Kore, üzerinde bulunan virüs illetini bir ay gibi kısa bir sürede attıktan sonra okullar açılmış, caddeler dolmuştu. Bu vakit içerisinde ne Jongin Kyungsoo ile ne de Kyungsoo Jongin ile iletişime geçmişti. Öyle ki Kyungsoo'nun yüzü tertemiz olmuş, deli imajı üzerinden silinmişti. Jongin ise sürekli gergin gezer olmuştu ve okulların açmasını iple çekerek Kyungsoo'yu görmeyi istiyordu.
Okulun ilk günüydü. Kyungsoo sınıfa girdiğinde herkes ona garip bakıyordu. Aynı sınıfla dört senedir beraber ders alıyordu ama belki de onu ilk defa temiz yüzle görüyorlardı. Dayak yeme olayları başlamadan evvel okulda tanınmıyordu bile. Şimdi okulun delisiydi.
Jongin sınıfa girer girmez Kyungsoo'yu yakasından tutarak çekmiş ve çatıya götürmüştü. Anca çatıya vardıklarında yüz yüze gelebilmişlerdi. Jongin afallamıştı. Avucunun kaşındığını hissediyordu ancak ikinci defa yönelimini sorgulayası tutmuştu. Öncekiyle aynı şekilde saniyelik gerçekleşmişti. Yumruğunu kaldırmış vuracakken Kyungsoo gülümseyerek öne uzanmış ve esmerin dudağına kısa bir öpücük bırakmıştı. Eli havada kalan Jongin tekrar afallarken Kyungsoo ona yaklaşmıştı.
"Farklı şeyler denesek diyorum. Bunu..." Esmerin dudağına dokunup işaret parmağıyla okşamıştı. "Daha uzun tutsak?"
"Oradan bakınca senin gibi ibne mi görünüyorum?"
Kyungsoo kaşlarını kaldırmıştı. "Ama seni çoktan iki kere öptüm."
"Her ne sikimse, deli sikmedi be-" Jongin'in dudağına kapanan dudaklar susmasını sağlamıştı.
Şu an sahiden alt dudağını emen dudaklar vardı. Bu dudakları her zerresinde hissetmişti.
Jongin, kısa olanın karnına geçirdiği yumruk ile onu kendinden uzaklaştırmıştı.
"Ne sik yapıyorsun lan sen?" Sesinde sinirden çok tedirginlik vardı ancak Kyungsoo şu an bunu algılayabilecek kapasitede değildi. Kafası basmıyordu. Karnına yediği yumruğa rağmen kalbi dudaklarında zonkluyordu sanki.
"Beni kendin gibi ibne sanma Kyungsoo." Kısa olan başını kaldırıp bakmıştı ona. Adıyla seslenmezdi hiç. Daha doğrusu ona seslenmeye ihtiyaç duymazdı. "Ben, sen değilim. Test mevzusu yeter. Sıktı artık. Bir daha siktiğim dudaklarınla beni öpmeye kalkarsan hayatını sikerim senin."
Jongin arkasını dönüp giderken Kyungsoo, onun olduğu yere bakmaya devam ediyordu. Dayak yememişti. Akşama morarmış olarak karşılaşacağı karnı da umrunda değildi. Garip şeyler hissettiği çocuğu resmen ve resmen öpmüştü. Tadını almıştı. Kalbi kulaklarında yankı yapıyordu.
Sırıttı. Yere uzandı ve parlak gökyüzünü izledi.
