutuydu benim için. Ela tatlılığıyla kalbine girebilmişti ancak bana olan bakışları hiç değişmedi. Kıskançlık yüzünden değildi. Annem her zaman ilk onun istediğini alır, her kavga da onun yanında olurdu. Babam ilk oğlu olduğu için olsa gerek hiç isteklerini red etmiyormuş küçükken. Anne Babamızın geçmişi gerçekten kötüydü ancak bunda benim ve Ela'mın suçu yoktu ki. Onlara kızgın olması normaldi, hepimiz kızgındık ve utanıyorduk. Suçumuz yok desem de o hiss öğrendiğimizden beri hepimizde vardı.

Ela mırıldandığında ona baktım. İlaçların etkisiyle güzelce uyuyordu. Güzel kardeşim hep çok güçlü durmaya çalışıyordu. Keşke ben olsaydım dediğim çok olmuştu ama kader işte. Ailenin en güzeli, en masumu çekiyordu günahların bedelini. Kapı açıldığında kimin geldiğine baktım. Annem bir ruh gibi odaya süzüldü, Yusuf'un olduğu koltuğa geçti ve başını kucağına koyar koymaz uykuya daldı. Gülümseyip Yusuf'a baktığımda eli havada kalmıştı.

Rahatsız sandalyeden kalkıp elimi enseme attım.

" Ben hava almaya çıkayım.. Almamı istediğin bir şey var mı? "

Başını hayır anlamında sallayıp telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Odadan çıkıp koridorda adımlamaya başladım. Babam'ın kalbi olanlara dayanmaya çalışıyordu. Annem'in göz altları ve o güzel yüzü günden güne çöküyordu.

Odasının önüne kadar gelsem de kapıyı açasım gelmiyordu. Nefret ettiğimden değil.. Bilmiyorum, bazen gerçekten ediyor gibi olsam da sonuçta biri Babam biri Annem'di. Üçümüzü de güzel yetiştirebilmek için gece gündüz çalıştıklarını unutmam mümkün değildi. Hastalandığımızda Annem de Babam da nasıl pervane oluyordu etrafımızda unutamazdım. Oflayıp çıkışa doğru ilerledim yavaş yavaş. Nasıl yapabilmişlerdi anlamıyordum işte.

Aklım almıyordu, ardında iki erkek çocuğu, yapayalnız bir kadın ve bir adam bırakıp nasıl sanki yeni doğmuş bir bebek gibi devam edebilirdin hayatına?

Bizim hayatımız gerçekten yer yer zorlu yer yer acılı olsa da aileydik işte. Hiç bir şeyden eksik kalmamıştık. Abim, kız kardeşim. Annem Babam vardı. Akrabalarım vardı.

Onların kimi vardı bir birlerinden başka?

Koray düştüğünde Aslan kaldırmıştı, Aslan düştüğünde?

" Ali? "

Adımın söylenmesiyle buğulanan gözlerimi hızla kırpıp arkamı döndüm ve tanıdık yüze baktım.  Burnumu çekip başımı salladım.

" Evet benim. "

Yanıma adımlayıp karşıma geçtiğinde beni baştan aşağı süzdü. O an kim olduğunu hatırladım. Yutkunup gözlerimi  avlu da ki insanlarda gezdirdim.

Tam da bunları düşünürken karşıma çıkması.. Gülümsedim hafifçe.

Aslan Arslan'ın elinden tutup kaldıran kişi güzel mavilerini yüzümde dolaştırmaya devam ederken gözlerimi daha fazla uzak tutamadım ondan. Gerçekten yakışıklı bir adamdı. Yüzüme inen sert yumrukla sendeledim. Burnumu tutarak ona baktığımda gülümseyip yakalarımdan tuttu.

Uzaklaşma.. |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin