Selam millet uzun bir aradan sonra yine buralardayım.Okul ve sınavlardan vakit buldukça yazmaya çalıştım ama çabalarımın sonucunu bugün alabildim.İyi okumalar :)
-Sende kimsin pis sürtük?
-Chiristopher yine mi?Niye bu kadını buraya getiriyorsa?
Kendi kendine konuşan Leo yanımıza gelince karşımdaki kadına cevap ermek yerine Leo'ya baktım.
-Ruth!Misafirimize karşı biraz daha sevecen olabilirsin.Herneyse.Bu Ruth,Chiristopher'ın sürr.. ıhım ıhım.. arkadaşı.Ruth, bu Grace, William'ın arkadaşı, bir nevi kız kardeşi ve sanırım bundan sonra bizimle kalıcak.
Leo'nun yaptığı açıklamadan sonra isminin Ruth olduğunu öğrendiğim kadına döndüm.Gözlerindeki alaycı ifadenin hala orada olması canımı sıksada bir şey söylemeden odama doğru ilerledim.Anlaşılan iniltiler bu aptal kadından geliyordu.Neyse ne, artık uyusam iyi olucak yoksa zombiye dönüşücem.
Ne kadar çabalarsan çabala Grace Fallon.Uyuyamıyorsun.Saatlerdir yatakta keşfe çıkmış gibi dolanıyorum ama bir türlü uyuyamadım.Duvarda asılı olan saate baktığımda saatin 05:30 olduğu gördüm.Sanırım kalksam iyi olucak.Kimse uyanmamışsa kahvaltı hazırlarım en azından teşekkürlerime böyle başlamış olurum.Ama ilk önce doş almalıyım.
Duştan çıktığımda yarım saat geçtiğinigördüm.Artık hızlı hareket etmeliyim.Beyaz gardrobun karşısına geçtim ve ortadaki kapağı açtım.
-Tanrım!
Buda ne böyle?Büyük bir alışveriş merkezi gibi bunun içerisi.Ve bu kıyafetler eksik.Sanırım elbiselerin diğer yarısını yapmak için kumaşları yetmemiş.Dolapta bulduğum en uygun siyah taytı ve tek omzu açık tişörtü üstüme geçirdim.Saçlarımı havluyla kurutup, topuz yaptım.
Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldim.Aşağıya indiğimde kimsenin uyanmadığını görmek biraz da olsa şanslı olduğumun belirtisi sanırım.Birkaç kahvaltılık ve çayları hazırladığımda masa çok renksiz görünüyordu.William'dan bilgisayarın isteyip kahvaltı için tariflere baksam daha iyi olucak.
Yukarı çıktığımda William'ın odasını bilmediğim için kendi odamın karşısındaki odanın kapısını birkaç defa tıklattım.Ses gelmeyince kapıyı açıp kafamı içeri uzattım.Odanın içerisi saçlarımdan daha dağınıktı.Çalışma masasının üzerindeki çoraplar ve yerdeki kıyafetler buna yeterince açıklık kazandırıyordu.Yatakta yüzüstü uzanmış sadece şortuyla uyuyan kıvırcık saçlı William'ı tanımak çota zor olmadı.
-Hey!William? Kolundan birkaç defa dürttüm ama hala uyanmadı.Bu sefere uyanmazsa klasik yöntemle bir bardak su kafasından aşağıya boşaltacağım.
-William artık uyanır mısın?Lütfen..
Biraz fazla dürttüm galiba.Çünkü bir anda korkarak yataktan düşen ve bana şaşkıca bakan William bunun bir göstergesiydi.
-Grace?..Ne yapıyorsun?Kolumla ve benimle derdin ne dostum?
-Sanada günaydın William.Tabletini alabilir miyim?
-Bende seni seviyorum Grace ve evet alabilirsin yeter ki kolumdan uzak dur.
-Nerede?
-Ne nerede?
-Tablet nerede William.Tablet?
-Masanın üzerinde yada şu kıyafetlerin içine bak. Yerdeki kıyafetleri gösterdikten sonra kıçını devirip uyudu uyuşuk.
Tamam.Bu kargaşanın içinde bulabilirsin şu lanet tableti.Evet Grace Fallon bunu yapabilirsin!Göster kendini deyp tabletiaramaya başladım.Uzun uğraşlar ve aramalar sonucunda masum tabletbulunup ailesine teslim edildi.
Tableti açıp kahvaltı tariflerine bakarak mutfağa ilerledim.İçeride kumral saçlı Jack'i görmek biraz hayal kırıklığına uğratsada kahvaltı süprizimden vazgeçmeyeceğim.
-Günaydın Jack.
-Sanada Günaydın Grace Fallon.Uyanman için daha erken değil mi?Biraz daha uyu istersen.
-Yoo, hayır.Teşekkür ederim.
-Pekala.Ne için inmiştin aşağıya?
-Şey.Beni evinize kabul ettiğiniz için size teşekkür anlamında bi kahvaltı hazırlayacaktım.Bu konuda pek bilgim olmadığı için tabletten yardım alıyordum.
-Çok düşünceli bir hareket ama teşekkür için kahvaltı hazırlamana gerek yoktu.Çünkü senin gibi güzel bir kadının bu evde kalması bizim için bir onurdur.Ama kahvaltı hazırlamak pek de kötü bir fikir değil.Sana yardım edebilirim eğer istersen?
-Ah!Çok naziksin ve evet yardım etmen pek de kötü bir fikir değil, dedim onu taklit ederek.
-O halde başlayalım taklitçi Grace.
-Evet, başlayalım.
Yarım saat içerisinde kahvaltı için her şeyi hazırlamıştık.Aslında Jack hazırladı.Benim pek bilgim olmadığı için çok az yardım edebilmiştim.
-Harika görünüyor, dedi yüzümden silemediğim kocaman gülümseyişle.
-Tabi ki harika olucak ne de olsa bu sihirli parmakların sihriyle oldu.Parmaklarıyla piyano çalar gibi hareket ettirdiönünde.Fazlasıyla ukala olsada iyi birine benziyor yeni arkadaşım.
-Yaa, evet tabi, diye dalga geçtim onunla.Jack bana cevap vermek için ağzını açtığı sırada Leo içeri girdi.
-Günay..
Masaya gözlerini yuvalarından çıkartacak şekilde baktığında kelimesini neden tamamlayamadığını anladım.
-Woow şu masanın güzelliğine de bir bakın.Tanrım!Grace artık tamamen karar verildi, sen burada kalıyorsun ve, buası biraz yüzsüzlük içeriyor, her sabah bize kahvaltı hazırlıyorsun.
-Her sabah böyle kahvaltı hazırlamayı isterim ama ben pek bir şey yapmadım.Jack'in sihirli parmakları sayesinde oldu, onu taklit ederek parmaklarımı hareket ettirdim.Kimse cevap veremeden içeri William geldi.
-Günaydın millet, yanağımdan makas alarak "günaydın güzellik" diye ekledi.
Hep beraber güzel bir kahvaltı yaptık tabi Leo'nun üzerimden çekmediği bakışları dışında her şey güzeldi.Jack:
-Akşam bara gidiyoruz değil mi? deyince tüm bakışlar bana döndü.
