Değişimler yapılmalı bazen..
Hayat monoton yaşanılmaz...O esnada kapı açıldı , bir demet kırmızı gül mü ?
Hayırdır ne alaka ?
Kim gönderdi bu gülleri ona ?
Ama ben şimd öldürürüm.
Erken gitmiş olur hem genç yaşta artık.
Takdir-i ilahi ne yapalım.
Gülleri ben aldım imza atıp yolladım çocuğu.
Not !!!
Demek not .. Bakalım bakalım kimdenmiş..
Ecrin kim ??
Şaşırmıştı , yutkunması da bir hayli zorlanmış gibiydi… Cevap yokk..
Cevap yoksa güller de çöpü süsler…
Hayatta neyi niçin istediğine dikkat etmeli insan. Senin doğru sandığın o karar belki de seni hiç istemediğin bir yere sürükleyecek bilemezsin.. Ettiğin dua kabul olmadı diye isyan etmek yerine düşünmeyi bil. Olmayan şeyleri oldurtmak için çabalamak seni yıpratır. Hayırlısı de. Rabbim daha iyisi için karar kılmıştır diye dua et. Huzuru bulmaya çalışırken yıpransan bile yola devam et. Güzel günler çok yakın..
Bir hafta olmuştu. Evdeydi Asya. Güneş camından inat edercesine gözlerinin içine içine giriyordu. Namaz kıldıktan sonra uyuyamamayı bir türlü öğrenememişti. Sürekli aynı rüyayı görmek içini çok acıtıyordu. Rüyasında bir teyze vardı. Kapalı ve ona ‘Kızım günaha girmekten kork , bu savaşı kazan , nefsine hakim ol !’ diyordu. Bir haftadır tüm işlerini Araf’a yüklemişti. Çekimlere gitmiyordu. Evden çıktığı yoktu. Üstelik şu anda yanı başında olan yazmayı bir türlü çıkartmıyordu başından. Elbetteki içten içe çok hoşuna gidiyordu. Huzur veriyordu.
Ama ..
Bilmediği şeyler vardı , kafasını karıştıran… O hep açıktı. Hep nefsine yenik düşmüş biriydi. Bunu söylemekten çok utanıyordu ama açık olmak cazip geliyordu ona. Şimdi ise öyle değildi , üzerine ferace almadan dışarı çıkası yoktu. Zaten ablaları ve annesi kapalıydı. Ona da aşılamak için her şeyi yapmışlardı. Bir haftadır evdeki herkes bu değişimin farkındaydı kimi ses etmiyor bunun hayırla sonuçlanmasını bekliyordu. Kimi ise içten içe çok sevinmiş her gördükleri zaman onu daha da heveslendirmek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlardı.
Yatağından tebessümle kalktı ve banyoya girdi. Soğuk ve serin suyu avuçlarına alıp yüzüne çarptı. Bu ferahlığa ihtiyacı vardı. Kafasını karıştırmak yerine güzel bir araştırma yapıp kapanmak istiyordu. Ama bilmiyordu ki bu kadar güzel bir emiri neden daha önce yerine getirmediği için pişman olacaktı.. Güzelce saçlarını topladı ve üzerini değiştirdikten sonra yatağını düzelterek aşağıya inmek için kapıya yöneldi. Annesi ve ablası salonun büyük tarafında oturmuş el işi yapıyorlardı. Merdivenlerden inmeden önce ayağına takılan şeye baktı tabiki de Mirza Ozan beyden başkası olamaz…
Uyanmış ve her zaman ki gibi annesini göremeyince ağlayarak yataktan inmiş annesini arıyordu. Ağlama sesini duyan ablam tebessüm ederek yukarıya baktı ‘oğluşum buradayım gel teyzenle aşağıya’ dedi. Asya Mirzaya baktığı zaman küçük bir sorun olduğunu fark etti. Ve ablasına dönerek ‘ yukarıya gelsen iyi olur ablacığım çünkü burada küçük bir sorun var ‘ dedi. Ablası olayın ne olduğunu anlamış ve oğluna bakmak için yukarı çıkmıştı. Asya da aşağıya inerek annesine katıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTOBÜS BİLETİ
Short StoryKüçük koltuğu yanına çekip oturdum. Biraz daha bana yaklaşsa içime girecekti. "Bak! Şu gözleri görüyor musun? Benim simsiyah gözlerim senin prusya mavisi gözlerine bakarken renk alıyor. Sence ben bu saatten sonra ilk defa gözlerimin renk almış h...