Kuaförden çıktığımızda saat yediye ulaşmıştı. Eğer biraz daha geç kalırsak kesinlikle telefonumun bin beşyüz kere çalmasına maruz kalabilirdim. Bu yüzden hızlı olmam lazımdı.
Yarım saatin sonunda kafeye gelmiştik. Kafenin önünde o kadar fazla araba vardı ki arabayı park edebileceğim bir alan kalmamıştı. Kafenin otoparkı dolu olunca kafenin kapısına kadar ilerledim ve kapının önüne durdum. Yavuz'a hallettirirdim arabayı.
Arabadan indiğimde ilk önce kafeye uzaktan baktım. Kafenin dışı bile o kadar süslüydü ki... En sevdiğim rengin siyah ve beyaz olduğunu bildikleri için her yer siyah ve beyaz balonlar ile kaplıydı. Işıklandırmalarda kurulmuş yeni yeni yakıyorlardı. Melisa'nın yanına ulaşınca kolumu uzattım girmesi için.
Bana gülümseyip koluma elini koyduktan sonra birlikte basamakları çıkıp içeriye girdik. İçerdeki tüm masaları kaldırmışlar ve uzun pub masa ve sandalyeler ile dekore etmişlerdi.
Yavuz'un arada amatör sanatçıları çağırdığı sahneye de küçük bir masa konulmuş arkasında kocaman balonlar ile Poyraz yazılmış, etrafta mavi ışıklar yanıyordu. Ortamı o kadar güzel ayarlamışlar ki şimdi her şey benim için mi diye oturup ağlamaya başlayacaktım.
"Çok güzel hazırlanmış!" Yanımdan çıkan ses ile ben de ona hak vererek başımı salladım.
Etraf kalabalıktı. Muhtemelen üst katta da çok kişi vardı. Gözlerim sahnedeki masanın önünde duran bizim tayfayı görünce o tarafa doğru yürümeye başladık.
Bizi görenler bize bakakalıyordu. Şuan çoğu kişinin bize baktığına o kadar emindim ki! İlk bizi fark eden Ceyda olmuştu.
"Beyler bayanlar arkanıza bakın!" diye bir anda bağırınca herkes artık tamamen bize bakıyordu.
Yavuz, Melih, Kaan "Ooo!" diye bağırmaya başladıklarında salaklıklarına güldüm. Yanlarına ulaştığımızda ilk üzerime atlayan Ceyda oldu.
"Doğum günün kutlu olsun!" diye kulağımın dibinde öyle bir bağırdı ki sağ kulağımın sağır olduğuna artık emindim."Salak mısın kızım? Kulağımın dibinde neden bağırıyorsun?" diyerek elimi kulağıma götürdüm. O da benden ellerini çekip "Olur öyle şeyler." diyip güldü ve bu sefer Melisa'ya sarıldı.
Ceyda hep cana yakın bir kızdır ama iyi gördüğü kızlara karşı. İlk önce bir bakar ondan sonrasında yakın olurdu.
Sıra sıra herkese sarılıp doğum günün kutlu olsun mesajlarını ilettiklerinden sonra sıra Yavuz'a gelmişti. Sarılıp bir anda ağlayınca ne olduğunu anlamayarak bende ona sarıldım. "Eşek sıpası sen şimdi 24 yaşına mı girdin?"
"Yavuz anne lütfen duygusallığı bırak." diyerek gülünce herkes bizi izliyordu.
"Ah ben bugün çok duygusalım. Sanırım regl oldum!" dediğinde herkes büyük bir kahkaha attı.
Azra Yavuz'un yanına gelip "Kanka bende regl oldum. Gel birlikte ağlayalım." diyerek eline bir peçete alınca şok içinde onların ağlamasını izliyordum.Psikopattı bunlar gerçek anlamda. Diyecek söz bulamıyordum.
Birkaç saat boyunca herkesin masasına gidip keyiflerin nasıl olduğunu sordum, onlar da doğum günlerimi kutladılar. Herkesle konuştuğumu düşünerek kendi masamıza doğru ilerlerken girişte bana doğru bağıran sesle arkamı döndüm.
Feride gelmişti.
Gülümseyerek yanıma ulaştığında hem uzun gelen elbisesini tutup hem de elindeki hediye paketi ile yürümesi zorlaşıyordu. Yanına yaklaşıp "Yardım edeyim!" diyerek elindeki paketi elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Umutlar
Teen FictionHikâye'nin bölümleri beş bölüm birden yayınlanıp Nisan ayında gelecektir. İki yaralı insanın hayatlarının çakıştığı, kadına şiddete gösterilen tepki anlatılıyor.