3.Bölüm

3 0 0
                                    

Hayat her zaman gülmez yüzümüze,kimi zaman yokluk ile dert sahibi oluruz.Kimi zaman bir hastalık gelir ve sevdiklerimiz avuçlarımızın içerisinden kayıp gider...

Tam üç gün olmuştu ve Akif hala dükkana gelmemişti.Ne bir ses,ne bir haber vardı.Üç gecedir doğru düzgün gözüme uyku girmemişti.

Bugün Mehmet abiye soracaktım.Ne olursa olsun,benim hakkımda ne düşünürse düşünsün sorup öğrenecektim.

Bir yandan nemden penceresi su olmuş mutfakta buzdolabından aldığım domates ve salatalıkları doğruyordum.Bir yandan da "Bu zamana kadar iyi dayandım bile "diye geçirdim içimden.

Kenarları ve altı koyu yeşil olan Emaye tepsiye zeytini ve çilek reçelini koydum.İçimden yemek yemek dahi gelmiyordu.Kahvaltılıkları ve bardakları koyup odaya götürdüm.

" Abla kaç gündür halsiz gibisin hayırdır bir şey mi oldu " diye sordu Ahmet.

" Ne bileyim hasta gibi hissediyorum kendimi." Diye geçiştirdim.

Çaydanlığı almaya mutfağa doğru gittiğim sırada arkamdan gelen Gülsüm annem eli ile koluna dokundu.

" Nedir bu halin kaç gündür.Gül yüzün gülmez oldu soldu kızım.Anlat derdini hele belki dermanı bendedir."

Mutfağa girdiğimizde yanına yaklaşıp sessizce fısıldayarak konuştum.

" Akif dükkana gelmeyeli üç gün oldu Gülsüm anne.Çok merak ediyorum.Korkum başına bir iş gelmesinden.Üç gündür elimden gelen dua etmek."

" Allah allah!Nerede bu çocuk?Bak şimdi bende meraklandım.Mehmet patrona sorsan o demez mi ?"

" Üç gündür soramadım.Ancak bugün soracağım.Hakkımda kötü bir şey düşünür diye çekindim."

Ellerini saçlarımda gezdirip başımı öptü Gülsüm annem.

" Ah benim Nur kalpli Kızım.Sevda bu anlarsa da karışacak değil ya.Sen sor hele bakalım ne diyecek."

"Sağ olasın anne içimi rahatlattın.Sende olmasan ne ederdim ki ben."

" Rabbim ailemizi ayırmasın yavrum " diyerek sırtımı sıvazladı.

Amin diye cevap verdikten sonra içeriye geçip kahvaltımızı yaptık.

Babam bugün daha bir halsizdi.Daha bir solgundu yüzü.Kireç gibi beyazlamıştı teni.Kahvaltıyı yaptıktan hemen sonra Kanepeye geçip yattı.Sanki lokmaları zar zor yutmuş gibiydi.

Onu bu halde görünce içim parçalanıyordu.Bir bir dökülüyordum sanki.Arkamızdaki dağ yıkılıyordu ve biz engel olamıyorduk..

Babamın çalışmasına dahi gerek yoktu benim için.Onun varlığı bizi ısıtıyor.Akşamları eve her geldiğim de babamı ve kardeşlerimi sağlıklı görmek huzur veriyordu insana.

Bulaşıkları yıkayıp,Çamaşırları astım.Bugün dersim yoktu.Bende biraz ev ile ilgilenip öyle gidecektim dükkana.

Ahıra girip hayvanları kontrol ettim.Gülsüm anamda sütleri makina ile sağıp bidonlara doldurdu.

Oturduğu tabureden kapıya doğru eğilerek Ahmet'e seslendi ;

" Ahmeet! Hele bir bakıver oğlum"

"Buyur anne "

"Sütleri hazırladım.Sevim teyzen ile Nermin teyzenlere bırakıver.Dünden istemişlerdi."

" Tamam anne çoraplarımı giyeyim hemen geliyorum" diye seslendi Ahmet

Ahmet'in Gülsüm anama bir kere of dediğini duymamıştım.Her dediğini emrin olur der yerine getirirdi.

SAFDERUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin