♧2♧

382 55 61
                                    

* 11 ay önce*

Masadakilerle gelecek aylardaki planımın detaylarını konuşurken elimdeki içeceğimden bir yudum daha aldım. Boğazımdan geçerken verdiği yakıcı hissi seviyordum, hoşuma gidiyordu. Mekanda çalan şarkının melodisi ile bardağımı hafif hafif sallayarak etrafı izlemeye başladım.

Gözlerim henüz onu bulamamıştı. Haftada en az 3 kere gördüğüm o adamı. Haftasonları günlük kıyafetleri ile çok nadir görüyordum onu. Genellikle ince beline tam oturan takımları ve gevşettiği kravatı ile gelip köşedeki masaya oturarak bir kaç bardak bir şeyler içiyor, sert bakışları ile etrafı izliyordu. Dikkatimi çekmesinin nedeni sürekli tek olması ve yanına amaçlarını belli edercesine yaklaşan kızlarla ilgilenmeyerek yanından yollamasıydı.

Düşüncelerime dalmış bir şekilde etrafa bakınırken, izlendiğim hissine kapılarak sol tarafa doğru çevirdim bakışlarımı.

Gelmişti.

Buradaydı.

Ve bana bakıyordu.

Gömleğinin kollarını dirseklerine kadar kıvırmış, kravatını iyice gevşetmiş bir şekilde elindeki içeceğinden bir yudum alarak bakmaya devam ediyordu. Kaçıncı oldu bu? Kaçıncı kez böyle göz göze gelmiştik? Saymayı bırakalı çok olmuştu. Elimi siyah saçlarımdan geçirerek arkaya doğru yaslandım ve kafamı çevirerek masadaki muhabbete odaklanmaya çalıştım.

Aradan geçen 4 veya 5 şarkılık süreden sonra kafamı tekrar onun olduğu yere çevirdim.

Yoktu.

Gitmişti.

Hep yaptığı gibi.

Masadakilere lavaboya gideceğimi belli ederek dar koridora doğru yürümeye başladım. Neden sürekli beni delice bakışlarının hapsine alıp gidiyordu? Ve neden sürekli tek başınaydı? Aklımdaki soruları bir kenara bırakarak lavabonun kapısını ittirdim. Gördüklerim ile kısa bir şok yaşadım.

Karşı duvarda birbirleri ile çılgınlar gibi öpüşen iki çift ve hiçbir şey yokmuş gibi ellerini yıkayan o.

Aynadan göz göze geldiğimizde neye uğradığımı şaşırdım ve kendimi toparlayarak karşıda olanları yok saymaya çalıştım. İşimi halletmek için kabinlerden birine girdim. Seslerin kesilmesi ile çiftin çıktıklarını anlamıştım. Peki o? O da çıkmış mıydı?

Kabinden çıktıktan sonra aynı yerde yavaşça saatini taktığını gördüm. O tarafa doğru sakin adımlar ile yaklaşırken en son musluğun önüne gelerek ellerimi yıkamaya başladım. Aynadan ne yaptığına bakmak için kafamı kaldırdım ve göğsüne kadar açık olan düğmelerini fark ettim.

Pürüzsüz teni vardı.

Gözlerimi biraz daha yukarı kaldırdığımda aynadan göz göze geldik.

Onu.keserken.ona.yakalandım.

Panikleyerek musluğu kapattım ve kendimi koridorda masaya doğru hızlı bir şekilde yürürken buldum. Liseli azgın çocuklardan ne farkım kalmıştı şu an? Rezil olmuştum.

Ve bu onu son görüşümdü. Bu olaydan sonra yaklaşık 4 ay boyunca onun bir daha bara geldiğini görmemiştim.

Ta ki şu ana kadar.

"Ben San. Shiber Ceo'su Choi San. Umarım dediğin gibi olur."

Elime değen eli ile kendime gelmiştim. Şu an yaşanıyor muydu bu? Gerçek miydi? Neden gözlerinde yabancı bir ifade vardı? Tanıyamamış mıydı beni? Saç rengimi değiştirdiğimden dolayı mı?

"Sevindim çocuklar. Detayları konuşmak için yakında bir toplantı ayarlarız. O zamana kadar iyi bakın kendinize." Lansman sahibinin sesi ile kendime geldim ve elimi elinin arasından geri çektim. Hafifçe gülümseyerek başımı eğdim ve giden adamı izledim. Şimdi ne olacaktı?

"Sekreterime gerekli iletişim numaralarını verirseniz toplantı için sekreteriniz ile görüşebilir."

Kalın ve tok sesi ile ona doğru döndüm. Cebimdeki cüzdanımdan kartvizitimi çıkararak kendisine doğru uzattım.

"Artık iş ortağı sayılırız, iş ortamaları dışında resmi dil kullanmamıza gerek olmadığını düşünüyorum?"

Bakışları daha ne kadar sertleşebilirse o kadar serteşerek bir gözlerime bir de uzattığım kartvizitime bakmaya başladı. Dudakları hafifçe kıpırdayarak yamuk bir şekilde güldü.

"Hay hay."

Parmakları parmaklarıma değecek şekilde kartviziti aldı ve biraz baktıktan sonra sekreterine vermek yerine çıkarıp cüzdanına koydu. Söylediği iki kelime ile hafifçe gülümsedim. Gözlerimi gözlerinden çekmeden konuşmaya başladım.

"O zaman yakın zamanda görüşmek üzere San."

San. Çok hoşuma gitmişti.

Yüzüne serseri bir gülümseme takındı ve gözlerini daha çok kısarak gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Görüşürüz Wooyoung."

İsmimi telaffuz edişi çok çekiciydi. İnanılmaz çekiciydi. Baya çekiciydi.

Bu ortaklık beni çok zorlayacaktı. Hem de çok.

 Hem de çok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
● VALSE●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin