0.9

697 62 60
                                    


Elimdeki kağıda bakarken homurdanıyordum.Fizik sınavının zor olacağını biliyordum ama bu kadar zor olacağını tahmin bile edemiyordum.Ayrıca bu lanet kelebek sistemini kim çıkardıysa, eminim ki mezarına köpekler işiyordu.

Ümitsiz bir vaka olduğumdan kafamı kaldırıp soruları çözmeye çalışan insanlara baktım. En azından uğraşıyorlardı...

Masamın üzerine gelen buruşmuş kağıtla gözlerim açıldı.Arkamı dönmek istiyordum ancak yapamazdım.Gözetmenin gözleri, sürekli üzerimdeydi.

Kağıdı açıp okumaya başladım.Alt kısımda büyük harflerle 'KTH' yazısını görünce kimin yazdığını anlamamak zor değildi.

Elimdeki kalemi alıp cevapları -en azından yapabildiğim kadarını- yazdım ve arka tarafa fırlattım.

Ah Kim Taehyung ikimizde ümitsiz vakalarız.

***

Kulaklığımı takmış müzik dinliyordum.Öğlen arasında olduğumuz için buralarda kimse yoktu.Omzuma dokunan elle artık aşinası olduğum koku burnuma doldu.

"Rose burada ne yapıyorsun kızım sefiller gibi." Kesinlikle şuan huzurumu kaçıracak bir durumda değildim. "Taetae~ senin kız kesmen gerekmiyor mu kanka ne işin var burda?"

"Seni kesiyordum." Söylediği şey ile ikimizde gülmeye başlamıştık. "Şu senin yanındaki kız varya,ilgimi çekmeye başladı." Elimi kalbimin üzerine koyup ona baktım."Bu kalp bunları da mı duyacaktı." Sırıtmaya başladığında çok geçmeden cevap verdi "Bekle sen kankan da ne marifetler var." Gülerek kafamı karıştırdı.

"Domuz musun be ne bozuyorsun saçımı." Ellerimle saçlarımı düzeltirken telefonumu eline alıp koşmaya başladı.

"Yah Kim Taehyung!! Seni domuz eninde sonunda işin düşecek." Arkasından bağırdım ama bana dönmeden sadece el salladı."Duyuyorum güzellik." Tekrar bağırdım "O telefon bir taraflarına girsin Tae!" Sinirle olduğum yerde tepindim.

Daha önce söylemiş miydim bilmiyorum ama çevremde olan kimse normal değildi.

***

Son dersi de bitirdiğimizde Taehyung kendini affettirmek için türlü türlü teklifler sunuyordu.Tabiki işime geldiği için kabul etmiştim.Bundan sonra her sabah beni arabasıyla alacaktı.Pis bir sırıtışla ona baktığımda ellerini havaya kaldırdı.

Soo Yoon her zaman ki gibi rutin olan ölümcül (!) bakışlarını yollarken yanından geçerken koluna vurdum "Upss! Kolum deydi." Gülerek yürümeye devam ettim.Tae anlamsız bakışlarla bana bakarken 'Ne var' dercesine başımı salladım.

Okuldan çıkarken Jungkook ve sevgilisi olacak  Mina'yı görmemle elimi miğdeme götürüp öğürdüm. Gözlerim kanıyordu.

Bir de el ele tutuşmuşlardı aman tanrım.Elimle alnıma vurup geri kaldığımı fark ettim.Koşarak Taehyung'a yetişmeye çalıştım.

Kapıdan çıkacağım sırada Jungkook ile göz göze geldik.Yoğun kahve tonu göz renkleri ışıldıyordu.Tamam sevgilinle çok mutlusun ama olan var olmayan var be adam!

"Rose hadisene.İşim gücüm var." Tae'nin homurdanmasıyla arkadan koşarak sırtına atladım "Kes sesini ve yürü köle." Sonuç olarak istediğim her şeyi yapacaktı değil mi?

"Tam kızlara hava atıcam içine ediyorsun he.Kısmetim kapanacak senin yüzünden." Saçlarını karıştırdım."Senin kısmetin benim adam yürü." Elleri bacaklarımı tutuyordu.

Dışarıdan biri baksa sevgili gibi görünüyorduk.Taehyung ile anlaşma tarzımız böyleydi ve çocukluktan beri arkadaştık.Daha doğrusu kardeş gibiydik.Başımız sıkışınca birbirimize ilk gelirdik.

"Çok oynaşma bari bir yerlerin açılacak." Sırtına vurdum "Köle yürü bakim sen." Kahkahayı pattlatığımda tekrar yanımızdan geçen Jungkook ve Mina'yı gördüm.Jungkook'un çatık kaşları bana doğru bakıyordu.

Bu çocuğun derdi neydi tanrı aşkına?

Taehyung'un sırtından inerek arabasına bindim.Emniyet kemerimi taktıktan sonra yola koyulmaya başladık.

Kısa bir süre sonra evimin önünde durdu.Ona bakıp "Teşekkür ederim köle yarın sabah seni bekliyor olucam.Muahh." elimle öpücük gönderdiğimde eliyle alnına vurdu.Çok tatlıydı zalimin çocuğu.

Koşarak apartmanın içine girdim ve asansörü beklemeye başladım.Asansör geldiğinde 17. Kata basıp kapının önüne geldim ve kapıyı tıkladım.

Kapıyı ablam açmıştı.Bu saatte ne işi vardı onun evde "Sen niye evdesin?" Sırtıma vurdu "Tek senin evin mi kızımmm." Omuz silktim "Haspam." Merdivenlerden çıkıp odama girdim ve kendimi canım yatağıma attım.

Uzun zamandır konuşmadığım kişiye geri dönme vakti gelmişti.

Moonmarthe: Üzgünüm işim vardı

Moonmarthe: Son foto olayy

Jk.jeon: Sen üzüldün mü ben mı yanlış okuyorum?

Moonmarthe: Cıvıklaşma be iki iyi davrandık.Başlarım bak şimdi

Jk.jeon:Aman tanrı korusun.E nasılsın?

Moonmarthe: Fizik sınavından çıktım ve başım ağrıyor.

Jk.jeon: Bende bugün o sınavdaydım ve aşırı derece zordu.

Moonmarthe: Gitmem gerek Jungkook sonra görüşürüz.

Jk.jeon: Görüşürüz Moonmarthe ;)

Moonmarthe: Gitmeden EMOJİNİ SİKEYİM...

&

Güzel bölümdü.Nasıl buldunuz hikayeyi bakalım? Jungkook kıskandı bence biraz ksmsbxjz

Bu arada kitap kapağını da degistirdim umarım beğenmişsinizdir öptüm hepinizi kocaman🦋🖤

moonmarthe || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin