Yine çok sıkıcı bir ders, yine çok sıkıcı bir hoca. Bugün okul geçmek bilmiyor galiba. Uzadıkça uzuyor. Neyse ki sıkıcı günlerimi aydınlatan bir tavşanım var. Shu benim tam önümde oturuyor. Yanında da Ken oturuyor(Y/N: ismini bilmeyenler için şu kuklacı beybledçi). Shu en ön sırada yanında Ken, Shu'nun arkasında ben yanımda Rantaro arkamızda da bir kız gurubu oturuyor. Shu gerçekten çok çalışkan bütün dersleri seviyor. Ama ben öyle mi. Tembelin önde gideniyim. Neyse ki Shu bazen sınavlarda kopya veriyor. Yoksa net kalmıştım sınıfta. Bugünüm zaten kötü başladı ya. Anneannem rahatsızlanmış. Annem bu yüzden gece yarısı kalkıp anneannemin yanına gitti. Bir daha da geri dönmedi. Sabah kahvaltı etmeden çıktım. Bir de geç kaldım diye aceleyle çıktım. Cüzdanımı evde unutmuşum. Bir şeyde alamıyorum. İnşallah annem bari eve gelmiştir de akşam yemek yiyebileyim. Açlıktan derse odaklanamıyordum ki zil çaldı. Teneffüs olunca herkes dışarı çıktı. Shu'yla sınıfta yalnız kalmıştım. Arkasını döndü. Biraz sohbet ettik.
- Anneannen hastalanmış çok üzüldüm Valt. Yapabileceğim birşey var mı?
Her ne kadar sen bana yetersin demek istesemde diyemedim.
- Yok. Üzülme lütfen. İyileşir yakında. Annem gece gitti bir daha da geri gelmedi.
- Bir dakika o zaman sen yemek yemedin mi?
- Evet, akşam annem geldiğinde yerim.(fısıldayarak) tabi gelirse.
- Dediğini duydum. Akşam okul çıkışında bana gelsene. Sana yemek yaparım. Tabi istersen.
Bunu utanarak söylemişti. Şuan çok tatlı görünüyordu. Ne! Shu beni evine mi davet etti. Sakin ol Valt. Sadece seni düşündü ve yemeğe davet etti. Beni düşündü. Açlıktan midemden sesler gelmeye başladı. Bir tanesi o kadar yüksek çıktı ki çok utandım. Shu'ya rezil oldum ya. Derken bir anda Shu gülmeye başladı. O kadar güzel gülüyordu ki insanın baktıkça bakası geliyordu. Sonunda durdu.
- Olur, tabi.
Shu bana gülümsedi ve önüne döndü. Zil çalmış yine ders başlamıştı.
-----------------------------------------------------
Sonunda okul bitmişti ve biz Shu'nun evine varmıştık. Anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdik. Vay canına. Evi gerçekten çok büyüktü. Shu'yla küçüklükten beri arkadaştık ama hiç evine gitmemiştim. İlk defa geliyordum. Shu'nun babası ünlü bir doktordu bu yüzden genelde yurt dışında seminerlerde olurdu. Anneside ünlü bir modeldi ama Shu doğduktan sonra ona daha fazla zaman ayırmak için işini bırakmıştı. Ama şuan ikisinide göremiyordum. Shu'ya dayanamayıp sordum.
- Ailen nerde Shu?
- Merak etme ikiside uzun zamandır yorulmuşlardı. Tatile gittiler. Benim okulum olduğu için kaldım. Maldivlerdeler.
Çok şaşırdım. Shu şuan evde tek başına mı kalıyordu yani hemde bu büyük evde. Ben hayatta yapamam. İşte benim sevdiğim ne kadar da cesur.
Shuyla birlikte mutfağa girdik. Oldukça güzel bir mutfakları var. Masaya oturdum ve güzel tavşanımı izlemeye başladım. Yemek yaparken ayrı bir tatlı oluyor. Shu muhteşem bir yemek hazırladı. Tavuk soslu spagetti ve portakal suyu. Beraber yedik. Allahım gerçekten inanamıyorum. Şuan bebeğimle onun evinde onun mutfağında yemek yiyoruz. Çooook mutluyum. İnşallah birgün hep böyle beraber yiycez. Yemekten sonra çayla güzel bir sohbet ettik. Okuldakileri çekiştirdik, beyblade turnuvası hakkında konuştuk. Artık gitme vaktim gelmişti. Shu beni yolcu etti. Bir süre kapıya baktım. Keşke gitmek zorunda olmasaydım. Ama olsun çook güzel bir gündü. Artık nasıl mutluysam bütün yol boyunca 32 diş sırıtmışım. Gelen geçen garip garip bakıyor bana. Eve geldim. Annem gelmiş.
- Anne anneannem nasıl?
- İyi yavrum merak etme. Küçük bir kalp spazmı geçirmiş o kadar. Dayınlar yanında. Sen nerdeydin?
- Bir arkadaşımın evine gittim o kadar. Hala inanamıyorum. Bu bizim ilk yemeğimiz.
Saat geç olmuştu. Artık uyumam gerek sabah ilgilenmem gereken bir tavşancık var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I LOVE YOU - SHU × VALT
FanfictionValt çocukluğundan beri aşık olduğu beyaz saçlı yakışıklı Shu'yu inceliyordu. Bugün yine çok güzel olmuştu. İki muhteşem beybladçinin muhteşem hayat hikayesi. Acaba Valt'ın aşkı karşılıklı mı? Bu kitap bu muhteşem ikilinin hayatını, birbirine olan a...