3.Bölüm (Düzenlendi)

856 28 1
                                    

KORKMA BENDEN
Normalde bu bölümü dün akşam yazdım ve yayınladığımı sandım fakat yayımlamamışım ve yazdığım 1000 küsür kelimelik cümle yayımlamayı bırakın kayıt bile olmamış ulaşmaya çalıştım ama olmadı o yüzden tekrardan yeni bir bölüm yazmak kaldım eskisiyle aynı olmayan bir bölüm bu yüzden içim hâlâ buruk.
Neyse;
Bu kitabın ikinci yılı. Ne kadar yoğun olsamda bu bölümü yazmadan duramazdım; çünkü ikinci yılımız. Her kelimeyi size aktardığım yıl. Başlangıcımız. Alevlerin tutuşmaya başladığı ilk gün. Hevesle ilk bölümünü yayınladığım bana gerçekten ait olan ilk şey.
Ben her üzüldüğümde, her yalnız hissettiğimde soluğu burda alacağıma eminim, sizde emin olun.
9.11.2014
***

Takside geçirdiğimiz 5 dakikanın ardından nefes alışverişim hızlanmıştı; ismini bilmediğim çocukta fark etmiş olacak ki beni baştan aşağı bilmem kaçıncı kez
süzmeye başladı.

"Beni süzmeye devam mı edeceksin gerçekten? "

"Nereni süzeyim güzelim, süzülecek bir yer göremiyorum. "


Bu cümlenin ardından daha fazla dayanamazdım da zaten ve aşağı indim.

İndiğim yer okula yaklaşık 5 dakika uzaklığındaydı. Onun için okula varmam fazla zaman almadı.

Okulun koridorlarında ilerledikten sonra sınıfımı buldum.
Klasik arkanın bir önündeki sıraya oturdum ve  çantamdan "O AN HİSSET VE YAZ" adı verdiğim deftere bu sefer içimdeki kanı kustum. Çünkü bu sefer daha fazlaydı kaldıramadığım kadar fazla. Ve yazdığım cümleyi bir kez daha okudum;

" Korkuyorum; sürekli, nedenini bilmediğim başıma ne zaman geleceği belli olmayan bir türlü tanıyamadığım o tattan. Bazen acılarımı devretmek istiyorum  benden başka kimsenin bu yükü taşıyamayacağını bilmeme rağmen. Ben bir kaplumbağa rolünde acılarımı biriktirdiğim kabuktan adımımı  dışarıya atmazken bir de evim olarak bu yükü üstlenmek ızdırap çekmek değilde ne? 

Ruhum tok, karnım ondan bihaber aç.
Sevgiye tok, huzura tok.

Şimdi ne yapmanın sırası ben de bilmiyorum. Bilmeyenlerdenim, bilinmeyenlerdenim. Keşfetmeyenlerdenim, keşfedilmeyenlerdenim. Kaybedenlerdenim, kaybedilenlerdenim. "

Sonra her ayın 9'u için edindiğim bir huy olan defterin herhangi bir sayfasına açtım ve okumaya başladım. Her ayın 9'u bunu tekrarlıyordum.

12.11.2013

"Sevgi minnet duygusunu kaybetmediği takdirde evrenseldi."

Başka bir sayfasını daha açtım.

10.11.2013

"Ruhum ebedi yalnızlığı tattı. Karşımda her gördüğümde kalbimin atmasını sağlayan adam, beni her yabancı gibi gördüğünde kalbimde yangını körükleyen küçük bir kıvılcım kavurdu beni. Yaktı, yaktı. Kül oldum."

Küçük bir kız çocuğunun hikayesi yaktı beni yaktı yaktı, kavruldum. Bu kocaman maziyi defteri kapatma hareketiyle kapatmaya çalıştım olmadı. Ve defter çantada herzaman koruduğu yerini aldı.

Sıra arkadaşımla selamlaşma faslını geçtikten sonra
Kimya, Coğrafya, Fizik derken 3. ders bitmişti. Ve 4. ders olan Edebiyat içime şimdiden bir ürperti getirmişti. Çünkü Edebiyat ödevi yapmamıştım. Derste de ilgi odağı olmak istemediğimden bir çözüm bulmam gerekiyordu. Ve geriye tek kalan şey kütüphanede 10 dakikalık bir ödev yapmaktı; bunu seçmekten başka bir çarem yoktu.

Koridorda ilk defa takılıp bir yerlerimi kırmadığım dakikalardan sonra soldaki kütüphaneye girdim.

Bir iki Edebiyat şiir kitaplarına yaklaşık 10 dakika kadar  baktıktan sonra en sevdiğim kitaplardan birini gördüm.

Yüzümde bu aralar eksik olan gülümseme yer edindi. Kitabı elime aldım ve bildiğim bir mazinin bildiğim bir sayfası olan 18'i açtım. İçinde bana ait bir kağıdı buldum. Evet 18. sayfasını açtım ve ne yazdığından bihaber okumaya başladım.

"Buraya neden geldiğini ikimizde biliyoruz. Gelmek için bahane ettiğin ödev ve ya herhangi bir şey değil. Korkunlarınla yüzmeşinin sırası geldiğini fark ettin gelecekteki ben."

"Şimdi arkanı dön ve koca bir maziden gelmiş tanıdığın yabancıya bak. Kulağına fısıldayacağı tanıdık bir sözcüğe bak."

İlk cümlenin bana ait olduğunu biliyordum; fakat son cümlede ki irili ufaklı el yazı bana ait değildi.

Kağıttaki son cümlede ki talimatı gerçekleştirmek için:

Arkamı döndüğümde geşmişten gelip hayatımın tam ortasına oturan tanıdık yüz; hayatımın orta yerine oturacak sözcüğü heceleyerek yüzüme üflediği nefesiyle kulağıma fısıldadı.

"Ya - ka - lan - dın ! "




                                          ***

Bu +10.300 kişinin bir günde değil de 2 yıl boyunca olduğu yüreklendiriyor beni. Her zaman yazmaya itiyor kendimi, kendi hayatımı, bana ait olanları. Sağolun.

***

Genel bilgi için:

(Düzenlenecektir.) Bölümler silinmiştir. Unutmadan:
2. bölüm dahil düzenlenmiştir. 3. bölüm ve sonrasının bölümlerini düzenleme gereği duyduğumdan bölümler şahsım tarafından silinmiştir. Yazıldığı vakit yayınlanacaktır. 

TAKSİ ÖKÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin