thirteen

300 23 17
                                    

"Hey o benim ekmeğim!"

Michael'in bağırışı üzerine düşüncelerimden sıyrılırken bir kez daha bu anın gerçekliğine şaşıyordum.

Calum karşımda süt içiyordu ve Ashton,Michael ile ekmek kavgası yapıyordu.Luke ise hala duştaydı ah tanrı'm ördek gibi sudan çıkmayı bilmiyordu.

"Michael,"diyerek eline vurdum."Görmüyor musun tezgahın üstü kızarmış ekmek dolu."

Yarım saat içinde onlara için çeşit çeşit kahvaltılık hazırlamıştım ama onlar kızarmış ekmek için kavga ediyordu,gerçekten kafayı yemiş olmalılardı.Masadan kalkıp,koltuğa çöktüğümde merdivenlerden gelen gürültü Luke'un geldiğini kanıtlıyordu.

"Hailey?"diye seslendi etrafına bakınarak,koltuğun yanından baktığım için beni göremiyor olmalıydı.

"Nerede o?"

Kaşlarım ciddi sesi üzerine havalandı ve gözlerimiz buluştuğunda doğrudan bana doğru gelmeye başladı,kendimi toparlayıp oturması için yana kaydım ve bir bacağımı kalçamın altına aldım ancak o bileğimi tutup beni ayağa kaldırmıştı.

"Napıyorsun?"dedim şaşkınlıkla,canım acımıştı.

"Al,"diyerek telefonu elime tutuşturdu."Sevgiline nerede olduğunu söyle seni çok merak etmiş!"

Ne?

Elime tutuşturduğu telefona baktım,Jonas'dan gelen mesajdan bahsediyordu.

"Lu--"

"Kes sesini!"diye gürlediğinde korkuyla bir adım geri gitmiştim.Bana böyle davranamazdı.

Çocuklar hızla yanımıza gelirken"Git buradan,"diye sakince konuştu az önceki korkunç sesine tezatla."Yüzünü görmek istemiyorum."

Dolan gözlerimle ona baktım,Calum ise gülüyordu.

"Ne saçmalıyorsun amına koyayım?"diye çıkıştı Luke'un üzerine giderken.

"Bana onu mu savunuyorsun?"

Luke bu cümleyi sanki ağzında iğrenç bir şey varmış ve onu tükürüyormuş gibi bir yüzle ve sesle söylemişti.

"Sevgilisi olduğunu bizden saklayıp dün gece benimle uyuyan kişiyi mi?"

"Kızı yanına sen çektin!"diye yeniden bağırdı Calum,"Sen sarhoş olduğun için buraya geldi,"diye Calum'un yanına durdu Ashton.

Michael yanımda durmuş bir şey demek ister gibi bakıyordu,ona dolu gözlerime gülümseyebildim sadece.

"Neden hala buradasın çık git bu evden!"

"Luke..."

"Seni görmek istemiyorum,senden nefret ediyorum"işaret parmağını şakağıma vurdu."Anlıyor musun?Git bu evden."

Alt dudağımı dişledim,gözlerine baktığımda orada dün geceki gibi güzel şeyler görmek istiyordum ve sadece bir saniyeliğine gördüğüme yemin edebilirdim fakat hemen eski haline dönmüştü.

"Luke saçmalama!"diye bağırdı üçüde aynı anda,bu gülmeme yetecek bir şeydi eğer bu durum içinde olmasaydık...

"Salak mısın kızım sen?"kolumu sıktı."Duymuyor musun?"

Luke birden önümden çekilince yanağıma düşen bir damlayı elimin tersiyle sildim ve son kez Calum'un koltuğa sinirle oturttuğu Luke'a baktım.

Bacaklarını açabildiği kadar açmış,kafasını geri atmış gözlerini ovuşturuyordu,gülümsemeden edemedim çünkü aklımda kalan son görüntüsün bu olacağını biliyordum,hiçbir şeyi anlamadan bana bağırdığı,sinirden köpürdüğü bu an hafızamda kalacak son görüntüsüydü sanırım.

Bu düşünceyle ağzım ekşirken yüzümü buruşturdum, koşarak dışarı çıktım ve kapıyı hızlıca kapattım ancak kapı hemen ardımdan tekrar açılmış ve yavaşca kapanmıştı.Arkama bakma gereği duymadan akan gözyaşlarımı silerken,omuzlarıma atılan ceket ile burnumu çektim.

"Michael,"dedim uzattığı sigarayı alırken."Neden siz de onun gibi bana bağırıp çağırmadınız?"

Omuz silkti ve çakmağı uzattı.

"Önce seni dinlemek daha mantıklı geliyor."

"Ah,"kafamı iki yana salladım."Ondan nefret ediyorum."

"Ondan nefret etmiyorsun."

"Evet,ediyorum."

"Hayır Hailey."

Çığlık atıp renkli saçlarını yolmak istiyordum,beni sinirlendirmek için mi gelmişti?

"Beni çok kırdı ve ondan nefret etmem için bu yeterli bir sebep hem o da benden nefret ettiğini söyledi."

"Siz gerizekalısınız,"omuz silkti."Ne o ne de sen birbirinizden nefret etmiyorsunuz."

Onun gibi omuz silktim.

"Önemi yok."

"Jonas kim?"

Burukça gülümsedim ve kafamı iki yana salladım.

"Arkadaşım."

"Sevgilin mi?"

"Sevgilim olsa sevgilim derdim,"diyerek izmariti yere attım ve ezdim.

Michael boş boş bana bakıyordu,onunda gözlerinde Luke gibi bir ifade belirmişti.

Neydi o?

Nefret,tiksinme,sürtük olduğum düşüncesi ve beni dinlediği için pişmanlık?

Gözlerinde hepsini görmüştüm ve omuz silkip ona arkamı dönüp yürümeye başlamadan önce söyledim; "Jonas gey."

Ashton's fan page :: Luke HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin