Yukarıdaki şarkıyı açarak okumanızı tavsiye ederimmm🥰
~
"Haksızlıkların bolca yaşandığı bir yere doğmuşuz hepimiz...Elimizden gelen tek şey beklemek...belki sonumuzu belki yeni başlangıçları..."Provalardan sonra Aras beni eve bırakmıştı.Evet yarın büyük gündü o kocaman otelde anlı şanlı bir nişanım olacaktı.Bu heyecanlı günüm için saat 8'de kuaför randevum alınmış ve benim bir de görümcem (!) varmış. Bunu da bugün öğrenmiştim. İstemeye sevgilisinden ayrıldığı için gelememiş. Demek ki genç bir görümcem var. Ve Aras'ın bunu bana rahatlıkla söylemesi beni şaşırttı açıkçası çünkü çok sert birine benziyor ve bir abi olarakta aynı tutumunu sergilemesine beklerdim. Açıkçası bu tutumu da beni sevindirdi. Nedenini hiç bilmezsem de... Saat 02.15 ve ben odamın tavanını izliyordum. Şarkılar her zaman uykumu getirir normalde ama şuan neden fayda etmiyor bilmiyorum... Telefonu elime alıp Demet Akalın'ın 'Yıkıl Karşımdan' şarkısını açıp gözlerimi kapattım uyumaya çalıştım. Başarılı olmuşum...
~
Annemin hazırlık sesleriyle uyandım. Yataktan kalkıp kapımı kilitledim ve banyoya giridim saatin kaç olduğundan hiçbir fikrim yoktu ama eğer geç kalmış olsaydım annem mutlaka beni uyandırırdı diye düşünüyorum. Sıcacık bir duşumu aldım. Gözlerim yanıyordu,ağlayacaktım sanırım ama yapmamalıydım bugün değil...Şuan olmaz... Artık çok geç... Ama engel olamadım... Göz yaşlarımı bırkatım. Hepsi bir bir süzüldüler bedenimden, bu sıcacık suyun altından bile göz yaşlarımın nereye düştüğünü hissedebiliyordum. Çünkü canımı yandırıyorlardı. Sanki gözümden tuzlu su değilde beni kendi kendime yakıp kül edecek ateş sıcağında damlalar damlıyordu ve bedenimde yanıklar bırakıyordu... Annemin sesini duymamla kendime geldim gözlerimi sildim saçlarımı son kez taradım ve duşumu sonlandırıp banyodan çıktım. Annem kapı kilitli olduğundan dolayı bir kağıda not yazıp kapının altından yollamıştı 'Acele et baban...geç kalmayalım diyor' yazıyordu ve göz yaşı damlası vardı üzerinde kağıdın ucunda ve çok küçüktü. Belli ki oda ağlıyordu ve değmemesi için çaba sarf etmişti ama yine de damlamıştı. Kağıdı buruşturup yere attım tekrar, ve kalkıp kurulanıp bir siyah pantlon ve bir t-shirt giyip çantama telefonumu ve cüzdanımı atıp aşağıya indim. Babam içeride oturmuş kahvesini yudumlarken gazete okuyordu annem ise kapıda birkaç kişi ile konuşuyordu çantamı yanımda duran masaya indirip annemin yanına gittim."Noldu anne"
"Nişan kıyafetini getirmişler"gözlerimi devirip "Şu ana kadar olan bütün nişanların en abartılı GELİNLİĞİ desen daha doğru olurdu" dediğimde annem birşey demeyip elinde ki forumları imzalamaya devam etti. Arkamı döndüğüm sırada kapıdaki adam sizin de imazalamanız gerekiyor gibisinden birşey söylediğinde dönüp imzalamam gereken yeri imzaladım elime tutuşturulan ve kilosundan dolayı kaldırmakta zorlandığım gelinliği alıp masaya indirdim. Çantamı da alıp içeriye tam babamın karşısında oturdum. Başını kaldırıp bana baktı ve tekrar gazetesini okumaya döndü. Çantamdan telefonumu çıkartıp Songül'ü aradım."Alo"
"Alo nerdesin?"
"Geliyorum"
"E hadi geç kalıcaz"
"Tamam tamam"
"Çabuk ol"
"Tamam Ecemm!"
"Hadi görüşürüz"
"Görüşürüz"dediğinde telefonu kapattım. Babam da gazetesini katlayıp bana döndü."Ne biçim konuşmak o?"
İlk ne dediğini anlamazsın da sonradan Songül'ü Aras sandığını anlayıp kahkahayı bastım."Aha ha ha ha ha noldu? Beğenemedin mi?"
"Saygılı ol!"
"Bende sana saygı gram kalmadı artık, sen çok saygılı oldun ya bana çok fikrimi sordun ya sanki dimi?"derken gözlerim tekrar yanmaya başladı. Ama kendimi ezmeyecektim."Ecem bak"
"Şş dinlemek istemiyorum,sıkıldım... Bir daha nişanlımla nasıl konuşacağıma karışma istersem küfür de ederim bu seni ilgilendirmez, hisselerini al ve çık git hayatımdan"
"Ecem b-"derken telefonumun çalışı onun sözünü böldü. Aras arıyordu. Telefonu kulağıma götürdüm."Alo"
"Ecem geldik biz"
"Geliyoruz ArasCIM"dedim bilerek babamı sinir etmek için bir öyle bir böyle davranmam onu daha sinir ederdi çünkü, ama Aras'ın
"Vay hızlısın" demesiyle
"Kes be!"diye çemkirmem ve babamın sinirini bozma çabalarım yerle bir oldu. Telefonu yüzüne kapatıp çantama attım ve kapının çalmasıyla kapıya gittim. Songül gelmişti. Girmesi için kapıyı daha çok açıp ona sarıldım. Oda "Bizi bekliyorlar" diyip Aras'ın arabasını işaret etti. Kafamla onaylayıp annemi çağırdım. Aras da o sırada inmiş bize doğru geliyordu. Masadan gelinliğimi(!) Ve birkaç tane daha ıvır zıvırları alıp arkamı döndüğümde Aras'ı arkamda görmem bir oldu. Neyse ki bu sefer çarpmamıştım."Sürekli dibimde bitmesen diyorum" dedim gözlerimi devirirken. Oda elimdekileri alıp "Bakarız"dedi. Ukala, sinir bozucu...
"Ukala" diyip kapıya yöneldim. Annem de geldiğinde arabaya doğru ilerledik Aras ise sevgili kayınpederinin yağcılıklarını dinliyordu. Arabanın önüne geldiğimizde arkada bir kızın daha olduğunu gördüm. Elimdekileri bağaja yerleştirdim ve Önce annemin sonra da Songül'ün geçmesini bekledim. Ama galiba sığmayacaktık."Ben kendi arabamla gelirim"dediğimde sevgili kayınvalidem (!)"Aa olur mu öyle şey sıkışırsınız birazcık " dediğinde Aras da gelmişti, elindekileri bağaja yerleştiriyordu. Ben ne yapmam gerektiğini bilmeden ayakta dikilirken oda koltuğuna kurulmuştu bile aptal şey... "Ecem gel kızım şuraya sığarsın beş dakikalık yol zaten"
"Kapının önünde üç tane daha araba varken başımızın derdi ne bilmiyorum ki" diye söylenip arabaya bindim kapıyı da kapattığımda Aras pis pis bana sırıtıyordu aynadan. "Çok darsa kucağıma gel" dedi arabadakileri unutup, salak... İlk başta kısa süreli bir şok geçirsem de sonra Songül'ün kulağıma "Oha ne ara bu seviyeye geldiniz" demesiyle ve Arası'ın o 'lan ne dedim ben' yüz ifadesini ve o kadar utanmışlığını görüp bir kahkaha attığım sırada Songül de gülmemek için elini ısırıyordu. Annem sinirli gözlerle Aras'a bakıyordu. Ve tanımadığım kız ise tüm kıskançlığıyla beni süzüyordu. Kayınvalidem (!) Ne haldedir göremediğim için çok üzgündüm. Aras birşeyler geveledi hatasını telefi etmek için ama nafile... Artık susmak için elimi ağzıma götürüp derin bir nefes alıp camımı açtım. Dışarıyı izlemeye koyulduğumda yola çıkmıştık. O anki hali aklıma geldikçe mal mal sırıtıyordum.
~
Kuaförün önünde durduğumuzda inip bağaja yöneldim. Aras da gelip önce tanımadığım kıza birkaç paket verdi sonra da annesine. Bende annemin ve Songül'ün kıyafetlerinin bulunduğu paketleri onlara verdiğimde hepsi kuaföre giriş yapmıştı. Aras da benim eşyalarımı aldığında bana çiçek haricinde hiçbir şey kalmamıştı. Çiçeği elime alıp bağajı kapatıp Aras'a döndüm."Her yerim tutuldu keşke kucağına gelseydim ya" diye Aras'a lafımı vurduğum. Artık içeriye geçebilirdim. Arkamı döndüğüm sırada Aras'ın nefesini boynumda hissediyordum. "Bu dediğini gerçekten istediğin zamanlar olacak" diye fısıldadığında sinirle ona döndüğümde resmen öpüşüyor gibiydik hemen birkaç adım geri attım rezilliğimden kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirim. Eğer bizi gören biri olduysa kesin öpüştüğümüzü filan sanmıştı... Allah belamı versin ya.
"Kaç kere diyicem dibimde bitme diye" Aras'a çıkıştım."Üstelik çok emin konuşuyorsun, yapma..."diye çok bilmişlik edasıyla da gülümsedim. Oda birşey demek yerine sırıttı. Hemen tekrar arkamı dönüp kuaföre yürüdüm. Oda arkamdan geldi. Saat kaçta gelmesi gerektiğini öğrendikten ve elindekileri bıraktıktan sonra yanımızdan ayrıldı. Bende önüme sunulan katalogtan en sade saç modelini seçmeye çalışıyordum ama yok... Bir tane bile sade model olmaz mıydı ya. Bana göre içlerinden en abartısız olanını seçtiğimde kayınvalidemin yoğun isteği üzerine altları hafif dalgalı ve üstten her iki yanından salaş bir örük olan bir model seçtim. "Aa Ecem kızım sizi tanıştırmadık, kızım Gizem, Gizem bu da yengen"dedi sırıtırken. Bende elimi Gizem'e uzatıp hiçbir şekilde samimiyet bulunmayan gülüşümü sergiledim. Oda aynı şekilde. Ve "Arabadan anlamıştım annecim yengemin bu olduğunu" diye hitap ettiğinde sibirlerimin alt üst olması bir oldu resmen bana "bu" demişti. Salinliğimi koruyup sinirini bozacak şekilde ses tonumu ayarlerken kayınvalidem(!) çoktan yanımızdan ayrılmıştı."Ahahah tatlım abin işte sabredemiyor" dediğimde ne dediğime ben bile şaşırmıştım açıkçası ama onun o sinirini görmeye değmişti."Yengecin bana tatlım dediğine göre sen çok büyüksün?"
"21 yaşındayım canım, abin aşkından dayanamadı da erken görümce oluyorsun"dediğim sırada "Bende 19 pek fark yokmuş aramızda Ecem" diyip kendi için ayrılan koltuğa oturdu. Bende kendi koltuğuma oturduğum sırada saçım makyajım ve manikürüm yapılmaya başlanmıştı bile. O sırada bende Songül'ün saç modeli seçmesine yardımcı oluyordum. Ve aklımda Yolda gelirken öğrendiğim çekim haberi vardı. Nişan çekimim(!) olacaktı ve bundan da son dakika haberim oluyordu. Yanımzda ise Songül ve Gizem gelecekti. İyi ki sevgili kayınvalidem yok, yoksa yine oyun yapmak zo- derken bir öbür düşünce bu düşüncemi yarıda kesti. Gizem vardı ve bu daha çok oyun demekti. Pufffff ağlıyacağımmm.
~
Dakiklardır aynadan son halime bakıyordum. Gerçekten ama herçekten harika görünüyordum. Ben bile bu kadar beklemiyordum. Gizem hariç herkes iltifatlarını yağdırırken bende hâlâ aynadan kendime bakıyordum. Gözlerimin kendini iyice belli etmesi çok hoş bir hava katmıştı. Yüzümdeki hafif makyaja ve baştan sona gümüş taşlarla dolu olan göğüs kısmında dekoltesi gelinlik harika göstermişiti. Fiziğimi tacıma diyecek sözüm yoktu zaten... Tek kelimeyle fevkalade güzel olmuştum. Kendimi övmeyi daha sonraya ayırıp arkamı dönmeye çalıştım ama çok zorlayıcıydı gelinlik gerçekten çok ağırdı. Zar zor arkamı dönebildiğimde Songül'ü görememiştim."Anne Songül nerde?"
"Bilmiyorum ki kızım"dediğinde biraz daha etrafa göz gezdirdiğime üst kattan indiğini ve elinde topuklu ayakkabıların olduğunu gördüm. Sevinçle bize doğru geliyordu."Aşkım biliyorum düğünde yapmak gerek ama ben yine de şansımı denedim"diyince anlamazsam da elime ayakkabılarımı tutuşturduğunda anlamıştım. Tüm ayakkabının altını kendi ismiyle doldurmuştu. Gizem de oturduğu yerden bize bakıyordu. Sinirini bozmak için "Gizemcim seninde adını yazayım mı?" diye sordum gıcık yenge havasında. Oda bir saniyr bile beklemeden cevapladı."Ecem ben henüz hazır değilim 19 yaşındayım bide erken evlenmem ki senin gibi"dediğinde sinirimi bozacağını sanmıştı ama gram bozulmadım desem..."Peki sen bilirsin tatlım" diye ekleyin ayakkabılarımı giymek için koltuğa oturdum. Ayakabılarımı giydikten sonra ayağa kalkıp çiçeğiöi ve telefonumu almak için masaya doğru ilerledim. Telefonumun şarjı tamamen doluydu. Normal bir gelin olmuş olsaydım şuan her dakikamı story atarak geçiriyor olurdum. Telefonu tekrar kapatıp Songül'e uzattım"Çantanda kalsın"
"Tamamm"dedi sevinçle neden bu kadar sevindiğini anlamazsam da irdelemedim. Artık daha rahat yürüyebiliyordum. Ayakabılar yüksek olduğundan dolayı gelinlikte biraz daha yukarıya kalkmıştı haliyle. Birkaç kişinin kameralarla yanıma gelmesiyle gözlerimi devirdim."Merhabalar öncelikle mutluluklar biz kuaför salonu olarak her gelinin resimlerini çekiyoruz da izin verirseniz siz-"
"Maalesef fotoğraflarımın çekilmesini istemiyorum"dediğim sırada Songül ve kayınvalidem(!) atıldı."Hayır ya olur mu öyle şey çekin tabi, kızım çok güzelsin herkes görsün"diye ekleyince kayınvaldiem(!)gözlerimi devirip başımla onayladım. Bana söylenen pozları tek tek uyguladım. "Son poz"dediğinde 'oh be' diye mırıldanıp son pozu vermek için hafif sağa döndüm. Ve o sırda kuaförün kapısı açılınca Aras'ı karşımda gördüm. İlk beni görüp sonra öbür taraflara baktı sonra annesini ve ksrdeşini de benim yanımda görünce şok oldu. Salak beni tanıyamamıştı. Sanırım tam iki dakika boyunca kapıda durdu. Ve sonra arkasına yaslanıp annesine baktı işimizin devam edeceğini düşünerek. Gizem onu görünce "Abiciiimm"diye cırlayarak yanına koşup Aras'a sarıldı. Bende çekimler bittiği için annemlerin yanına ilerledim. Kayınvalidem(!) de yanımıza gelerek"Hadi artık siz gidin geç kalacaksınız biz de otele gidelim herşeyi kontrol edelim demi?"diye sorup anneme bakınca annem de başıyla onayladı bende başımı hafifçe sallayıp gelinliğimi ucundan hfifçe kaldırdım Songül de yanıma gelip yardım edince kaplumbağa hızından kurtulmuş oldum. Aras'ın yanına varınca Gizem gözlerini devirip kapıyı açıp çıktı. Arabaya binip kapıyı çarpınca gözlerimi devirdim. Neyin kafasını yaşıyordu bu salak anlamıyordum. Ama oda gerçekten çok güzel olmuştu. Ama beni ilgilendirmiyordu. Aras'a döndüğümde gelinliğe bakıyordu. Bunu giymeyeceğinimi düşündüğü için alırken bu kadar rahat davranmıştı herhalde dekolteli olması mı sinirini bozmuştu da kaşlarını çatmıştı. Saçmalamayı kesmelyidim neyi kıskanacak Allah aşkına diye geçirip kapıyı açtım. Sabaha kadar orda dikilecek halimiz yoktu ya. Aras da arkamdan çıkınca Annemleri bekledik. Onlar da gelince vedalaşıp arabaya doğru yürüdüm Songül elinde kalan paketleri bagaja yerleştirirken Aras da gelip kapımı açtı. Kısa süreli bir şok geçirmeme neden oldu. Aras ve nezaket aynı cümlede bile bulunması komikti açıkçası. Annesi olduğundan dolayı böyle davrandığını düşünüp binmeye çalıştım. Ama çok zordu. Resmen benim kadar bir gelinlik üzerimdeydi. Eğilip kuyruğunu toplamaya çalıştığımda Aras da eğildi. Vay yavaş yavsş adam oluyor sanki diye aklımdan geçirirken gülmeme engel olamadım. Başını kaldırınca yine çok yakındık. Hafifçe geri çekilince oda başını aşağıya eğdi tekrar ama eğerken tekrar kaşlarını çatıp ayağa kalktı ve kapımı sertçe kapatınca ağzımı araladım birşeyler söylemek için ama Gizem'in arabada olduğu aklıma gelince elimi sıkıp önüme döndüm. Aras ve Songül de binince yola çıktık. Aras arada bir bana bakıyordu. Bakmadan da görebiliyordum bunu. Başımı cama çevirip yolu izlemeye koyuldum.
~
Çekimler nerdeyse bitmek üzereydi ve yorgunluktan şimdiden ölecektim. Ve uyguladığımız pozlar resmen gerçekten birbirimize aşık gibi bizi dip dibe sokup zorluyordu... Şuan biraz mola vermek için oturup bekliyorduk Songül telefonla uğraşıyordu. Gizem telaşlı bir şeklide telefonla konuşuyordu ve sanırım sevgilisiydi... Aras ise arabaya yaslanmış sigara içiyordu ve ben de onları gözlemliyordum. Kameramanın sesiyle Aras sigarasını yere atıp ayağıyla söndürdü. Çeketini düzeltip yanıma doğru geldi ben de ayağa kalkıp saçlarımı geriye atıp oflayarak kameramanın bulunduğu yere gittim. Aras arkamdan gelip elimi tutunca gözlerim fal taşı gibi açılmıştı aniden ona dönmemle "Şş Gizem burada ve sabahtandır abi tartışınız mı diye sorup duruyor anneme söyleyebilir. Oyuna devam ediyoruz"desiğünde hiçbirşey demeden sinirle önüme döndüm tekrar.Hafif bir gülme sesi duyunca ona döndüm tekrar "Asi ve hızlı gelin"diyerek gülmeye devam edince elimi hızla elinden çekip tam ona doğru döndüm."Babam yanımda olduğu için onu sinir etmek istediğimden bir öyle bir böyle davrandım sana yoksa sana aşık olduğunu düşünme boşuna heveslere kapılma tatlım"
"Öyle olsun tatlım"diye eklendiğinde tekrar önümüze döndük ve kameramanın olduğu yere ilerlemeye devam ettik. Vardığımızda kameramanın vereceği son birkaç pozu uygulamak için ağaçların olduğu bölgede durduk."Şimdi gelin hanım siz elinizi damat beyin kalbinin olduğu bölgeye koyacaksınız ve onun gözlerine bakacaksınız,damat bey sizde elinizi gelin hanımın beline sarıp diğer elinizle de çenesini hafifçe tutacaksınız"dediğinde fal taşı gibi açılan gözlerimila adam döndüm ve aniden"Şey böyle daha az temas edebileceğimiz bir poz yok mu Yaa?"diye sorunca Aras kulağıma eğilip"Böyle anlamazlar de ki biz oyun oynuyoruz da böyle arkanızı dönsek birbirimize öyle poz varsek olur mu?"dediğinde gözlerimi devirip"Ya sabırr"diyerek elimi kceketinin üzerine yerleştirdiği de oda belime sarılıp diğer eliyle de çenemi tuttuğunda ağlamak üzereydim ikimiz de birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Gözlerinin mavisinde kaybolabilirdim. Çünkü gerçekten çok güzellerdi. Bir süre daha baktıktan sonra kameramanın "Öpüşün"sesiyle aniden geri çekildim "Ee yuh ama artık"diye çıkıştım.
"Şey yok yani yanlış anladınız, moda ya öyle poz vermek siz gençler de b-"
"Biz moda filan istemiyoruz bitti mi çekim geç kalıcaz artık Aras gidelim yeter ama"diye eklendiğinde başını sallayıp ekledi"Aynen bizim az bir vaktimiz kaldı bu kadar yeter çok teşekkür ederiz en kısa zamanda ofisinize uğrayacağım"
"Kına ve düğün çekimlerinizi de seve seve yaparız"diye eklendiğinde adam içimden dua ediyordum ve yalvaran gözlerle Aras'a bakıyordum. Hayır lütfen lütfen bu daha şimdi bizi öpüştürüyordu... Hayır Yaa... Ağlamak üzereydim Aras"Olur tabi bakarız"dediğinde gözlerimi devirip arkama dönüp çiçeği Songül'ün kucağına sıkıştırıp gelinliğin önünü hafifçe kaldırıp hzılı adımlarla arabaya doğru yürüdüm. Arabanın önüne geldiğimde henüz onlar gelmiyordu. Ama Songül eşyaları toparlıyordu, Gizem ise hala telefonla konuşuyordu sevgilisiydi sanırım...Aras ise kameramanla konuşuyordu. Aras bana baktığı an arabaya binip gelinliği içeriye aldıktan sonra kapıyı sertçe çarpmamla bir alarm sesi duymam bir oldu. Aniden ve yüsek sesle olduğu için korkudan nerdeyse ağlayacaktım. Aras'a baktığımda pis pis sırıtıyordu. Gözlerimi devirip önüme döndüğümde oda arabay doğru geliyordu. Son halime bakmak için aynayı açtığımda üzerime bir gül ve bir not düştüğünde şoka uğradım bunlar bana mıydı? Notta 'İyi ki geldin prenses' yazıyordu. Yok bu bana olamazdı. Gözlerim yanmaya başladı. Tamam her ne kadar oyun da olsa biz evleniyorduk ve yani... Onun bir sevgilisi vardı ve hiçbir kız bunu kabul edemezdi...~Bölüm Sonu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•ZORAKİ•
Romance"Böyle olmamalıydı...Sana inanmamalıydım..." "Ecem açı-" "Kes sesini" gözümden damla damla yaş serpiliyordu. Boğazım düğümlendi... Yutkunamadım... "Ecem bak" "Aras BİTTİ!"Arkama dönüp açık kalan kapıdan çıkıp kapıyı çarptım. Arabama koştum.Ona hazır...