Çok severdim geceleri balkona çıkıp sessiz sokakta şarkı dinlemeyi. Alırdım elime sıcak içeceğimiz herkes uyuyunca çıkardım balkona. Benim için her duygu gece kendini belli ederdi. Belkide her kavgam akşam olduğu için bilmiyorum. O gün ufak bi mutluluk yaşasam bile geceme yansıdı. Tabii bu ufak mutluluklar ayda yılda bir oluyordu. Bilmiyorum belki ben çok somurtkan, çok umarsamaz biriydim. Ama bir şeylerden mutlu olamıyordum. Çünkü bazı şeyler, bazı kötü anılar ağır basıyordu. Belkide bunlar beni soğuk ve kibirli gösteriyordu. Gecenin içinde bütün sesler yavaş yavaş kesiliyordu, gecemde bırakıyordu beni.
Terden birbirine yapışan gözlerimi aralamaya çalıştım. Çok canım yanıyordu. En son hatırladığım elime kan bulaşmış, Vurulmuştum. "uyanıyor.Çabuk doktoru çağır." Açılan gözlerim annemin sesini duymamla daha çok büyüdü. "anne" mırıltı gibi çıkmıştı sesim. Boğazım yanıyordu. "şükürler olsun uyandın."
Hayal biz bencil insanların kafamızda kurup gerçekleşmesini beklediğimiz ama genellikle gerçekleşmeyen her tür hoşlantılarımızdı benim için. Bazı insanlar hayallerinin gerçekleşmeyeceğini bilsede bir umut tutunurdu onlara. Bende onlardan biriydim. Kendimi bildim bileli hayaller kurardım "gerçekleşmeyecek hayaller".
Böyle ayakta kalıyordum. Hayallere tutunmuştum ama onlar beni bir bir bırakıyordu. Çok şey istememiştim ki sadece gerçekten sevilmenin ve özgür olmanın hayalini kurmuştum, belki güzel bir hayatım olur demiştim. Başaramamıştım. Yine herşey elime yüzüme bulaşmıştı.
Uyanalı bir saati geçmişti. Hastanedeydim. Doktor iyi olduğumu bir güne taburcu olacağımı söylemişti. Annem karşımda oturuyor tek kelime etmiyordu. Bende onun bu sessizliğine ayak uydurmuş, tek kelime etmiyordum. Nede olsa taburcu olunca bu sessizliği fazlasıyla özleyecektim. Annemler kaçtığımı öğrenmişlerdi herhalde. Benimle konuştuklarında ne diyecektim? Böyle bir şeye teşebbüs ettiğim için mahvedeceklerdi beni. Ne diyebilirdimki onlara.
Kafamın içinde 100 den fazla senaryo yazmıştım ama hepsi çok saçmaydı. Biri bir arkadaşıma kalmaya gittiğimdi "hayali arkadaş". Biri dışarısı çok güzel olduğu için dışarı çıktığımdı. Biri yürüyüş yapmak için çıktığımdı. Bunlar fazla saçma şeylerdi. Birşeyler eksik kalıyordu. En iyisi doğruyu söylemekti. Şimdilik bu düşüncemi rafa kaldırmalıydım, çok yorgundum. Kapalı gözlerimi aralayıp anneme baktım. Oda yorgun görünüyordu. Gözleri bi noktaya dalmıştı. Annemi seviyordum. Kahverengi gözleri artık yaşlanmaya başlıyordu. Kumral saçlarının aceleyle ensemde toplandığı belliydi. Bende kumral saçlarımı ondan almıştım. Üzerinde uzun gri bir ceket, içinde beyaz bir penye vardı. Altındada eşofman. Yatağından kalkıp geldiği çok belliydi. "-neden öyle bakıyorsun?" sesini duymamamla gözlerimi kırpıştırdım. Onu incelemekten dalmıştım. "nasıl bakıyorum?" dedim. Sonuçta annemdi istediğim gibi bakabilirdim değilmi? "kim vurdu seni Berfu" bu yeni sorusuyla irkildim. Yüz hatları bir anda değişmişti. "Bilmiyorum..." diyebildim. Beni kim vurmuştu bilmiyordum. Ama bilerek vurulmadığım kesindi. Kimin benimle ne derdi olabilirdiki? "Polis ifadeni almaya gelecek." şimdi bunları düşünmek istemiyordum. "Gece gece ne işin vardı dışarıda?" bu yeni sorusuyla ifademin alınma vakti geldiğini anladım. "Yorgunum sonra konuşalımmı anne."anne kelimesini bastırarak söyledim. Bıkkınlıkla başını sağa sola salladı annem." Gitmeliydin. Gitmeliydin. Gitmeliydin..." fısıltıyla bunları söylüyordu." Nereye gitmeliydim? Anlamadım. " dedim. Neden bahsediyordu? Ellerinin arasına aldığı kafasını kaldırdı. "Kaçtığını gördüm." Bu cümlesi yutkunmama sebep oldu. Yattığım yerden doğrulmaya çalıştım biraz. Tekrar ağzını araladı. "Git Berfu. Git. Sana yardım ederim." kısık sesle söylemişti bunları. Bir dakika doğrumu duymuştum? Annem gitmemimi istiyordu? "A-anlamadım?" kekeleyerek söyleyebildim. Oturduğu koltuktan kalkıp bana daha çok yaklaştı, eğildi. "Git diyorum sana. Seni tutmayacağım. Kendine yeni bir hayat kur. Mutlu ol. Bu şehirde sana nefes almak yok Berfu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERFU
Novela JuvenilŞehrin tüm günahlarını örtmeye çalışan kar, şiddetini artırarak yağmaya devam ediyordu. Genç kız bir süre etrafı inceledikten sonra montunun yakasını kaldırmış, montuna gömülmüştü. Çok üşüyordu. Issız sokakta titreyerek,sakin adımlarla ilerliyordu...