Düşman Kolejler

-Oda Arkadaşı-

  Kızlar yatakhanesine geldiğimizde Açelya cebinden oda anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Yurtta tüm odalar 4 kişilikti. İçeri girdiğimde yatakta oturmuş elindeki telefonla uğraşan, daha önce hiç görmediğim, bir kız vardı. Ben daha ağzımı açmadan Açelya yataktaki kızı işaret ederek "Bu Gizem, okullar açıldığı sıralarda herkesin konuştuğu okula transfer olan 11. sınıf öğrencisi" diye kısaca kızı bana tanıttı. Kızda ondan bahsettiğimizi anladığında yataktan kalktı ve yüzündeki o sıkılmış yüz ifadesini silip, bana bakarak, samimi bir şekilde gülümsedi ve ayağa kalkarak elini bana uzattı. "Merhaba" dediğinde ilk önce biraz şaşırsamda hemen kendimi toparladım ve bende ona "merhaba Gizem. Ben Esra, Esra yılmaz" diyerek uzattığı elini sıktım. Içimden bir ses bu 'Gizem'e güvenme' diyor ama bende haksız çıkabilirim nasılsa, daha kızı ilk görüşüm ayrıca daha öncede böyle ön yargılı davranmışlığım olmuştu. Ve daha sonradan boş kuruntu kurmuşum diye de kendime kızmıştım. Ceren, bu sessiz ortamdan sıkılmış olacak ki cebindeki telefonunu çıkarıp birine mesaj yazmaya başladı. O mesaj yazdıkça bildirim sesleri artıyordu. Başımın şiştiğini fark ettiğimde 'yeter' diye Ceren'i tam azarlayacakken, gelen mesajdan dolayı yüzünde kocaman bir gülümseme beliriverdi ve bize dönerek. "Kızlar, hazırlanın Yıldız kafe'ye gidiyoruz" dediğinde birden odada bir hareketlenme başladı. "Ceren, Kız nerde benim mavi bluzum?" Diye soruverdi Açelya, ne ara dolaba gitmişti anlamıyorum daha demin yanımdaydı. "Açelya, siyah pantolonumu gördün mü?" Bu ses Gizem'e ayitti. Ne yani şimdi o da mı bizimle gelecekti.
                                                         (...)

  Ben, altıma açık mavi renkte bir short; belime beyaz bir kemer, üstümede beyaz volanlı üzerinde mavi menekşe resmi olan bir bluz giydim. Ayakkabı olarak mavi ve beyaz renkte spor ayakkabımı, makyaj olarak göz kapaklarıma, kahverengi renkli gözlerimle uyumlu, göz farı kullandım. Dudağıma ise, yeni olgunlaşmaya başlayan, kiraz renginde bir ruj sürdüm. Son olarak koyu kahverengi saçlarımı ise, bileklik olarak kullandığım, siyah tokamla topuz yaptım.
----
  Açelya; sarı renkli, etek uçları dalgalı olan bir elbise, beline beyaz renkli bir kemer; ayakkabı olarak sarı, biraz topuklu, bir ayakkabı; göz kapaklarına,yeşil gözlerini daha çok belirginleştiren, sarı bir far; dudağına ise parlatıcı kullandı. Kısa ve dalgalı siyah saçlarını ise salık bırakmayı tercih etti.
----
  Ceren, en son gittiğimiz alışveriş merkezinden aldığı bir kolu volanlı diğer kolu ise bileklerine kadar uzanan, uzunluğu dizlerine kadar olan, kırmızı elbisesini giydi. Ayakkabı olarak kırmızı topuklu ayakkabısını; göz kapaklarına, mavi renkli gözlerini ortaya çıkaran, siyah bir far; dudağına ise bordo renkte bir ruj sürdü. Son olarak yeni alışmaya başladığı kahküllerini ön planda tutmak için, sarı renkte ki, saçlarını at kuyruğu yaptı.
----
  Naz, yanında elbisesi olmadığı için ona benim bavulundan giyinmesini teklif ettim. Bavulumdan yeşil renkli prenses yakalı ve etek ucu, Açelya'nın ki gibi, volanlı olan bir elbise aldı. Açelyadan kulaklarına takmak için yeşil inci küpelerini istedi ve ayakkabı olarak benim siyah topuklu ayakkabılarımı aldı. -zaten bir tane topuklu ayakkabı getirdim çünkü topuklu ayakkabılar bana göre değil. En azından bir işe yarayacak.- Göz farı olarak, kahverengi iri gözlerine çok yakışan, siyah rengini kullandı. Dudaklarına ten renginden biraz daha koyu renkli bir ruj sürdü ve uzun, pırasa olan, kahve rengi saçlarınıda salık bıraktı.
----
  Gizem, altına lacivert renkli -benimki kadar uzun olmayan- bir short; üstüne ise siyah renkli, bel kısmını açık bırakacak kadar kısa olan, bir triko giydi. Kahverengi gözlerinin üst kısmına siyah bir far; dudağına ise siyah bir ruj sürdü. Siyah ve uzun, pırasa saçlarınıda balık sırtı yaptı.
Hazırlandıktan sonra Ceren'e döndüğümde yine elinde telefonla uğraştığını gördüm. "Ceren, sen deminden beri kiminle yazışıyorsun?" Diye sorduğumda hanım efendi kafasını kaldırmaya bile tenezzül etmedi. Tam Ceren'e bağıracakken Ceren birden kafasını kaldırdı ve bize bakarak, dişlerini göstererek, sırıtmaya başladı.