Seonghwa

701 48 8
                                    

"Tanrıya şükür öyle bir pozisyonda görmedim."

Seonghwa Jonghoya acırken söylemiş ve elinden çekilen bardağı ile karşısındaki Hongjoonga öldürücü bakışlar atmıştı. Ne vardı yani bir gün sorumluluğu bırakıp kafa bulsaydı. Lider sorunları, lider sorunları...

"Yeter bu kadar."

Biraz oflamış ve sözlerine başlamıştı. Diğerleri neyse ama Hongjoong kendine baskı yapınca sinirlenmişti. Hele hele sarhoşken.

*******
20/01/19

"Canım burda uyuyamazsın, kalk."
Seonghwa kucağındaki Hongjoongu kaldırmaya çalışıyor aynı zamanda diğerlerini de odalarına gönderiyordu. Hep beraber TV izlerken öylece uyuya kalmıştı arkadaşı. Diğerleri de kendi hallerinde takılıyorlardı, ama geç olmuştu ve herkesin uyumasını istiyordu.

"Jongho, mingiyi rahat bırak.
Yeosang! Yunhonun kucağında ne işin var senin?" Yunho ile sorunu yoktu ama erkek arkadaşını kucağında gördüğü için öldürücü bakışlarını ona yolluyordu.

Yeosang sadece onun kucağına yakışırdı.

"Hongjoong neden senin kucağında!?"
Yeosang da içindeki kıskançlık ile ona döndü.  Kendisi dışında kimse onun dizinde uyumamalıydı. İkisi de kıskançtı ve kimsenin birbirlerine dokunmasına izin vermek istemiyorlardı. Arkadaşları onları çok sinirlendirmiyordu -yalan- fakat dışarıdaki insanları boğazlamak istiyorlardı.

"Hongjoong değil, Hongjoong hyung.  Hadi herkes yerine!" Sadece boşverdi ve hepsini yerine göndermeye devam etti. Nasıl olsa akşam sadece onun kollarında soluklanıyordu, odaları farklı olsa bile.

Herkes oflayarak odalarına gittiğinde, biraz daha uğraşmış ve kucağındaki Hongjoongu da kaldırarmıştı.
Sonunda o da kalktığında biraz odaya toplamış ve kontrol için san ve Wooyoungun odalarına gitmişti. O ikisi herkesin yanında değildi. Evde bir yerlerde ne yapıyorlardı bilmiyordu. Sadece uyuduklarından emin olmak istedi.

Önce San sonra Wooyoung.
Odalarına bakmış ancak ikisini de bulamamıştı.

"Nerdesiniz aptallar?"
Kendi kendine konuşmuş ve o ikisinin olabileceği her yere bakmıştı.

Mutfağa, kendi odasına- Seonghwa  onları bulmasın diye yapıyorlardı- ön bahçeye.

Ancak yoklardı. En son durağı arka bahçe olmuştu.

Bingo.

İkisi buradaki hamakta oturuyorlardı.
Wooyoungun Sanın dizine yattığı belliydi. San da başını ona eğmiş her zamanki gibi flörtleşiyorlardı. Yani arkadan öyle gözüküyordu.
Seonghwa onlara biraz yaklaştı.

Sonunda yanlarına geldiğinde onlara seslenecekti ancak hiç görmediği bir biçimde görmüştü onları.

San hamakta oturuyor Wooyoung ise onun kucağına başını koymuştu. Tam tahmin ettiği gibi. Fakat bir terslik vardı.
Flörtleşmekten daha çok, ciddi şekilde öpüşüyorlardı. Dudakları orta sertlikte birleşiyor elleri birbirlerinin saçlarında geziniyordu.

Seonghwa gördükleri ile şaşırsada mutlu olmuştu. İkisi fena bir çift olmazdı. Zaten çift gibilerdi, artık gibisi kalmamıştı.

Biraz geri gitti ve hiç gelmemiş gibi yeniden adlarını seslenerek oraya ulaştı.

"San, Wooyoung haydi yataklara!"

*******
20/02/04

Herkes zor olsa da Seonghwanın  dediklerini anlamıştı. O kadar çok içmişti ki herkes ağzının içine düşmüştü anlamak için.

"Yeosang, kaldır şu kocanı öteki dünyaya uçmuş bu!"

Yunho gülerek söylendiğinde
Yeosang bir anda triplenmişti. Hatırladıkça siniri bozuluyordu.

"Benim kocam değil o Hongjoongun kocası baksana!"
Hongjoong hemen kaşlarını çattı ve ona döndü.
"Ya benim ne suçum var?"

"Sevgilimin kucağında ne işin var!? Bak yine sinirlerim bozuldu." Gözlerini devirdi ve ayağa kalkarak sevgilisinin yanına gitti.
Ne yapsın, seviyordu işte. Sinirlendirse bile...
Yeosang söylene söylene Seonghwa  kaldırmış ve ordan götürmüştü. Seonghwa ise hala bir şeyler geveliyordu.

"Ya bebeğim, Hongjoong değil Hongjoong hyung."

*****

Neden iki yıl sonra yeniden yayınlama kararı aldım en ufak bi fikrim yok

Love Foolish [WOOSAN]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin