1.1

607 50 53
                                    


"Ne demek kaybettim salak mısın sen." sinirden deliye dönmüştüm.Aylardır üzerinde uğraştığımız proje kaybolmuştu.

Ne kadar basitti ama söylemek.

Etraftaki insanlar, bana yaratıkmışım gibi bakmasa sinirlerim bir şekilde azalabilirdi.

"Chaeyoung neden bu kadar abartıyorsun anlamıyorum.Bilgisayarda kopyaları vardı." kimsenin aklına gelmemiş bir şeydi "Ben bunu düşünemedim zaten dimi.Oraya da baktım ama gel gör ki orada da yok."

Biraz daha burada durursam kalbini kıracaktım."Peşimden gelme hava alıcam." sıradan kalkıp kalabalık olan koridorumuzdan merdivenlere ulaşmaya çalışıyordum.

Şuan okulun en kalabalık olduğu teneffüslerden birindeydik.Bu da demek oluyor ki daha çok insan.

Bahçeye ulaştığım sırada gözüme takılan ilk boş banka doğru yürüyordum.Eğer acele davranmazsam buradaki öküzlerden biri oraya oturabilir ve bu da kendisini benim ellerimden katil yapmaya yetebilirdi.

Ve tamda tahmin ettiğim gibi banka ulaşamama son beş adım kalmışken Jungkook benden önce davranıp oturmuş, bana doğru sırıtıyordu.

Ağzını dağıtmamak için kendimi zor tutuyorum.

"Hey Roseanne Park! Oturmayacak mısın?" Ellerimi belimde birleştirip alaylı ifademle ona baktım."Tabii ki oturacağım ama sen buradan gideceksin."

Bacak bacak üstüne atarak bana doğru baktı "Şöyle yapalım ben kalkmayayım sen de gel benim yanıma otur hmm ne dersin?" Ebenin körü derim "Neden herkes çok zekiymiş gibi davranıyor anlamıyorum." Yanında doğru ilerleyip bankın en köşesine oturdum."Belki de zekiyimdir."

Kahkahayı patlattığım sırada çevrede olan herkes bize dönmüştü.O kadar çok gülmüştüm ki gözümden yaş akması ihmal olmamıştı."Bu kadar komik olan ne?" Elimle gözümü silip ona döndüm "Kendini zeki sanman?" Tek kaşımı kaldırıp hafif güldüm.

Kendisini zeki sanması komiğime gitmişti.Tanrı yakışıklılık vermiş ama beyinden kısmış.

"Güldüm varsay.Sen niye bu kadar sinirlisin bakayım sincap." Sorgular bakışlarla ona baktım.Bu samimiyet nereden geliyordu?

"Sincap derken?" Omuz silkti "Sizinle yemek yerken gözüme takılmıştın.Ağzında yemek varken tam sincaba benziyordun." Gülümsedim "Herkes öyle der.Senin özel olarak fark ettiğin bir şey değil."

Karşıda top oynayan çocuğa baktım.Tek işi kızlara yanaşmaktı.Çapkın Kim Taehyung.

Göz ucuyla Jungkook'a bakmaya çabaladım.Üzerimdeki bakışlarını hissedebiliyordum.

Sinirlendiğimde ben bile kendimi tanıyamıyordum.Belki kalbini kırmış olabilirdim ama kimin umurundaki.

"Biraz birbirimizi tanıyalım Roseanne?" Bakışlarımı ona çevirdim.Ben seni zaten tanıyorum Jungkook."Pekala ilk ben soruyorum o zaman en sevdiğin dondurma?" Gülümseyerek cevap verdi "Bu da sorumu.Tabiki karemelli."

Bildiğim şeyleri sormak çok tuhaftı.

"Şimdi ben soruyorum.Hiç sevgilin oldu mu?" Hadi ama bunu neden merak etmiş olabilirsin ki "Bir zamanlar biriyle takılıyordum ama hiç o kadar ciddi olmamıştık." Gözlerimi ondan kaçırıp gök yüzüne baktım. " Neden peki özel değilse sorabilir miyim?" Gülümsedim "Bu kadar merak senin için iyi olmaz Jungkook."

