NEDEN

17 5 4
                                    

Ağlamak ; bazen sebebini bilmesenizde ağlayasınız geliyor mu yada şöyke demeliyim ağlıyor musunuz nedensizce aslında çok mutluyken, bilmiyorum belki de sadece bana oluyordur. Genelde olan şu yatıyorum ve benim isteğim dışında gözümden yaşlar akıyor ama düşündüğümde bunun için bir sebebim yok.  Şöyke düşünüyorum bu gözyaşları olacak şeylerin habercisi , hissediyorum ve bu yüzden içten içe ruhum bana acıyor, ağlıyor halime...

Saat sabaha karşı 5:32 'ydi tam bütün gece uyuyamamıştım çünkü olanları,  olacakları düşünüyordum bu kolye neydi, dün neler olmuştu aslında sadece düşündüm bir cevap yoktu.

Susadım ve aşağı inmem gerekiyordu aslında uyuyadabilirim ama uykum yok aksine enerjim çok yüksek uyuyamıyorum . Odada bulunan küçük pembe saatin tik tak, tik tak sesleri kafamın içinde dönüp duruyor .
Bu yüzden en azından su almaya sessizce kimseyi uyandırmadan inebilirim diye düşünüp yavaşça odanın kapısını araladım ve merdivenlerden yavaş yavaş parmak ucunda indim tam mutfağa varmıştım ki arkamdan gelen ses beni engelledi

"Neden uyanıksın ? " dedi yine duygudan arınmış ama nedense bir okadar da pürüzsüz olan sesiyle. Fakat birşey farklıydı saat sabahın nerdeyse 6 sı ve üzerinde pijama yerine günlük kıyafetleri vardı . Nedense bu tuhafıma gitmişti ama beni ilgilendirmez herzaman ki gibi
"Susadım , peki sen neden uyanıksın? Görünüşe göre de yeni uyanmışa benzemiyorsun ."

"Seni ilgilendirir mi? "

"Peki , bende öyle düşünmüştüm ."

Dedim , fazla umursamayıp arkamı döndüm ve mutfağa su almaya yöneldim , çokta umrumda değildi zaten .

Bardaklar yüksekteydi fakat uzanabilirdim, uzanmak için parmak ucuna yükseldim tam alıcaktım ki bir el uzandı ve ensemde sıcak bir nefes hissettim ve anlık bir refleksle arkamı döndüm .
Ve  bianda o kusursuz suratla burun buruna geldim , yüzü o kadar güzeldi ki yanağında gamzesi vardı ve gülmese bile yakından belli oluyordu , keskin çene hatları yakından daha belirgindi ve kahverengi gözleri vardı ama gördüğüm en mavi gözlerden bile güzellerdi tıpkı deniz gibiydi derin, sonsuz , bilinmezliklerle dolu ama bir o kadar da güzel .

çok yakındık ve ikimizde hiçbirşey demden ve yapmadan bir süre birbirimizin yüzlerini inceledik ama ben bianda geri çekilmem gerektiğini düşündüm ama arkamdaki tezgah sayesinde hiçbirşey yapamadım fakat bunu anlamış olacak ki bana bardağı uzattı ve çekildi. Sonra hiçbirşey dememe fırsat vermeden mutfaktan çıktı ve gitti.

Kalbimin sesini duyabiliyorum şuan deli gibi çarpıyor , sanırım birazdan kalp krizi geçireceğim ama bunun sebebi kesinlikle o değil yani aslında o ama herhangi başka biri olsada aynısı olurdu . Çünkü çok fazla yakındık, kesinlikle bu yüzden

Hiç konuşmadan suyumu içip odama yöneldim,  bugün gitmeyi planlıyordum görünüşe göre fazla bile kalmıştım.
Odaya geçtiğimde yine  düşünmeye daldım ve bir süre sonra aşağıdan gelen sesle irkilip kendime geldim. Ahsen teyze kahvaltıya çağırıyordu herkesi .
Onu çok sevmiştim ,ahh keşke burada kalabilseydim ama burasi ne benim evim ne de benim ailem .

Daha fazla odada durmadan aşağıya indim .
Hızlıca kahvaltımı edip Ahsen teyzeyle vedalaşıp çıktım çünkü digerleri kapıya kadar gelme tenezzülünde bile bulunmamışlardı. Evet şimdi eve doğru yürüyorum evde olmadığımdan annemlerin haberi bile yok ,farkettiklerini de sanmıyorum zaten.
Evimiz burdan uzaktı ama ben yürümeyi tercih ettim ve o uzun yoku yürümeye başladım sahil kenarından gidiyordum , denizi ve gökyüzünü izlemeyi seviyorum bu yüzden yürümek pek de sıkıcı gelmiyordu.
Onlarla aramda bir bağ var gibi hissediyorum ve bu his hergün daha da güçleniyor. 

Bir ara sahile bakarken gözlerim doldu ve nedensizce ağlamaya başladım. Sanki okadar ihtiyacım vardı ki ağlamaya sahile inip kumların üstüne oturup rahatlayana kadar ağladım ve sonra sordum kendime neden diye çünkü ağlamamın sebebi yoktu ve bu beni korkutuyordu . Yol boyu ağlamaya devam ettim.  Kimse farketmedi çünkü sahile inip ağlamaya başladığımda yağmur başlamıştı bu yüzden rahat rahat yürüdüm ve evin önüme vardım. Artık sakinleşmiştim de zaten.

Kilitli olan kapıyı açıp içeriye girdim herşey o gün bıraktığım gibiydi demek ki eve uğramamışlardı bile. 
Odama gidip dağınık birşekilde bıraktığım siyah çarşafımı düzelttim ve düşünmeye başladım.

Aslında merak ettiğim çok şey vardı fakat artık düşünmek istemediğine karar verdim ve herzaman yaptığım çizimlerimden birine daha başlamaya karar verdim. Aslına bakarsak ne çiziceğimi bilmiyordum bu yüzden internetten araştırmaya başladım ama dikkatimi çeken herhangi birşey yoktu ve bende kafama göre karalamaya başladım o temiz kağıdı. Ama bir süre sonra gözkapaklarım daha fazla dayanamayıp isyan edercesine kapandı ve masanın üstünde uyuyakaldım.

Pencerenin çarpma sesiyle bölündü o güzel uykum. Uyumadan önce camı açmıştım, hava gayet iyiydi ama şimdi hava tekrardan fırtınaya hazırlanıyormuş gibi şiddetli rüzgarlara ev sahipliği yapıyor .herneyse çizim yaparken uykuya dalmışım  , saate en son baktığımda 15:42 'ydi ve şuan saat neredeyse 22 olmak üzere , fazla uyuduğum için aşırı derecede başım ağrıyor .

Başımın ağrımasına alışkınım sıklıkla olan birşey ama nedenini bilmiyorum. Bu yüzden fazla kafama takmadım . Pencereyi kapatıp birşeyler yemek için mutfağa indim.

Dolabı karştırmaya başladım ama sadece karıştırmakla kaldım.
Canım dolaptaki hiçbirşeyi istemiyordu,  sonra aklıma birkaç gün önce aldığım abur cuburlar geldi ve onları kaseye koyup salona geçtim ve kendime güzel bir dizi açtım. Yaz tatilindeydik ve okulların açılmasına az kaldı , buraya taşınalı yaklaşık 3 ay oluyor ve yeni bir okula başlayacağım. Annemler buraya taşındığımız ilk hafta hemen kaydımı aldırdılar , bu yüzden de eve gelmemeleri pekde sorun değil.
Çok çalışıyorlar çalıştıkları şirket onları iki de bir şehir değiştirmeye zorluyor bunun için aynı yerde pek uzun süre kalmıyoruz .

Ama burası benim doğduğum yer, buraya geri döndük şirketin isteği üzerine. Sadece burda bir tane yakın arkadaşım var, inci o hep benim yanımdaydı nerde olursam olayım,  hiç iletişimi kaybetmedik . Şimdi yaz tatilinde olduğumuz için fazla buluşamadık  çünkü yazın babannesine kalmaya gidiyor. Ama geldiğinde çok güzel vakit geçireceğimize inanıyorum. Birkaç gündür konuşamadık çünkü telefonum fırtına da kayboldu bu yüzden yarın ilk iş gidip yeni bir tane alacağım .

Sabaha kadar dizi izledim,  gündüz uyuduğum için uykum yoktu ama güneşin aydınlanmasına yakın uyuyakalmışım.
Saat 11' e karşı uyandım ve hızlıca hazırlanıp telefon almak için evden çıktım.

Önüme gelen ilk telefoncuya girip bir tane telefon alıp çıktım. Eve doğru yürümeye başladım ama o an aklıma kütüphaneye gitmek geldi ve yönümü kütüphaneye çevirdim.  Belki kolyeyle ilgili birşeyler bulabilirim diye düşündüm.

Kütüphaneye vardım ve dolaşmaya başladım belkide saatlerce dolanıp istediğim gibi  kitaplar aradım , bulduklarımın hepsini alıp bir masaya geçtim ve okumaya başladım . Bir iki tanesini okudum ama sadece benzer birkaç taş bulabildim fakat bu taş değillerdi. Dikkatimi çeken  fazla birşey olmadığı için  kitapları ödünç alıp evde devam etmeye karar verdim .
Kitaplarla ilgili işlemleri halledip çıkışa doğru yöneldim fakat başaramadım çünkü birine çarptım ve çarpmamla yere yapışmam bir oldu. O kişi elini uzattı ve kalkmama yardım etti .
Kafamı yüzüne doğru kaldırdığımda şok olmuştum , herkesi beklerdim ama onu değil burada ne işi vardı .
o anlık şaşkınlıkla bir cümle kurmaya çalıştım ama ancak bunları diyebildim. 

" sen burada ne arıyorsun ?  "

______________________________________

Merhaba umarım bu bölümü de beğenirsiniz elimden geldiğince güzel yazmaya çalıştım ve uğraştım. 
Peki sizce kütüphanedeki kişi kim?

Baya heyecanlı ajskdjd

Şimdilik bu kadar bir sonraki bölümde görüşürüz en kısa sürede yazmaya çalışacağım  . Siz okuyup beğendiğiniz sürece ben yazıcam :) <3

deniz ve gökyüzü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin