Bölüm 1

811 24 2
                                    

     Yağmur hızla yağıyordu. Adımlarımı sıklaştırdım. Otobüs durağına geldiğimde ayaklarıma kara sular inmişti. Bekledim, bekledim... Neredeyse sabah olacaktı fakat otobüs hala gelmemişti. Ne yapacağımı düşünürken uzun boylu, erkek olduğunu varsaydığım biri göründü. Yolun tam ortasında yürüyordu. Yavaş yavaş yüzünü seçmeye başladığımda ise otobüsün geldiğini gördüm. Kovalanıyormuşçasına hızlı geliyordu. Adama seslendim. '' Hey! Çekil yoldan. Öleceksin!'' dedim. Kelimeler ağzımdan çığlıklar eşliğinde çıktı. Söylediklerimin yeterli olmadığının farkına vardığımda otobüsün adama çarpmasına ramak kalmıştı ki onu ittim. Otobüs durmadı ve aynı hızla bana çarıpıp geçti. Kan ter içinde uyandım. Başucumda duran saate baktım. Daha 04:16'ydı. Kalkıp yüzümü yıkadım ve yatağa döndüm. Bir rüya nasıl böyle gerçekçi olabiliyordu? Çok sık kabus gören biri değildim. Aslında bu sefer nedenini biliyordum. Yeni bir şehir, yeni bir başlangıç, bir günde baştan yazılan hayat. Merhaba ben Dünya, Dünya Yıldırım. Lisedeyim. Ama hangisi derseniz; bende bilmiyorum. Babamın dengesiz duyguları yüzünden. Bir günde İstanbul'dan Samsun'a yerleşme kararı almış. Bana sormadan okuldan almış, yenisine kaydımı yaptırmış. Buna rağmen hesap soramıyordum ki zaten kızgın da değildim. Babamla çoğu zaman konuşmuyorduk. Ne derse 'tamam' diyordum. Fakat hiç bu kadar fazla olmamıştı söyledikleri. Babam aslında kötü biri değildi. Annemin ölümünden sonra bu hale geldik. Annem ben daha ilk dişim çıkmadan kanserden öldü. Annemle babam büyük bir aşkla evlenmişler. İlk okuldan beri aşıklarmış. Aynı üniversiteden mezun olup evlenmişler. Aileleri bu evliliği desteklemediklerinden birbirlerine güç kaynağı oluyorlarmış. Babamı anlayabiliyorum. İlk zamanlar benim içinde çok zordu. Ama hayat öyle ya da böyle devam ediyor. İçimde durmadan büyüyen bir özlemle yaşama alışmaya çalışıyordum. Şimdi yeni bir şehirde devam edeceğim buna. Okuluma ve bu şehire beni bağlayan bir şey olmadığından kızmadım babama. Bu şehir ve bu evde ne kadar zorlandığını görebiliyordum. Otobüsün kalkmasına iki saatten az kaldı. Yemek yedik ve terminalin yolunu tuttuk. Terminale geldiğimizde bavulları yerleştirip koltuklarımıza oturduk. Kulağımdaki kulaklık içimdeki sessiz çığlıkları susturmaya yetmiyordu. Uyumaya çalıştım, uyumalıydım.

    Gözlerimi açtğımda sabah olmuştu. molalarda uyanmadığımdan acil lavobaya gitmem gerekiyordu. Babamın uyumadığını gördüm. ''Molaya ne kadar var?'' dedim. ''On dakikadan az bir süre sonra Samsun'da olacağız.'' deyince hem rahatladım hem de tuhaf bir heyecanla kaplandı içim. Ve büyük bir merak. Dışarıyı seyrederken kafamda evin nasıl olduğunu canlandırıyordum. İneceğimiz yeri gördüm ve toparlanmaya başladım. Otobüs durduğunda bavullarımızı aldık ve elimdekileri babama bırakıp koşarak tuvalete gittim. Tuvalet sonrası babam taksiyle bekliyordu. Binip kapıyı kapattım. İndiğimizde bir sürü bina vardı. Sessiz kalıp babamı izlemeyi tercih ettim. 7 katlı binanın asansörüne zar zor bindik ve 4. kata çıktık. Cebinden anahtarı çıkardı ve son derece modern döşenmiş bir evin kapısını araladı. Kabaca evi dolanıp odamı buldum. Bavulumu kapının yanına bırakıp elimi yüzümü yıkmaya gittim. Odama dönüp kıyafetlerimi yerleştirdim. Etrafa göz gezdirdiğimde herşey yerleştirilmiş sadece kıyfetlerimin ve benim eksik oluşumu gördüm. Yarın okula gideceğimden formamı çalışma masasının sandalyesine astım ve duş aldım. Yemek yiyiğ yatağa girdim. Alarmı kurup kafamı yastığa koydum.

     Uyandığımda gözlerimin şişliğine hayret ettim. Fakat üstünde durmadım Kahvaltımı edip yeni alınmış formamı giydim. Babamında hazır olduğunu gördüm. ''Hazırsan çıkalım.'' dedi. ''Hazırım. dedim. Ayakkabılarımızı giyip taksiye bindik. Yaklaşık on dakika süren yolculuğun sonunda arabadan inmeye hazırlanırken '' Benim işe geçmem gerekiyor. Çıkışta geleceğim, iyi dersler.'' dedi ve cüdanından çıkardığı parayı bana doğru uzattı. Parayı aldım, cevap vermeden indim ve okula girdim. Herkes bahçede sıra halindeydi. İstiklal Marşı'nı sıraya girmeden okudum. Sınıfım 11/C yi bulmak için merdivenlerden çıkmaya koyuldum. 2. katta kızlar tuvaleti ile 11/B'nin arasında bir sınıftı. Teredüttle içeri girdim. Ön sıraların gözleri üstümdeydi. Arka sıralar birşeylerle uğraştıklarından sınıfa girdiğimin farkında değillerdi. Gözlerim aradığı boş sırayı cam kenarı en arkanın bir önünde buldu. Sıraya oturduğumda herkes bir suç işlemişim gibi bana bakıyordu. Kimin sırasıydı ki bu?

YENİ DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin