Bölüm 3 : Fazla cürretkarsın.

695 102 46
                                    

( MISSIO - Everbody Gets High )

Oy verip yorum yapan parmak uçlarınızdan öpüyorum.

Keyifli okumalar.

-

"Hangisi daha kötü olurdu? Bir canavar olarak yaşamak mı, yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?"
- Shutter Island

-

Bacaklarımdan sıkıca geçirilip ayak bileklerimden sandalyenin ayaklarına bağlanan zincirler yerle buluşunca özgürlüğüne tekrardan kavuşan bacaklarımı hareket ettirmeye çalıştım. Lakin dikenli otlar arasında yürüyormuşçasına hissettiğim batmalarla bundan vazgeçip bir süre boş bakışlarla öylece demir kapıyı izledim.

Saatlerce oturmaktan dolayı bacaklarımın uyuşması yetmezmiş gibi kalçalarımda da yüzünü göstermeye başlayan ağrıyla hemen bir adım ötemde olan karaağaçtan yapılan ve üstündeki cilası soyulup kalkmaya yüz tutan sandıktan destek alarak ayağa kalktım. Kalçama kadar tüm uzuvlarımda hissettiğim batmalarla sıkıntılı bir nefes verip küçük adımlar atarak depoda dolanmaya başladım. Bir müddet sonra kan akışım normale döndüğünden ötürü batmalar da yerini ufak karıncalanmalara bırakmıştı. Artık önceki kadar rahatsız edici bir durum olmadığından oyalanmayı bırakıp hazırlanmak için sandığı açtım.

Katlı kıyafetlerin üstünde bulunan tabancayı görmemle şaşkınlıktan dolayı havalanan kaşlarımı engelleyemezken silahı elime aldım. Uzun namlusunda silahın kabalığına tezat olarak zarifçe işlenen yazıda baş parmağımı yavaşça gezdirdim. Taurus Raging Bull. Brezilya'nın en büyük silah üreticisi tarafından üretilen bu tabanca fantastik kalibre seçeneğiyle dünyanın en güçlü tabancalarındandı. Joker kesinlikle silah işlerinden bayağı anlıyordu. Kullandığı tüm silahlar, en azından benim gördüklerim, dünyaca ünlü üreticiler tarafından üretilen ve en güçlü silah listesinde varlığını zirvelerde belli eden silahlardı.

Tabancanın şarjörünü çıkardığımda gördüğüm mermiler sırıtmamı sağlasa dahi zihnimi ele geçiren düşüncelere teslim etmekten alıkoyamamıştım. Ya onu öldürseydim? Korkmuyor muydu cidden? Sonuçta bugün hazırladığım oyunla onun ününe bir çizik atmak için oturacaktım o masaya. Her ne kadar işler benim istediğim gibi sonuçlanmasa da olan tüm bu şeylerden önce bana hiçbir zararı dokunmamasına rağmen bu oyunu planlayan bendim...

Fiziksel olarak zaten yeterince yorgundum, mental açıdan da kendimi daha fazla yormamak adına bu düşüncelerden şimdilik sıyrılmaya kanaat getirip çıkardığım şarjörü yerine taktım ve silahı aldığım yere geri bıraktım. Katlı duran kıyafetlere kısa bir bakış attığımda yaklaşık yarım saat önce hortumla sulandığım için ıslanan ceketimi çıkarıp çamurlaşan zeminle buluşturdum. Gömleğimi de seri bir şekilde çıkarıp ceketimin üzerine bıraktım. Ardından elimi kemer tokama atmamla duyduğum hafif gürültüye karşın bakışlarımı aralanan kapıya çevirdim. Gözleri üst bedenimde dolaşan yapılı bedeni görmemle dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasına engel olamazken kahvelikleri acem maviliklerime demir attığında dudaklarından dökülenler gözlerimi devirmeme neden oldu. "Bay J hızlı olman gerektiğini söyledi."

Bu adam vücuduna düştüğüm herifti ve Tanrı'nın sunduğu fırsatları değerlendirmemek olmazdı, değil mi? Bu yüzden dudaklarımı büzerek işaret parmağımla sandığı gösterdim. "O zaman bana yardım edebilir misin?"

Kararsız bakışları benle sandık arasında ilmek dokurken en sonunda kapıyı kapatarak yanıma geldi. "Ne yapmamı istiyorsun?"

Ellerimi göğsünden sürüyerek keskin çene hattına kadar ilerledim ve parmaklarım arasındaki hafif pürüzlü tenini yavaş ve naif bir biçimde okşamaya başladım. "Üstümü giydirebilir misin acaba?" Tepkilerini anlamak için bakışlarımı gözlerinden ayırmazken sevimli olduğunu düşündüğüm bir şekilde kafamı yana doğru eğip gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. "Fazla yorgunum da."

Nodus TollensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin