~7~

1.1K 85 80
                                    


Evet nihayet bir yb kfskjfks

Bakugou'dan;
Sabah uyandığımızda kendimi yine Todorokinin kollarında buldum. Kokusunu içime çekip memesinin ucunu sıktım. Todoroki bağırarak uyandı ve ben sinsi bir gülümsemeyle "Günaydınn" dedim. Kahretsin uykulu hali çok şirindi ama okula gitme zamanıydı "Uyan artık Alev herifin veledi. Baban bizi kovalamadan okula gidelim mi yoksa baban ikimizide yaksın mı?"

Todoroki esnedi ve üzerime doğru geldi. Ben salak gibi ne yapıyor diye bakarken dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve "Sana da günaydın, Katsuki." dedi. Bana ilk adımla seslendiğini fark etmem bir kaç saniyemi aldı. Yüzümün yandığını hissediyordum ve onun kıkırdamaları da bana hiç yardımcı olmuyordu.

Kendimi toparlayıp ben de onun yanağına bir öpücük kondurdum. "Günaydın, Shoto" dediğimde bu sefer kızarma sırası ondaydı. Kendi silahınla vurulmak nasılmış götüm!

Todorokiden;

"Babamdan güzel Shoto dediğin kesin" dedim ve güldüm. Sarışın omegamın yüzü kızarmıştı lanet olsun aşırı şirindi. "Eğer hazırlanmaya başlamazsak 'Alev herif' bizi gerçekten kızartma yapacak." Bakugou ciddi bir ifadeyle bakıp kahkaha attı ve "tamam" dedi ve etrafa bakındıktan sonra "hassktr formam evde kaldı ne yapacağız?" dedi. Yedek formamı aramaya koyuldum ama bir türlü bulamadım okula sivil gelecekti mecburen. Umarım sorun olmazdı, koluna girip okula doğru ilerlemeye başladık.

Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık sebebini bilmiyordum ve bozmak istemedim. Bizi kol kola görenler değişik değişik bakıyor ve "Bakugou nasıl birileriyle arkadaş olmuş bu davranışlarıyla hayret" diyolardı endişeyle onları duymaması için bir konuşma başlatmaya karar verdim.

"Ee, Bakugou daha daha nasılsın" dedim aklımda bir şey yoktu napim. Bana baktı ve hafifçe gülüp "gayet iyiyim, sen?" Dedi. Ben de "iyi" deyip gülümsedim. Bakugounun serbest gelmesine ve kolumda olmasına herkes çok değişik bakıyordu ve Bakugou'm bunu fark etmişti. Millete bağırmaya başlayınca. Ben de hemen onu sınıfa çekiştirip yerine oturttum ve "tenefüste görüşürüz" deyip yerime geçtim.

İlk dersler geçmiş ve çoktan öğle arası olmuştu. Bakugo dersin tam ortasında küfür etmekten Aizawa sensei tarafından azar işitmişti, şu an suratından ne kadar sinirli olduğunu anlayabiliyordum ve ne yalan söyleyeyim yanına yaklaşmak iyi bir seçenek gibi de gelmiyordu.

Ben dünyalar güzeli olduğu kadar öfkeli omegamı uzaktan seyrederken Midoriya yanıma geldi ve onunla konuşmaya başladık. Gözümün ucuyla Kirishima'nın Bakugo'nun yanına gittiğini, konuşmaya ve onu sakinleştirmeye çalıştığını ama kafasına kitap yediğini gördüm. İçimden bir gülme isteği geldi ama Midoriya ve bana doğru gelen Bakugo'yu görünce ciddi suratıma döndüm.

Bakugo'nun öfkesi Midoriya'yı görünce katlanmış olacak ki hışımla oğlanın yakasına yapıştı ve "NE YAPIYORSUN LAN SEN BURDA BEYİNSİZ?! BENİM OLAN ŞEYLERDEN UZAK DURACAKSIN KODUMUN DEKUSU!!" diye bağırıp bana daha dediği şey ile soft olma şansı bile vermeden kolumu tuttu ve çekiştirerek beni sınıftan çıkardı.

Kolumu beline sardım. "Hadi yemeklerimizi alıp çatıya çıkalım. Ne dersin?" soruma kafasını aşağı yukarı sallayarak cevap verdi.

Çatıya çıkıp oturduk ve yiyeceklerimizi önümüze açtık. Bakugo direk sandviçine saldırmıştı, işin içine yemek girince siniri falan kalmıyordu. Yemeğe bana baktığından daha güzel bakıyor l- Açsın Shoto, mal mal düşünme ve yemek ye. Kendi iç sesimle biraz çelişip ben de yemeğimi yemeye başladım. Ama asıl yemek istediğim şey karşımdaki omeganın yanaklarıydı. Tanrım bu kadar tatlı olmana gerek yok!

Bakugoudan;

Yemeğimi yedikten sonra arkama yaslanıp etrafı izlemeye başladım. Diğer sınıflardan birileri bize doğru gelmeye başlayınca kaşlarımı çatıp dik dik onlara bakmaya ve yanlarımıza gelmelerini izlemeye başladım.

İçlerinden biri "Vay vay Katsuki Bakugou arkadaş edinmiş ve okula serbest gelmiş ne bu cesaret" dediğinde suratına yumruğu yapıştırmamak için kendimi zor tuttum ve " senin gibi bok suratlı gelmekten iyidir keşke yüzünü yıkasan tipini fillere s*ktirdiğim" diyip sırıtmaya başladım. Karşımdaki Shoto'nun ağzı açık kalmıştı resmen.

"Ulan seni-" diyip yakama yapışmaya çalıştığında Shoto benden önce davranıp buzlarını onların bir yerlerine soktu ve bu resmen benim haykırmama sebep oldu. Hunharca kahkaha attım ve çocuklar bizle uğraşamayacağını anlayıp uzaklaştılar.

Shotom'a "Yüzlerindeki ifade muhteşemdi dedim gülerek" ondan sonra insanların bize baktığını fark edip " Ne bakıyonuz s*ktiklerim tiyatro mu oynuyoruz burda" diyip hepsini önlerine döndürdüm. Todoroki " Herkese kaplan gibi kükreyip bana miyavlamana bayılıyorum" dedi. Direk yüzümün kızardığını hissettim ve " Sana miyavlayan kim lan iki renkli dondurma kafalı" dedim. Shoto "inş bir gün" dedi sırıtarak. Ben de sırıtıp ayağa kalktım, sınıfa doğru yürümeye başladık.

~~çok minnacık skip~~

Bugün kimseye sataşmamıştım. Birine sataşmalıydım mutlaka. Gözüme her zamanki gibi Deku'yu kestirip yanına gittim. Todoroki de peşimden geldi. Deku arkası dönük bir şekildeydi. Harika bir fırsat olduğunu düşünüp kulağına tehditkar bir ses tonuyla fısıldadım. "Ecelin geldi" Deku korkuyla yerinden sıçradı ve "Kacchan beni korkuttun" dedi. Ben de "amacım zaten seni korkutmaktı" deyip kafasını kolumun altına aldım ve sıkmaya başladım. Shoto bizi izliyor ve sırıtıyordu. Deku yardım ister gibi Todorokiye bakıp "Todoroki-Kun yardim et ölüyorumm" dedi ve ben de bunun üstüne kafasını daha da sıkıştırdım.

Todorokiden;

Midoriya'yı Katsukimin elinden kurtardım çünkü gerçekten boğacak gibiydi. Sarışınım bana ölümcül bir bakış atıp tek kaşını havaya kaldırdı. "Kimseyi öldürmeye gerek yok" dedim ve hafiften güldüm. Midoriya kafasını okşayarak "Çok acımazıssın Kacchan" dedi "aldırma ona" dedim. Katsukim yine tek kaşını havaya kaldırarak "Öyle mii?" Deyip sınıftan dışarı çıktı. Ben de "merak etmeyin alırım ben onu" deyip peşinden gittim. Etrafa bakındım ama bulamadım. Wc'ye gittiğini düşünüp içeri girdim.

Aynanın karşısında ellerini lavaboya dayamış aynaya sinirli sinirli bakıyordu. Hazır kimse yokken arkasından sarılıp ensesinden öptüm. "Sen beni ondan mı kıskandın" dedim. Katsuki büyük bir sinirle beni geriye ittirdi ve "yok ne alaka iyilik meraklımız milleti kurtarsın" dedi. Ben de derin bir nefes alıp "çocuk ciddi ciddi boğulacaktı" dedim ve boynundan tekrar öpüp "hadi ama zil çalacak" dedim.

Beni takana kadar boynundan öpmeye devam ettim. Ama o beklemediğim bir hamle yapıp beni kabinlerden birine ittirdi dudaklarımı sert bir şekilde işgal etmeden önce "sadece benimsin" diye mırıldandığını duydum. Belini sarıp öpmesine karşılık verdim.

O şekilde devam ederken birden tuvalet kapısından bir gıcırdama sesi geldi. Sanırım birisi girmişti. (Y/N: vay aq) Hızlı bir şekilde omegamı kendimden ayırdım ve ağzını kapatarak sus işareti yapıp bekledim.

Adım sesleri git gide yaklaşıyordu...

TodoBaku /Omegaverse/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin