~6~

859 74 40
                                    

Todoroki'den:

Bir anda babamın öfkeli sesini duymayı beklemiyordum. Bakugou da ben de gür sesle irkilmiştik. Babam hiç beklemeden içeri daldı. Bizi birbirimize yapışık görünce zaten baya öfkeli olan ifadesi daha da beter hale geldi. İçimden 'aha şimdi sıçtık' diye geçirip yutkundum.

Biz ne olduğunu anlamadan babam tekrar bağırmaya başladı. "Bu ne şimdi Shoto!" diye bağırdı. Kollarım arasında olan omega'ma baktım. Bana daha da sokulmuştu. Eh yani kim şu adamdan ürkmez ki.

Alevler saçan manyak sesini daha da yükseltti. "BEN SENİ BUNUN İÇİN Mİ EĞİTİYORUM LAN?! BİR GÖREVİN VAR SENİN! SIRF BU YÜZDEN BİR BOK BECEREMİYORSUN SHOTO! DİKKATİN DAĞILIYOR!" diye başladı. Ve "İŞE YARAMAZIN TEKİ OL DİYE VAR OLMADIN SEN! KAFANI TOPLA ARTIK!" diye devam etti. Sözleri umrumda değil, şu an bir adamın nefes almadan nasıl bu kadar saydırabildiğini sorguluyorum. Motor mübarek.

Babam bağırmaya devam ederken kollarımın arasındaki bedenin kıpraştığını hissettim. Bakugou benden bir adım uzaklaşıp babama o meşhur ölümcül bakışlarını gönderdi ve "NE BAĞIRIP DURUYON LAN ALEV HERİF" diye bağırdı. Bakugou...bebeğim n'apıyorsun aq...

Bakugou sesini daha da yükseltti. "SENSİN LAN İŞE YARAMAZ! BECEREMEDİĞİN İŞİ OĞLUNA YÜKLE DİMİ ANCA PİS HERİF!" diye de devam etti. Hani tamam haklı falan ama manyağı iyice sinirlendirecek şimdi.

Babam olacak adam bize sinirle bakmaya devam etti. Konuşmuyordu. Sadece kaşlarını çatarak bakıyordu. Onun bu kadar süre sessiz kalmasından anlıyorum ki iyice sinirleri bozulmuştu. Birazdan patlayacaktı kesin. Bir an fark ettim ki Bakugou da susmuştu. Artık küfürlerini alev saçan adama saydırmıyordu. Sadece birbirlerine aşırı tehditkar bakışlar gönderiyorlardı ve bu bana ürperti veriyordu.

Ölüm sessizliğini bozup ortamı azıcık da olsa yumuşatabilmek adına sahte öksürdüm. Tam ağzımı açacakken ikisi birden bana dönüp "kes sesini" demişti. Hayır bu ne şimdi? Bana niye parladılar bir an?

Hiç umursamadan konuştum ben. Onları mı dinleyeceğim? Bir de şu an? 

"Saçma bir şey yapmayın lütfen. Bakugou geri çekilir misin? Ve lütfen terbiyeni bozma. " İçimde onun terbiyenin anlamını bile bilmediği sesi yankılanınca kendi kendime kıkırdamamak için kendimi zor tuttum. Tutmalıydım çünkü şu an bu iki vahşi ejderyanın beni dinlemesi için sert görünmeliydim. Yani filmlerde böyle yapınca işe yarıyordu değil mi?

Düşüncelerimden sıyrılıp devam ettim. "Baba. Sen de lütfen ne bana ne de sevgilime bağırma. Benim hayatıma ve ilişkilerime karışma artık. Bir de o bana vermiş olduğun görevi de yapmayacağım. Bunu sana daha önce de belirtmiştim sana. Ve son olarak, beni Bakugou'dan ayırmanın bir yolu yok. Ne yaparsan yap bırakmam onu. " tek nefeste konuştuğum için ciğerlerim acımıştı ama olsundu. En azından artık bağırış çağırış yoktu.

Babam sinirle iç çekti ve kapıyı sertçe çarparak çıktı. Çıkmadan önce 'tch.. Ne yaparsan yap.' dediğini duydum. Cidden bırakmış mıydı? Vay be. Adam cidden değişiyordu.

O sırada bana sarılan kolları hissettim. Bakugou bana sarılmış ve burnunu göğsüme sürtüyordu. Gülümseyip saçları arasına küçük bir öpücük kondurdum ve ardından belinden tutarak ikimizi de yatağa devirdim. İkimiz de birbirimize iyice sokulduk. Beraber mutluyduk. Ve hep de öyle kalmayı umuyordum.

TodoBaku /Omegaverse/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin