☣2: O bir afet

219 17 7
                                    

Yazar

Taehyung midesinin, içinde yemek için kıvrandığını hissedebiliyordu. Bu yüzden elini çabuk tutmuş; dolabından çekip çıkardığı siyahın üzerine yer yer işlenmiş koyu kırmızı çiçekli gömleğini üzerine geçirip ilk bir kaç düğmesini açık bırakmış, altına siyah kotunu giyip hafif açıkta kalan göğsünü ise bir kolye ile doldurmuştu. Taehyung, elleriyle saçlarını taramış, şekil vermişti. Saçlarını uzun seviyordu, böylesi ona her zaman daha rahat hissettiriyordu. En azından son üç yıldır.

Hazır olduğuna emin olunca Taehyung stresle koltukta dudaklarını dişleyen arkadaşının yanına adımlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hazır olduğuna emin olunca Taehyung stresle koltukta dudaklarını dişleyen arkadaşının yanına adımlamıştı. Bu çocuğun nesi vardı? Arkadaşının her zamankinden farklı sergilediği bu davranışları onu endişelendirdiği gibi kızdırıyordu. Boğazını temizleyip arkadaşının dikkatini çekince, Jimin ani bir hareketle yerinden kalkıp kapıya yönelmiş, kolundan tuttuğu Taehyung'u da ayakkabılarını giymesi için oraya çekmişti.

"Hızlı olmanı söylemiştim, geç kaldık."

"Neye geç kaldık?"

"Yani, şey... Rezervasyon yaptırmıştım. Ona geç kaldık."

"Pekala, umarım geç kaldığımız o şey rezervasyondur. Yoksa seni gereğince sikebilmek için benimde bir otelden oda rezerve etmem gerekir."

Jimin içinde tomar haline gelen endişesiyle yutkunmuş ve arkadaşına çaktırmamak için sırıtmıştı. Taehyung'un rezerve etmesine gerek yoktu ki, Jimin birazdan o odayı kendi rezerve edecekti. Arkadaşı onu eve almazsa diye.

Onun Taehyung için geri dönüşünün, pastel renklerle donatılmış kıyafetleri, masum, utangaç ve zarif kişiliği ile olmayacağını gayet iyi biliyordu. Jimin, Taehyung'un ona karşı olan hislerinide iyi biliyordu. Her ne kadar Taehyung bunu kendiside dahil kimseye söylememiş olsa da Jimin bunu rahatlıkla anlamıştı. Kaç yıllık arkadaşıydı Taehyung, ne beklenirdi ki?

İkiside kapıdan çıkıp Yoongi'nin çağırdığı kafeye doğru 'Jimin'in rezervasyonuna' geç kalmamak için hızlı adımlar eşliğinde yürüyorlardı. Önce Taehyung Jimin'i, sonra Jimin Taehyung'u sırtına alarak kendilerince şakalaşıyor, kendilerini tekrardan beraberken ne kadar çocuksu olduklarını, beraberken daima saf eğlenceyi en ufak şeylerden bulabildiklerini hatırlatıyorlardı. En sonunda ikiside yorulunca kendilerini önünde buldukları kapıdan içeri atmışlardı. Jimin'in gözleri zorlanmadan Yoongi'nin oturduğu masayı bulmuş, arkadaşının bileğinden tutarak onu da arkasından çekiştirerek masaya yürümüştü. İkiside masaya oturup Yoongi ile selamlaştıktan sonra Taehyung kafasına takılan soruyu çatılan kaşlarıyla arkadaşına yöneltmişti.

"Bizim rezervasyonumuz yok muydu? Neden burada oturuyoruz?"

"Rezervasyonu ben yaptırdım, sizi de uzun zaman sonra beraber olmanın güzel olacağını düşünerek çağırdım. Hoşuna gitmedi mi Taehyung?"

"Hayır, hyung. Öyle demek istememiştim. Her neyse, seni sabahları görmeye pek alışkın değilim. Bugün sabah erkenden bizimle kahvaltı etmek istemen için özel bir gün olmalı, değil mi?"

"Hayır, sadece sizi özledim. Epeydir konuşmadık.Hem Taehyung özellikle seninle konuşmak istediklerim var."

"Bizim için rezervasyon yaptırdığına göre belli, konuşmak istiyorsun."

"Taehyung uzatmayacağım. Onu özledin mi?"

"H-hyung ne saçmalıyorsun?"

"Taehyung bana cevap ver."

"Evet, tabii ki özledim. O benim kardeşim, onu nasıl özlemem."

Jimin duyduğuyla derin bir nefes vermişti. Bu iş düşündüğünden bile zor olacaktı. Yoongi ile bir süre bakışmış, çaresiz nefesleri arasında boğulduğunu hissetmişti. Duygularını inkar ediyor oluşu saçmalıktan başka bir şey değildi.

"Taehyung o senin kardeşin falan deği-"

"HYUNG! YEMEKLERİ NİYE SÖYLEME-"

Taehyung sesin geldiği yöne kafasını çevirmiçti. Ama sorun şu ki, gözlerini bir daha nasıl ayıracağını bilmiyordu. Durumun farkına varan Jimin, arkadaşının kulağına eğildi ve Taehyung'un aklının her köşesinde yankılanmaya başlayan o cümleyi söyledi.

"O geri döndü Taehyung. Jeon Jeongguk, dönebileceği en afet, en dehşet, en ağız sulandıran şekli ile sana geri döndü."

Ondan gözlerini alamayan Taehyung için de bir gerçekti ki, Jeon Jeongguk bir afetti.

‼️‼️
Selam! Bu iki bölümde kısaca konunun ne olduğunu anlatmak istedim. Kısa bir ikinci özet geçmek gerekirse, Jeongguk ile Taehyung henüz, biri 16 diğeri 19 yaşında iken tanıştılar. O zamandan beri ikiside birbirine karşı hisler besliyorlar fakat Jeongguk söyleyemeyecek kadar utangaç, Taehyung ise Jeongguk'un onu abisi gibi gördüğü kanısında olduğu için duygularının yanış olduğunu düşünüyor. Bu yüzden Jeongguk'un 18 yaşında okumak için başka ülkeye gidişinden sonra Taehyung bu gidişi ona karşı olan hislerinden kurtulmak için, Jeongguk ise bu gidişi olmadığı 3 yıl boyunca döndüğü zaman Taehyung'a artık küçük olmadığını kanıtlamak için fırsat olarak değerlendiriyor. Artık Jeongguk geri döndüğüne göre bölümleri uzatıp, asıl konu üzeriden gitmeye başlayacağım. Teşekkür ederim, sizi seviyorum.

Miss Me? || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin