→KARANLIK, Vanessa!←

46 0 1
                                    

Şuan bana bakan bal rengi gözlere daha dikkatli baktım Tanrım ne kadar harikalar...

Piç gülümsemesiyle bana yaklaşmaya devam ederken bende yaslanmış olduğum duvara daha çok yapışıyordum. Tanrım korkuyorum.

''Dün yaptıklarını ödiceksin bebeğim. Seni yüzünden patronum bana kızdı!'' Bunları söylerken eliyle çenemi ve kolumu sıkıyordu. Kolumun morardığına yemin edebilirim. Ona korkan gözlerle bakmaya devam ediyordum benden bir cevap beklediği çok açıktı. Ama ne diyebilirdim ki tamam istediğini yap falan mı? Ah hayır.

Kolumu daha çok sıkmaya devam ederken '' Cevap ver seni küçük orospu!'' Ben cevap vermemeye devam ederken''Haklısın bebeğim konuşup yorma kendini seninle daha güzel planlarım var'' deyip gitti. Derin bir nefes verip kantine gitmeye karar verdim. Üstümdeki korkuyu atmam imkansız. Karşımda gördüğüm Teressa ile sahte ama buruk bi şekilde gülümseyerek yanına gittim ve kollarımı boynuna doladım kısa bi süre sonra o da karşılık vermişti.

Bu çok iyi hissettirdi. ''Hey Vaness neyin var bembeyaz olmuşsun'' ''Bir şey yok Teressa sadece biraz başım ağrıyor'' pek inanmamış ifadeyle tamam deyip geçmişti. Tanrıya şükür fazla sorgulamamıştı. Zilin çalmasıyla yanaklarımı şişirdim ilk dersede girmemiştim. Adımlarımı dolabıma yöneltip ders programıma baktım off tarih. Tarih kitaplarımı aldım ve bi ara dolabıma bişeyler asmamam gerektiğini aklıma kazıdım. Hızlı hareketlerle sınıfa yürüdüm. En arka sıralardan birine oturdum.

Hoca gelene kadar müzik dinlesem fena olmaz hani. Kulaklığımı takıp kafamı sıraya koydum ama öncesinde Alex Hepburn-Under şarkısını açtım. 1-2 dakika boyunca böyle devam ederken biri tarafından dürtüldüğümü fark ettim. Gözlerimi açıp karşımdaki kişiye baktım. Sarı saçları ve mavi gözleriyle çok tatlı bi çocuktu bana sıcak gülümsemesiyle bakıp gözleriyle hocanın geldiğini anlattı ''Ah tabi hoca'' deyip önüme döndüm. ''Ben Luke'' deyip elini uzattı. Tuttuğu eline bakıp onun gibi gülümseyerek ''Vanessa ama istersen Vaness diyebilirsin'' ''Pekala Vaness memnun oldum'' ''Bende'' etrafı inceleme fırsatı bulduğumda bana garip gözlerle bakan bal rengi gözlere baktım. ''O Justin pek tekin değil babası okulun sahibi, ben ve benim tayfamla büyük bi kavga etmiştik.

O yüzden fazla yaklaşma ona Vannessa çok dikkatli ol.'' ''Yani onunla kavga ettiğine ve tayfan olduğuna göre sende tekin biri değilsin?'' Tek kaşımı kaldırıp sorduğum soru karşısında biraz düşünür gibi yaptı.'' Eh yani Justin ve ben bu şehrin liderleri gibiydik çok iyi dosttuk ama sonrasında bi olay oldu ve bölündük o benim bölgeme bende o benim bölgeme giremez işte öyle.'' ''Pekala'' deyip önüme döndüm ve dersin bitmesini bekledim.

Dersin bittiğini belirten zil çaldığında Luke'a gülümseyip yanından ayrıldım. Eve gitsem iyi olucak. Heh Terressa'da orda.'' Hey Terressa!''

Bana doğru dönmesiyle gözyaşlarını görmemle yüzümü buruşturdum'' Hey ne oldu tatlım'' '' Annem ve babamla kavga ettim ve evi terk ettim'' '' Hey tamam sorun değil benim evimde kalabilirsin zaten tek başıma kalıyorum'' hafif bi gülümsemeyle bana sarılırken bende ona sıkıca sarıldım. ''Hadi eve gidelim'' '' Tamam''

Eve geldiğimizde Teressa'ya misafir odalarından birini verip istediği gibi düzenleyebileceğini söyledim. Sıcak duş alması eminim ona iyi gelecektir. Onu gördüğüm zaman kendimi hatırlıyorum. Çaresizliği benim annem ve babamı kaybettiğim günlerdeki gibiydi. Gözlerimin dolmasıyla kendimi toparladım ve gidip su içtim. En iyisi pijamalarımı giyinip Terressa'ya bakayım. Odama gidip aslan desenli pijamalarımı (multimedia) giyinip Terressa'ya da mutlu olması için tavşanlı pijamayı alıp Terressa'ya verdim '' Ah Tanrım Vannessa çok tatlı bu hele sen çok tatlı olmuşsun başımdaki kapşunuma dokunarak bende onun kapşununa dokundum ve gülümsedim. Telefonumun melodisini duyunca hemen telefonumu aldım. Tanrımmm Ashley ve Brad'i unutmuştum. Hemen açıp;

'' Hey''

'' Hey Vanessa ''

'' Efendim Ashley''

'' Yeni okula gittin bizi unuttun.'' Sitem ederek bağırmasına gülümseyerek

'' Üzgünüm Ash biliyorum sizi çok aksattım ama çok şey yaşadım''

'' Hemen anlatıyosun''

'' Yarın okul çıkışı buluşup anlatsam''

'' Tamam''

'' Görüşürüz koca dana'' deyip kapattı. Bende sadece gözlerimi devirdim.

Terressa'ya bakmak için döndüğümde telefonunda selfie (öz çekim adsdafa Teog .ss ) çekiniyordu. Telefonu bana doğrulttu ve '' Poz ver Vaness'' ''Ah peki'' deyip değişik pozlar vermeye başladım (multimedia) biraz daha konuşup birbirimizi tanıdık. Ben ona çocukken aşık olduğum çocuğun öldüğünü anlattım o da bana ailesini. En sonunda uyuduk.

Sabah yüzüme atılan yastıkla uyandım.

'' Terressa! Senin küçük kaçını dağıtıcam!''

'' Oww Vaness çok ayıp'' deyip kahkaha attı.

''Hadi kalk geç kaldık''

''Tamam''

Hemen kalkıp banyoya gittim aynaya baktığımda mal gibi olduğumu anladım. Elimi yüzümü yıkayıp dolabıma yöneldim. Bugün hava biraz serindi bu yüzden siyah kot rengi bir pantolon mavi gömlek üstünede krem rengi kazağımı aldım ayakkabı olarak siyah ve beyaz üstünde London yazan converselerimi giyindim saçlarım zaten düz olduğu için arkadan sıkıca at kuyruğu yaptım. Üzerime örüme salaş hırkamı geçirip eyeliner çektim çilekli parlatıcımıda sürdükten sonra kahverengi çantamın içine telefonumu içine koydum. Aşağıya indiğimde Teressa mısır gevreğini yiyordu bende mısır gevreğimin içine sütünü koyup yedikten sonra yıkadım. Terressa ile birlikte dışarı çıkarak otobüs durağına yürüdük. Yürümeye devam ederken yanımızda siyah lamborghini görmemizle durduk. Camı indirmesiyle Luke olduğunu anladım.

''Hey Vaness hadi atlayın beraber gidelim.''

'' Teşekkürler Luke ama gerek yok''

'' Hadi ama o kadar yolu yürüyecek misiniz?''

'' Otobüs?''

''Lütfen hadi ya'' ısrarlara dayanamayıp

''Peki tamam'' deyip Terressa ile arabaya bindik.

Terressa ile Luke'u tanıştırdım.

Okula geldiğimizde herkes bize bakıyordu. Hızlı adımlarla Terressa ve Luke'a veda edip dolabıma yöneldim. Kitaplarımı aldıktan sonra Geometri sınıfına yürüdüm ve Bay Strong (biliyorum hayal gücüm süper .ss) beklemeye başladım.
2 SAAT SONRA...

Son dersmin boş olduğunu öğrendiğimden beri çok mutluyum. Terressa'ya eve gideceğime dair mesaj attıktan sonra okul çıkışına yöneldim.

Ara sokaklardan geçerken harabe bi evin önünden geçerken ürpermiştim. Daha önce buraya hiç dikkat etmemiştim. Tam sokağı dönecekken kolumdan cekilip evin içine sokuldu. Tek yaptığım bağırıp çağırmaktı sonrası karanlık...

Gözlerimi açtığımda karanlık bi oradaydım. Fare sesleri geliyodu. Ah tanrım benim kapalı alan korkum var.

'' imdatt lütfen bana yardım edin''

'' Yalvarırım çıkarın beni burdan''

'' Korkuyorum lütfen'' nefes almam gittikçe zorlaşırken ayakta kalmaya çalışıyordum kapıyı yumruklamaya çalışırken daha fazla güçsüzleşmeye başladım anılar gözümde canlanıyordu
Vanessa 6 yaşındayken:
'' Angela teyze gerçekten ben yapmadım' evet şuan annemler Türkiye'ye gittiği için uzaktan akrabamız olan Angela teyzelerde kalıyordum ve onun vazosunu onun oğlu kırdığı halde bana atmıştı suçu. Angela teyze ise bana inanmıyordu.
'' Seni yalancı velet şimdi görürsün sen'' deyip kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Küçük vücudumu koca elleriyle çekerken yere düşüyordum ve annemin baba aldığı pembe kurdelalı elbiseyi yırtıyordum. Gözlerimden yaşlar süzülürken beni bodrum kata getirdi ve bi dolabın içini açtı. Ve içine beni koyup kapattı. Bağrışlarımı duymuyordu. 1-2 saat karanlıkta durduktan sonra başım dönmeye başladı ve tek duyduğum ses Angela teyzenin kahkaha sesiydi...
Şimdiki asıl zaman:
Anılar aklıma geldikçe gözlerim daha çok kararmaya başladı. Ve yine en son gördüğüm ve duyduğum Justin'in ''Vanessa!'' diyerem endişeli bi şekilde yaklaşması...

→Danger←Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin