~2~

25 5 0
                                    

- Şşt! Eun Hee.

Bana seslenen Hwan' a döndüm.

- Yedek kalemin var mı?

- Evet, bekle.

Kalemliğimi açtım ve yedek kalemimi aradım. Ama yoktu. Kaybolmuş olmalıydı.

- Kaybolmuş.

- Peki.

Hwan, Dong Hyun' un arkadaşı. Okuldaki kızlar ona bayılır. Okulun basketbol takımında. Sadece Dong Hyun değil bütün basketbol takımına bayılırlar. Ee tabii, çok yakışıklı ve yetenekliler.

- Bu soruyu çözmenizi istiyorum.

Öğretmenin sesini duymamla kafamı kaldırdım ve soruya baktım. Çok zor değildi. Kalemimi elime almak için tekrar kalemliğime baktım. Biraz önce oradaydı.

- Min Jae kalemimi gördün mü?

- Hayır. Bu kalemi al şimdilik.

Soruyu çözdüm ama parmak kaldırasım yoktu. En sevdiğim kalemimdi ve bana babamın hediyesiydi.

___

- Hey! Eun Hee.

Bana bağıran Tae' ye baktım. Koşarak buraya geliyordu. Hiç modumda değildim ama zorlada olsa gülümsedim.

- Seni bugün hiç göremedim.

Bana sarılmasıyla bende sarıldım. Min Jae daha üstünü değiştiriyordu. Burada olsaydı çok heyecanlanırdı.

Evet. Doğru bildiniz. Min Jae Taehyung' tan hoşlanıyor.

- Moralin mi bozuk senin?

- Babamın bana verdiği kalemi kaybettim.

Onunda suratı düşmüştü.

- O zaman bedenden sonra sizin sınıfa bulmaya gidelim.

Bu sefer içten gülümsedim.

- Hah! Şöyle gül biraz.

- Taehyung! Eun Hee!

Bize seslenen Jimin' e döndü bakışlarımız. Yanında Yoongi oppa ve Namjoon oppa vardı.

Taehyung elimi tuttu ve koşarak onların yanına gittik.

- Oppa!

Yoongi oppaya sarıldım. Benim manevi abimdi o. Çok değerliydi.

- Seni özledim.

- Bende Eun

Ondan ayrılınca Jimin ve Namjoon oppaya selam verdim.

Daha teneffüstü. Beden dersine geçince Yeonjunların sınıfı ve bizim sınıf olacaktı.

___

- Gençler 11/C sınıfının beden öğretmeni doğum yapmış.

Beden dersine geçmiş ve sıra oluşturmuştuk. Hocayı pek dinlemiyordum. Karşımızda Yeonjun'un sınıfı vardı.

Bütün sınıfa göz gezdirdim. Hepsini pek tanımıyordum. Ama nihayet aradığım insanları görmüştüm.

Jungkook - Yeonjun - Hoseok

Onlara baktığımı ilk fark eden Jungkook olmuştu. Aslında direk bana bakıyordu. Fark etmiş sayılmazdı.

Bana gülümsediğinde bende gülümsedim.

- Bu yüzden maç yaptırmayı düşünüyorum.

Yeonjun' a baktığımda kafasını eğmişti. Tanrı aşkına neden kafasını kaldırmıyor. Boynum tutuldu ona bakmaktan.

- 5 dakika içinde voleybol sahasında olun!

Kafamı çevirip yanındaki Hoseok'a baktım. Beni farkedince göz kırptı. Gülümsedim.

___

Yedekler yerinde oturuyorum ve maçı izliyorum. Bizim sınıfta Dong Hyun, Hwan, Min Jae, Mina ve Woo Bin var. Karşı tarafta ise Hoseok, Yeonjun, Jungkook ve bir kaç kişi var.

Ben neden yedekteyim? Voleybolu çok iyi oynarım. Yedekte olmam sinirlerimi bozuyor.

Bir çığlık sesi duyunca düşüncelerimden sıyrıldım ve karşıya baktım. Mina yerde oturmuş ağlıyordu ve herkes onun etrafındaydı. Koşarak yanlarına gittim.

- Bileğini incitmişsin. Eun Hee, Mina' nın yerine geçebilir misin?

- Tamam Bay Kim.

Dışıma yansıtmamaya çalışsamda çok sevinmiştim. Hemen yerimi aldım.

Hoseok topu yukarı fırlattı ve bize doğru bir vuruş sergiledi. Min Jae topu tekrar karşı tarafa attıktan sonra bir kız bize doğru attı ve bu sefer Dong topu attı. Jungkook topu tekrar buraya atınca ben onlara attım.

___

Terlemiş ve yorulmuştum. Ara verdiğimizde bizim yerimize başkaları geçmişti. Yedekler bölümüne oturup su içtim. Şişeyi tek dikişte bitirmiştim. Min Jae buraya gelmeye üşenmiş ve sahanın köşesine oturmuştu.

Tekrar oynarsam susuz kalmak istemediğim için sahadan çıktım ve su almaya gittim. Ama taşa takılıp düşmüştüm. Okulda taşın ne işi vardı?

Ayağa kalkmaya çalıştığımda tekrar düşmüştüm. Dizlerim kanıyordu ve ellerim düştüğüm için soyulmuştu. Bugün başıma gelenler yüzünden o kadar sinirlenmiştim ki...

Babamın verdiği kalemi kaybettiğimi hatırlayınca ağlamaya başladım. Hem üzüntüden hem de sinirden.

Bana uzatılan mendil görüş açıma girince kafamı kaldırdım. Jungkook' u görünce nedensizce daha çok ağlamaya başlamıştım. Bana verdiği mendili alıp gözyaşlarımı silerken o yanıma çömelmişti.

- Kalkmama yardım edebilir misin?

Elimden tutup beni kaldırdığında acıdan dengede durmakta zorlanmıştım. Beni hala tutmasaydı şimdi yerle öpüşüyordum.

- İyi gözükmüyorsun. Seni revire götürelim.

Beni bir anda kucağına alınca şaşırmıştım. Bunu beklemiyordum.

- Böyle götürmemde sakınca var mı?

- Hayır. Kekelemeştim.

O beni revire götürürken ben ise yüzünü incelemekle meşguldüm.

Youna~

2U~JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin