"Anladınız mı?"
Öğretmen öğrencilere sordu.
Ama hiç kimse yanıt vermedi. bir öğrenci arkadaşla konuşuyor, bir öğrenci uyuyor ve bir öğrenci de yemek yiyor, ama ben ders dinliyorum. Biraz önde güzel bir kadın oturuyor, ona ara sıra bakıyorum. Bu ders sanat tarihi, bir ressam hakkında anlatıyor. Sınav geçmek için iyice dinlemem lazım. Bu ders bitince kütüphanede ressam kitabı alıp okuyacağım. Bir hafta sonra sınav var.Dersten sonra kütüphaneye geldim. Ressamın kitabını numaraya bakarak arıyordum. Kitaplığa geldi ama aradığım kitap yoktu. Birisi almış.
"O zaman eve dönüp ders çalışayım." Öyle düşünüp yürüyünce bir kadının yanında aradığım kitap vardı ve kitap okumadan deftere bir şey yazıyor. Ben ona sordu.
"Pardon, şu kitap okumak isterim, alabilir miyim?"
"Kusura bakma, evet buyur."
"Teşekkür ederim, iyi günler."
"Önemli değil. Sana da iyi günler."
Ben bir şey dikkat ettim. O kadın ders zamanında biraz önde oturduğu kadındı. Ahu gözlü, uzun saçlar ve solak. Ben daha orada duruyordum. Kadın bana dedi.
"Ne yapıyorsun? Daha bir şey var mı?"
"Yok yok, kusura bakma. Sadece bir şey düşünüyordum."
"Tamam."
Kütüphanedeki bir yere oturup kitap okumaya başladım. Ressam hayatı çok yüce ve sürükleyici bence, ressam olarak yetenekli birdi bence. Kol saatine bakınca üç saat geçmişti. Onun hakkında daha öğrenmek istiyorum. Kütüphaneden daha birkaç kitap alıp eve döndüm.Yemek yiyerek, diş fırçalayarak ve uyumadan önce de kitap okudum. Sabah, uyanınca kitap yastık olarak kullanarak uyuyordum. İlginç rüya gördüm ama tam hatırlamıyorum. Öğle ders var, hazırlayıp üniversiteye gittim.
İki ders vardı. Sonra kütüphaneye gidip kitap okudum ve sınav için ders çalıştım.
Kütüphaneye kitaplar geri verdim. Yakındaki kitapçıya gidip ressamın kitapları aldım. Artık her zaman okuyabilirim. O gece yine kitap okuyup uyumuştum ve yine de ilginç rüya gördüm.Birinci ilginç rüya
Ben karanlık içinde oturuyorum. Yüksek bir yerdeymiş. Rüzgâr var. Üşüdüğüm için cebe ellerim koydum. Orada bir şey vardı. Elim çıkıp görünce yeşil taştı.
Ben yeşil taş atıp yine elim cebe koydum ama yine taş vardı, bu kez mavi taştı ve yine taş attım. Elim cebe koydum artık hiçbir şey yoktu. Ben yürümeye başladım. On dakika kadar sonra bir kulübe bulup oraya girdim. Orada iki resim vardı. Yakındaki masada birkaç, kalem, birçok renkli boya ve birkaç kalem vardı. Burası atölyeymiş. Sandalyeye oturup resim izledim. Güzel iki resim fakat daha bitirmiyormuş. Çünkü renksiz yer var. Ben oraya renk vermem lazım. Ben kalem alıp çizmeye başladım. Ne yazık ki, dikkat edince iki resim bembeyaz kağıt olmuştu.İkinci ilginç rüya
Ben bir sanat müzesindeyim. Bir resim yakınlarda çok insan geliyor ve kalabalık. Ben de görmek isterim. Ne yapıp edip oraya gittim. İnsanlar söylüyor.
"Ne güzel." "İnanamıyorum." "Oh harika." "Kimin resmi?"
Herkes öyle diyor. Resmin önüne gelip resim gördüm ama orada sadece bembeyaz kağıt var.
Ama daha insanlar methetmeye devam ediyorlar. Neden ben göremiyorum. Elim cebe koyunca bir şey var, Kalemdi. Ben bu resim tamamlamak lazım ve çizmeye başladım. Çabuk çizdim. Ben her şeyi biliyormuşum. On dakika kadar çizip tamamladım. İnanamadım çünkü sanki uzun zamandır çizdiği resim gibiydi. Bir insan şöyle dedi.
"Bu ne? Sadece bembeyaz kağıt var." Artık resim önünde insan yoktu. Başkası bu resim görememiş ama benim için görebilirim. Kalem cebe koyup bir saat kadar resim izliyordum.Sonraki gün ders yoktu ve akşama kadar kitap okuyarak geçirdim. Akşam arkadaştan mesaj geldi. Kafede buluşmaya karar verdik. Ders hakkında konuştuk ve arkadaşıma o kadın hakkında sordum.
"Onunla tanışmak ister misin?"
"Sadece merak ettim, yanlış anlama."
"Tamam tamam. O her zaman kütüphanede kitap okuyor veya deftere bir şey yazıyor."
"Öyle mi? Çok çalışkan."
"Aynen, sen de onun gibi çalışkan olmalısın."
"Senden daha çalışkanım. Her ders uyuyorsun."
"Sus. Lütfen bana önceki ders öğret."
"Tamam o zaman."
Ben ders hakkında arkadaşıma öğrettim.Eve dönünce biraz ders çalıştım ama hemen uykum geldi, o yüzden uyudum. Yarın sanat tarihi dersi var. O kadına birkaç şey sormak istiyorum. Sabah üniversiteye gittim ve ders zamanı geldi ama derste o kadın bulamadım. Kütüphaneye gidip ders çalışıyordum. Bir insan bana geldi. Şaşırdım çünkü o kadındı.
"Merhaba nasılsın?"
"İyiyim, sen?"
"Ben de iyiyim. Senden bir ricam var."
"Tamam söyle."
"Ben derse gidemedim, bana ders öğretebilir misin?"
"Tabii ki ama neden gelemedin?" "Çünkü bir işim vardı."
"Öyle miydi, o zaman oraya otur." "Teşekkürler."
"Neden bana geldin?"
"Sen benden kitap aldın, o yüzden aynı ders aldığını sandım."
"Evet."
Oturunca onun saçlarından şampuan kokusu burnuma geldi, çok güzel kokuydu. İki saat kadar ona ders anlattım ve biz konuştuk. Kütüphaneden çıkıp yürürken o bana sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI PORTRELER
General FictionBu hikaye üniversitenin iki öğrencisi orta karakter. Bir öğrenci derste öğrendiği bir ressamı merak etmeye başladı. Kütüphanede ahu gibi bir kadınla tanıştı. Ondan sonra onların izinden çok şey belli olur. (10 bölüm var)