13.Bölüm: Büyük İtiraf

96.9K 4.6K 10.2K
                                    

Selam peri tozları!

Hemen kendinize sessiz bir köşe bulun ve hikayemize kaldığı yerden devam edin :,)

Keyifli Okumalar!

Boool bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

*

Büyük İtiraf

*

Belki de mutluluğa, yalanların gölgesine sığındığında ulaşır insan.

*

Mezuniyetten 3 ay önce

Ekin ve Yekta arasında olayların kızışması yetmiyormuş gibi bir de yabancı numaradan gelen mesajlar iyice sinirlenmeme neden oldu.

Kim olduğuna dair merakım günden güne artarken bu kişinin Yekta veya Ekin olmadığına emin olmaya başlıyordum artık. Mesajları atan ikisinden biri olsaydı böyle bir soru sormazdı çünkü. Saçma olurdu değil mi?

Boş boş ekrana baktığım süre boyunca ekran kapansa da birkaç saniye daha siyah ekrana bakmaya devam ettim.

Biraz sonra ekran kilidini yeniden açtım. Saçma sapan mesajlar atmaya son vermesini söyleyip ağzıma geleni söyleyip engellemeye karar vermiştim.

Uygulamayı açtığımda şaşkınlıktan gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi baktım ekrana. Gördüklerime inanamayarak internetimi açıp kapattığımda değişen bir şey olmayınca öfkeyle kısıldı gözlerim.

Profil fotoğrafı yoktu. Resmen beni engellemişti!

"Geri zekalı!" diye homurdandım ve sinirle ekrana bakmaya devam ettim. "Başıma gelen sapık bile ruh hastası. Çevremdeki herkes gibi..."

Söylenmek sinirimi yatıştırmaya yetmeyince mesaj yazmaya koyuldum.

"Telefonunu al ve götüne sok!"

"Ruh hastası manyak!"

İşte şimdi oldu. Nasılsa görmeyecekti. İçimde kalacağına bunları yazıya dökmek çok iyi gelmişti.

Tek gri tik kalan mesajlarıma bakmaya devam ettim keyif dolu bir gülüşle. saniyeler içinde iki gri tik oluşuna şahit oldum önce.

Hemen sonra iki mavi tik oluşuna.

Kalbim göğüs kafesimden firar edecek gibi çarparken nefesimi tutup dehşetle ekrana bakakaldım. Bu nasıl olabilirdi?

Bok yazıyor...

"Beklediğim cevap bu değildi..."

"Beni her gün biraz daha şaşırtıyorsun Masal Perisi :)"

Şaşkınlıktan ve utançtan buz kesmiştim. Öylece durmuş gelen mesajları okuyordum. Ne yapacağımı bilemeyerek koridora bakındığımda insanlar umursamazca gelip geçiyordu. Bir an insanların arasında mesajları atanın kim olduğunu görmeyi umdum.

Yeniden bakışlarım telefona döndüğünde hala çevrimiçi beklediğini gördüm. Nabzım bir türlü normale dönmüyor, her an daha da yükseliyordu.

Cevap yazmak zorunda olduğumu biliyordum. Belki de özür dilemeliydim?

Hayatımda ilk kez birine küfür etmiştim. Kendimi çok kirli hissediyordum.

İç çekerek gerginlikten titreyen parmaklarım cevap yazmak üzere klavyeye yöneldi.

"Ben... Öyle demek istemedim."

Yalancılar ve YabancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin