-Kızım çocuk çok yakışıklı ya.Kaçırma sakın.
-Saçmalama Öykü ya arkadaşım o benim. Ya benim bordo rujum nerede?
-Bir gün de sürme bordo rujunu Hayat ya. Pembe sür, sarı sür...
-Öykü çok konuşma nerede rujum?
-Tamam be benim çantamda.
Öyküye sinirlenerek rujumu almaya gittim. Elim sargıdaydı ve ben bu durumdan çok rahtsızdım. Makyajımı yapıp evden çıktım.
-Merhaba Hayat hanım bu size.
Of ya yine mektup artık bu durumdan çok fazla sıkılmaya başlamıştım. Bir an önce bu sorunu halletmem lazımdı.
-Teşekkürler. Deyip aldım zarfı. Hissiz bir şekilde açtım. ama bir değişiklik vardı. mektupta bu günün tarihi vardı.
"Merhaba Hayat. Adımı bilmesen bile seni hala çok sevdiğimi bil. Duydum ki o pislik heriften ayrılmışsın. Neyse tadımız kaçmasın. Dün yine çok güzeldin. Bir gün her şeyi öğreneceksin. Çok yakınındayım hemde çok... BEKLEYEN ADAM"
Kim bu yakınımda olan kim çıldıracağım ya. Bıktım artık bu belirsizlikten. Gözümden bir damla yaş gelmişti ve söylene söylene artıyordu.
-Hayat ne oldu sana neyin var?
Gelen tanıdık sesle arkamı döndüm. Şaşırdım. Akını beklemiyordum.
-Bak ben sıkıldım bu isimsiz mektuptan artık çok sinir bozucu oldu. Biraz sinir krizi yaşadım sanırım. Sende kusura bakma. Tamam şuan sakinim. Sen niye buraya geldin.
-İki gün sonra Samsuna dönüyorum. Dönmeden birz vakit geçiririz diye düşünmüştüm.
-Güzel düşünmüşsün. Ama benim işlerim var. Derken telefonum çaldı.
-Efendim Ceyhun?
-Hayat hastaneye gelmene gerek kalmadı hallettim işini.
-Ya Ceyhun süpersin öpüyorum seni.
-Ne oldu?
-Vakit geçirmek için ne bekliyoruz.
-Tamam hadi gidelim. dedi
bende heyecanla ön koltuğa oturdum. Nereye götürecekti acaba beni. aslında buralar bana hiç de yabancı gelmiyordu acaba nereden biliyordu buraları.
-Akın?
-Efendim
-Sen buraları nereden biliyorsun?
dedim ama sadece yoluna devam etti soruma cevap vermedi.
-Bir soru sormuştum ama. Deyip gülümsedim.
-Sen hep meraklı mısın? Dedi aslında bu sorusuna biraz bozulmuştum.
-Tamam söyleme.
-Kızma geldik zaten.
Ama burası...
-Akın burayı nereden biliyorsun?
-Burası bizim okulumuz
ne diyordu...Yoksa bu mektubu yazan kişi olabilir miydi? Yok Hayat ya saçmalama.
-Bizim okulumuz mu?
-Yani babam bu okulun şimdi ki sahibi sende burada mezun olmuşsun sanırım. Dedi.
-Gerçekten büyük bir tesadüf. Ayarlasak bu kadarı olmazdı.
-Aynen. Aslında seni buraya getirme amacım eski anılarını tazelersin bana da anlatırsın diyeydi.
Gerçekten çok ince düşünceli bir insandı...
-Yok çok iyi yapmışsın. Gel biraz şuraya oturalım.
biraz sohbet ettikten sonra hemen kolumdaki sargıyla ilgili bir soru sordum.
-Akın bu sargıyı çıkartmak istiyorum zaten kolum iyileşti bir sıkıntım yok.
-Tamam buradan sonra geçeriz hastaneye.
-Tamam.
aslında Akın iyi niyetli bir insandı en azından ben öyle düşünüyordum. Yeşil gözleri vardı bu gözler bana çok tanıdık geliyordu sanki bana bir şey anlatıyordu. Yanağının sağ tarafında kocaman bir gamzesi vardı. Ayrıca kıyafetlerine çok özen gösteriyordu.
-Hayat biraz lise yıllarından bahsetsene .
-Ben Mersin'e lise ikide geldim. Çok güzel arkadaşlıklar edindim. Hepsiyle çok güzel geçinirdim. Bu çatının atında neler yapmazdık ki... Ama biri vardı. Çok sessiz sakindi. Tombul olduğu için hep dışlanırdı. Beni seviyordu. Bana söylemiyordu ama ben anlıyordum. Bana açılmasını bekledim ama açılmadı neyse canım bu konuyu geçelim.
-Ne güzel yıllarmış. Ama belki o çocuk hala seni seviyordur. Belki çok yakınındadır.
-Kaç yıl geçti sanmam. Neyse gidelim de şunu çıkartalım.
Dedim ve kalktık. Eski anılar bana çok iyi gelmişti...
EVETTT BU BÖLÜMÜNDE SONUNA GELDİK. BANA DESTEK İÇİN YORUMLARINIZI VE VOTELERİNİZİ EKSİK ETMEYİNİZ CANLAR... DAHA BORDOLU GÜNLER SİZİ BEKLİYOR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORDO AŞK
RomanceHergün kapısına mektup gelen kızın merak dolu hikâyesi. Tesadüflere ve ilk görüşte aşka inananlar için harika bir kitap bomba gibi geliyor. Hazırlanın Hayat ve Akın'ın bol enerjili ve bordolu aşklarının macerası başlıyor.❤