Kafasını yere eğdi."Peki bunu sormamış gibi düşün.Müzik söylemeyi sever misin?" Tekrar kafasını kaldırıp baktı "Severim ama herkesin yanında söylemeyi sevmem." Kaşlarını çattı."Sıra sende."

"Mina ile çok mutlu gözüküyorsun.Ne zamandır beri berabersiniz?" Gözleri gözlerime baktığında gözlerinin içinin parladığını görebiliyordum."Yaklaşık iki ay." Tamam kendimi iyi hissetmiyordum.

Sevdiğim aman sevmediğim birinin aşk hikayesini dinlemek miğde bulandırıcıydı.
Telefonumdan gelen arama sesi ile irkildim.

"Ne oldu?...Tamam geliyorum." Sinirim tekrar başlayınca ayaklandım "Ufak bir işim çıktı sonra görüşürüz." Anlamsız bakışlarla bana bakıyordu ancak umursamadım.

Bir okulda okuyorsanız en kötü şey tabiki düşmanlarınızın çok olmasıdır.

Merdivenlerden ikişerli olarak çıkıyordum ve çarptığım insanlar sinirle bir şeyler söyleniyorlardı.Ah siz dua edin işim var yoksa hepinizi halletmiştim.

"Nerede o sürtük! Soo Yoon korkak gibi saklanmak yerine gel karşıma seni pislik." Sinirden deliye dönmüştüm.Bu yaptığı şey artık sınırı aşmıştı.

"Ne var Chaeyoung?" Gel beni boğ diye bağırıyorsun "Bana bak seni burada tek tek doğrarım elimden kurtulamazsın canımı sıkma benim." Ayağa kalktı

"Gel yap kolaysa." Alayla bir kahkaha bastım. "Daha önce hesabını eline vermediğim için dua etmelisin."

Bir adım daha yaklaştım sırtı kapıya değdi."Bir daha bana bulaşacak olursan bu kapıyı bir taraflarda görürsün haberin olsun.Şimdi alıdığın şeyi geri ver."

"Veremem çünkü onu çöpe attım." Bu duyduklarım gerçek olamazdı değil mi?

Yanındaki masaya sinirle bir tekme vurdum.Ardından diğer iki sıraya da.Herkes dehşet içinde bana bakarken tek odağım Soo Yoon'du.

"Sen delirmişsin! Yardım edin ne bakıyorsunuz." Alayla ona baktım "Beni bugün delirttin ve bunun hesabını ödeyeceksin pis sürtük." Elime aldığım defteri yere fırlatıp ayağımla üzerine bastım.

"Burada yattığın erkeklerin imzası vardı sanırım.Ay çok özür dilerim ayağım kaydı." Bir tekme vurup defteri öbür uca gönderdim.Gözüm dönmüştü son olarak ona baktım.

Tam adım atacakken o an arkamdan biri geldi ve bileğimi tuttu.Kokusu çok güzeldi."Sincap sakin ol değmez."

Göğüs kafesim hızlı hızlı inip kalkıyordu.Lisa ne olduğunu anlamış olacak ki koşarak sınıftan çıktı.

Yere diz çöktüm ve nefes almaya çalıştım.Ama bu imkansızdı.Gözümden yaşlar geliyordu."Roseanne iyi misin, Neden ağlıyorsun?" Etrafa baktı "Boşaltın bu odayı aksi halde ne olacağını biliyorsunuz." Jungkook'un bağırması irkilmeme sebep oldu.Birkaç dakika sonra sınıfta sadece o ve ben kalmıştık.

"Şimdi daha iyi misin?" Kafamı salladım.Elleri ellerimin üzerindeydi.Her dokunuşu cildimi yakıyordu.Bu hiç iyi bir şey değildi...

Sizce Rosé neden bu kadar sinirlendi? Bölüm nasıldı bence güzeldi biraz yakınlaştı  shipimiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizce Rosé neden bu kadar sinirlendi? Bölüm nasıldı bence güzeldi biraz yakınlaştı  shipimiz.Oy vermeyi unutmayın 700 kelime yazmışım ben şok 🦋🖤

moonmarthe || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin