Bir kez daha su çarptım yüzüme. Temizledi belki yüzümü, çarpan kirli ellerin aksine. Saat kaçtı bilmiyordum. Banyodan çıkıp sessizce odama gittim ve telefonumu aldım. Saate baktım. Gece yarısı olmak üzereydi. Evdekiler her zamanki gibi beni paramparça edip uyumuşlardı.
Usulca kendi odama girdim. Küçük dolabımdan gri okul çantamı çıkardım. İçine birkaç parça kıyafet koydum. Emin miydim bunu yapmaya, kararlı mıydım? Evet evet kararlıyım hiç olmadığım kadarda emin. Bu evden kaçacaktım. Daha doğrusu cehennemimden.
Gri okul çantamı yatağın kenarına koydum. Rahat edebileceğim birkaç parça çıkardım dolabımdan. Siyah taytımın üstüne gri dizimin biraz üstünde biten uzun kollu sweet i geçirdim. Dolabının üzerindeki aynadan yansımama baktım. Pencereden sokak lambasının ışığı geliyordu. Kahverenginin koyu tonlarında olan gözlerimin içi kararlılıkla parlıyordu. Gözlerimde korku kırıntıları aradım ama yoktu. İlk defa bu kadar korkusuz görünüyorum. Yatağın kenarına bıraktığım sırt çantamı elime aldım. Odamda göz gezdirmeye başladım. Nede olsa son görüşümdü. Dile kolay 17 seneyi bu küçük odamda geçirmiştim.
Başlığı krem rengi olan yatağım... Az ağlamamıştım burada
Kahverengi yastığım... Yutmuştu göz yaşlarımı
Hemen karşıda dolabım vardı, üzerindede her ağladığımda karşısına geçtiğim aynam...
Giysi dolabımın bir kısmıda kitaplığımdı. Okuduğum bütün romanlar duruyordu. Kitap okumayı çok seviyordum.Unutturuyordu bana her şeyi. İkinci evimdi kısacası. Okulmdada kütüphanecilik kulübündeydim zaten. Genelde tenefüslerim kütüphanede geçerdi.
Evet artık bu odadan çıkmam gerekiyordu yoksa gözlerim dolmaya başlayacaktı. Son kez duvara baktım. Gitarım oradaydı. Onu asla bırakmazdım burada.
Gitar çalmaya 12 yaşımda başlamıştım. Kendi kendime öğrenmiştim. Küçüklükten beri müziğe ilgim vardı. Babamı zar zor ikna ederek almıştık bana bu gitarı. Gitar çalmaya başlayınca sesimde keşfettim. O günden beri hiç bırakmadım gitarımı. Kendimi geliştirdim.
Duvarda asılı olan gitarımıda elime aldım. Sessiz adımlarla salona ilerledim. Vestiyerden usulca siyah kısa montumu aldım. Telefonum cebimdeydi, biriktirdiğim paradada çantamdaydı. Evet bir eksiğim yoktu. Siyah kısa montumu üzerime geçirdim. Gitar çantamı elime, sırt çantamı sırtıma taktım. Dış kapıya olabildiğince sessiz adımlarla ilerledim. Usulca kapıyı açtım. Hemen en rahat ettiğim spor ayakkabılarımı çantama attım. Siyah kalın taban botlarımıda giydim. Ellerim titremeye başlamıştı. Heycanlanınca hep böyle olurdu. Kapıyı çektim tam kapatmadım.
Merdiven dairesinde asansöre doğru yürüdüm. Derin derin nefesler alıp veriyordum. Sakin olmalıydım. Sadece evden kaçıyorum, abartacak birşey yoktu değil mi? Özgürlüğe gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERFU
Teen FictionŞehrin tüm günahlarını örtmeye çalışan kar, şiddetini artırarak yağmaya devam ediyordu. Genç kız bir süre etrafı inceledikten sonra montunun yakasını kaldırmış, montuna gömülmüştü. Çok üşüyordu. Issız sokakta titreyerek,sakin adımlarla ilerliyordu...