Halllüüü beybisiler💁🏻♀️💅🏻
Nasılsınızzz yahuuu..
⚠️smut⚠️
_"Beni gerçekten hissetmeye hazır mısın güzelim."
Kulaklarımda çınlayan o derin ses, o tapılası cümle.Şu an eli bacağımda onun arabasında giderken bile hayalini döndürüyordum kafamda. Beni öyle etkisi altına alıyordu ki yanındayken bile onun hayalini kuruyordum. Ne kadar normaldi kısa süre içinde birine bu kadar bağlanmak? Konu bu yanımda ki adam ise sanırım fazlasıyla normaldi. Avucu bacağıma sıkıca tutunurken baş parmağı bulunduğu yeri nazikçe okşuyordu, direksiyonu tutan eli radyoda çalan şarkıya ritim tutarak eşlik ediyorken sanki dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi gözlerimi ondan alamıyordum. Heyecanlı mıydım? Yoksa şu an nasıl bu duruma geldiğimize mi şaşırmıştım? Hayır ben şu an da sadece çok istekliydim bir an önce altında kıvranmak istiyordum, evet kesinlikle istediğim şey buydu.
Biraz camdan dışarıyı izleyerek, biraz sürücü koltuğunda ki manzaraya bakarak güzel bir yolculuk geçiriyordum, uzun mu sürüyordu yoksa ben mi çok acele ediyordum bilmiyorum ama partiye giderken yolumuz bu kadar uzun sürmemişti ve sanki yollar biraz yabancıydı, çok sonra fark ettim ki biz taehyungun evine gitmiyorduk. Oturduğum yerde hafif yan döndüm, yüzünü daha net görmek istiyordum. Kafamı iyice koltuğa yasladım ve o güzel yüzünü incelemeye başladım tekrar, yine yüzümde o istemsiz oluşan aptal sırıtışla beraber tabii. "Nereye gidiyoruz?" Dediğimde ses tonum fazla nazik çıkmıştı tıpkı küçük bir çocuk gibiydim onun deyişiyle, gözlerini kırptı öylesine ağır ve uzun bir süreydi ki bu içinde bir şeyleri kontrol etmeye çalışıyormuş gibi bir hali vardı, "az kaldı birazdan orada oluruz bebeğim, sıkıldın mı?" İçinde senin olduğun hiç bir şeyden sıkılmam ki ben taehyung. "Hayır sadece biraz midem bulandı sanırım." Dudaklarımı büzerek konuşmuştum, nedense bugün bebek gibi davranıp onu çileden çıkartmak istiyordum, yapacaktım da. Endişelendiğini belli eden yüz ifadesiyle bana baktı "kenarı çekebilirim, iyi hissediyor musun?" Diye söylendiğinde büyümüş gözlerini ısırmak istemiştim, çok tatlıydı. Şu anlık gerek yoktu kendimi iyi hissediyordum sadece arabadan dolayı ufak bir bulantıydı, "hayır gerek yok, birazdan geçecektir." Derken hala yüzüne bakıyordum, acaba ne yapmıştım da onunla karşılaşmıştım, ya da daha önce neredeydi bu adam?
"Biraz daha o bebek suratınla yavru kedi gibi beni izlemeye devam edersen, dikkatim dağıldığı için direğin birine geçireceğim güzelim." Söyledikleriyle gözlerimi hızla kırpıştırıp kendime gelmiştim, cidden onu izlerken bu kadar mı kendimden geçiyordum? "Dalmışım üzgünüm, yan profilin gerçekten çok güzel." Fısıldadığımda alt dudağını dişleri arasına almış, kısa süre sonra dudaklarını yalayıp konuşmuştu, "biliyor musun jeongguk ben çok sabırsız bir insanım, seni şu an arabanın arkasına atmak deli gibi becermemek için kendimi zor tutuyorum."İçim titremişti, sesinin derin noktasını öyle güzel kullanıyordu ki, bana dokunmadan yapacaklarını anlatsa bile gelebilirdim, hem de defalarca. Gözlerimi kısarak olduğum yerde dikleştim ve vitesin üstünden ellerini okşadım, "bunun için bir engelin yok, eğer gidene kadar bekleyemem diyorsan" kafasını hafif çevirip bana baktığında devam ettim, "beni arka koltukta parçalara ayırabilirsin." Bal rengi gözlerinden öyle derin öyle koyu bir ifade geçti ki, ufak bir küfür mırıldanarak yola döndü ve aniden gazı kökledi.
Kısa süre sonra fren yaparak tahta kapının önünde durduğumuzda taehyung arabadan inmişti, kapıyı açmaya gideceğini anladım ve arabadan inmedim bir süre uğraştıktan sonra büyük kapıyı sürmüş, arabayı içeri sokmak için geri dönmüştü. Bana kaçamak bir bakış attıktan sonra arabayı hızlıca ufak bahçeye park etmişti. Kemerimi çözüp kendimi dışarıya attım ve geldiğimiz yeri incelemeye başladım. Burası fazla büyük bir yer değildi, yarısı cam yarısı ahşaptan oluşan bi şaheser yapı ufak bir dağ evine benziyordu, şehire yakındı fakat şehir gürültüsünden uzaktı. Hayranlıkla eve bakarken mırılanmalarıma engel olamıyordum, "burası sana mı ait, gerçekten harika." Söylendiğimde gülümseyerek yanıma adımladı ve kafasını kaldırıp eve bakarken konuştu, "burası büyükanneme ve büyükbabama aitti, ikisi uzun bir süre önce aramızdan ayrıldılar," gözlerinin dolduğunu görmüştüm içimde bir yer kırılmıştı gözlerini görünce tepki vermedim, sakince söylediklerini dinlemeye devam ettim. "Ben yurt dışına gitmeden kısa bir süre önce, beraber burayı tadilat yaptık, öncesinde yine çok güzel bir evdi fakat büyükannem ahşap evlere bayılırdı, üçümüz birlikte boyadık, çiçekler ektik, biliyor musun onlara bir havuz sözüm bile vardı küçük bir havuz yapacaktım fakat olmadı, önce büyükannem vefat etti sonra acısını kaldıramayan büyükbabam. Her gün telefonda görüşürdük, bana kızma ama evlat büyükanneni çok özlediğim için yanına erken gideceğim galiba derdi, çok geçmedende gitti zaten. Haftada 1 sefer buraya uğramadan duramıyorum, gelip çiçekleri suluyorum, bazen temizliyorum etrafı, bazen öylesine uzanıp anılarımı canlandırıyorum, şimdi diyeceksin bu adam bunları niye anlatıyor" ben gözlerine dikkatle bakıp anlattıklarını dinlerken, taehyung bir anda güldüğünde gülümsemiştim, "bana böyle şeyleri anlattığında kendimi değerli hissediyorum, asla öyle bir şey düşünme, mutlu oluyorum gerçekten" deyivermiştim. Gözlerinden geçen o parlak ifade için sabaha kadar onu dinleyebilirdim, "demem o ki güzelim, benim için özel olan birini, yine benim için en değerli olan yere getirmek istedim, seninle büyükannem ve büyükbabamın yatağında sevişmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖅𝖜𝖊𝖎𝖘𝖆𝖒𝖐𝖊𝖎𝖙-🅣🅚
FanfictionJeon jeongguk: HYUNG İŞİN ÇIKTIĞINDA KÖPEKLERİNİ ABİME BIRAKMA LÜTFEN YA