[heheh selamm~]
Arkamdan seslenen Mark'ı umursamadan yoluma devam ederken kolumun tutulmasıyla beraber kolumu tutan kişiye döndüm, tabii ki Mark'tı.
"Daha ne istiyorsun benden?" Mark bir süre sessiz kaldı.
"Donghyuck, özür dilerim ama sevgilim olduğunu kimseye açıklayamazdım biliyorsun" aklıma gelen sahnelerle beraber gözyaşlarına hakim olamamıştım.
"Neden bana anlatıyorsun bunları? Gidip 'sevgilin'le ilgilensene sen"
"Ondan ayrılacağım zaten beni dinlemen gerekiyor" kolumu sıkmaya başlamıştı.
"Ne var o zaman?!" aniden gelen öfkeyle bağırıvermiştim.
"Bu kızla çıkmamı babam istedi, büyük ihtimalle benden şüphelendiği için yaptı. O yüzden o gün seni çağırıp bu şekilde tanıştırdım" derin bir nefes aldı "Ama verdiğin tepkiler normal bir arkadaş tepkisi değildi, kız da anladı. Özellikle az önce söylediğin şeyden sonra..." söylediği şeyler aşırı mantıksız geliyordu.
"Ne diyorsun Mark Lee?"
"Söylediklerimi dinlemedin mi? Kızdan hoşlandığım yok, sevdiğim de yok. Babam beni denetliyor sadece" kafamı sağa sola salladım.
"Aşırı mantıksız konuşuyorsun, inanmamı bekleme"
"Peki o zaman" kolumdan çekiştirerek az önce kendisini azarladığım kapının önüne kadar sürükledi beni, 'sevgilisi' olduğu iddia edilen kız da hala kapının önündeydi. 'Ne oluyor?' anlamı içeren bakışları bariz belli oluyordu.
"Tam olarak ne yapmak-" cümlem dudaklarıma kapanan dudaklarla yarım kalmıştı, ne yapıyordu böyle?
Onu delicesine itmek istiyordum fakat beni böyle güzel hissettirmesini de özlemiştim.Kısa bir süre anı yaşadıktan sonra onu ittim. Kızım garipseyen bakışları beni utandırmıştı, salak Mark.
"Ne yapıyorsunuz?" kız sessizliği bozmuştu.
Mark hemen cevap verdi "Sana kimi sevdiğimi gösteriyorum, şimdi gidip babama 'ibne' olduğumu söyleyebilirsin" bu cümlesi kızı hiç bozmamıştı, demek ki Mark'ın dedikleri doğruydu.
"Sonunda itiraf edebilmene sevindim, bununla uğraşmak can sıkıcıydı" kız eve girip çantasını aldığı gibi çıkmıştı. Ben ise salak gibi etrafa bakıyordum.
"Ne oldu az önce?" çekinerek sordum.
"Hiçbir şey, sadece sevgili olduğumuzu ona gösterdim ve büyük ihtimalle o da babama gösterecek"
***
"Donghyuck buraya gel!"
"Ne var yine ya?! İşim var işte"
"Woojong yine mutfağı dağıtmış"
"Yine mi?!"
"Evet"
"Tanrım, şu çocuk!" oturduğum yerden kalkıp mutfağa ilerledim, her yer yine yemek olmuştu. Yine de karşımdaki Mark ve Woojong'u tutuş tarzı aşırı komiğime gittiği için gülmüştüm.
"Sana kaç kez önüne yemek koyduğunda gözetle dedim Mark Lee?"
"Sadece arkamı dönmüştüm!" küçümser şekilde 'hm'ladım.
"Öyle olmuştur" yanına gidip Woojong' u kucağıma aldım. "Ben onu yıkarken sen de etrafı temizlersin artık" bana şu an süt dökmüş kedi gibi bakıyordu "Ve Umjae'yle de ilgilen" gülümsedikten sonra yanından ayrılıp Woojong'u temizlemeye gittim.
🌼🌼🌼
SOOOOOOOON SÖAÖŞWÖWNDKOZNasıldı nasıldı nısı nısı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cause i ♡ markhyuck [F]
Fanfiction"çünkü ben aramızın bozulmasını hiç istemiyordum" best: #1 - nct127 #5 - markhyuck