☣4: Tıpkı böyle, değil mi?

202 20 14
                                    

Taehyung

Ne giyecektim? Nasıl davranacaktım? Orada ne yapacaktık? Nelerden konuşacaktık? Kalbim çok hızlı attığı için hemen şimdi bayılacak mıydım?

"Taehyung! Sana sesleniyorum aptal!"

Gün içinde bacağıma yediğim üçüncü darbeden sonra sinirle ona bakmam için durmadan kollarını aşağı yukarı sallayan Jimin'e dönmüştüm.

"Bacağıma bir kere daha vurduğuna göre rahatladıysan... NE VAR!"

"Sana kıyafet seçtim piç kurusu. Yarım saatin kalmışken odada yürümeyi kesmez isen 'tatlı' Ggukie'ni bekleteceksin."

"Saat kaç?"

"Yedi buçuk."

"Siktir!"

Hızla Jimin'in yatağa çıkardığı kıyafetleri kucaklamış, banyoya koşmuştum. Sabahkinden biraz daha farklı olan siyah, çiçek desenli gömleği üzerime giymiş, altımada girer girmez yere attığım kumaş pantolonu geçirmiştim. Üzerimdekileri şöyle bir silkip düzelttikten sonra aynanın karşısına geçmiş, önce ellerimle saçlarımı tarayarak düzeltmiş, sonra ise kenardan gözüme kestirdiğim parfümü alıp sıkmıştım.
*Fotoğraf en aşağıda!

Aynada her ne kadar kendime bakıyor olsamda, o an sadece Jeongguk'un yanımda duruşunu hayal ediyordum. Ne giyecekti? Eskiden olsa ne giyeceğini adım gibi bilirdim. Pastel rengi olan sevimli tişörtlerinden birini, altına mavinin en açık tonlarından olan hoş renkli bol kot pantolonuyla kombinlediği kot ceketini giyerdi. Bu üçlüye bayılırdı. Ama şimdi ne yapacağını, ne tepki vereceğini, hatta ne giyeceğini bile kestiremiyordum. Telefonumun bir kaç saat önce, şu anki gibi dalıp gidersem diye sekize çeyrek kalaya kurduğum alarmın içeriden çalışını duyduğum anda bir küfür daha savurup banyodan aceleyle çıkmıştım.

Jimin elinde tuttuğu telefonumu bana uzatmış, kapının önüne çıkardığı ve bağcıklarını kolay giymem için gevşettiği ayakkabılarımı gözleriyle işaret edip gülümsemişti. Bu çocuğu çok seviyordum.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Normal bir zamanda yaklaşık on dakikada geldiğim bu bara ilk defa tam olarak 4 dakikada gelmiştim. Erken gelmemin bedeli ise zihnimde savaştığım sorulardı. Niye gelmiyordu bir türlü? Yoksa gelmeyecek miydi? Acaba geç mi kala- Tanrım.

Jeongguk oturduğum yerden biraz uzakta yüzüne yerleşen gülümseme ile yanıma yaklaşırken, az önce Jeongguk'u bir an önce bana getirmesi için yalvardığım tanrıdan daha tapılasıydı. Üzerindeki kahve, uzun ve sadece göğüslerini kapatacak şekilde iliklenmiş tek döğmesinin altında ne bir tişört ne de bir gömlek vardı. Bir dakika ne! Jeongguk içine tişört bile giymemişti. Üstünde tek olan montu adeta bir gömlekmişçesine kullanıyor, ama başaramıyordu. Çünkü ben yapılı göğsünü ve dövmelerini epey ayrıntılı görebiliyordum. Ama sorun şuradaydı ki, gözlerimi onlardan nasıl çekeceğimi bilmiyordum. Tam karnının üzerinde ilikli olan düğmenin üst kısmından göğsü, iliklendiği ise tam göbek deliğinde olduğuna emin olduğumdan düğmenin altında hafiften gördüğüm teninden kasıklarından başlayan sıkı, siyah kot pantolonuna şahit oluyordum.
*Fotoğraf en aşağıda!

Miss Me? || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin