Çağla Deniz
Çağla : Neden bunu yapıyorsun ? Seninle daha bugün tanıştım ve benim hakkımda bir takım şeyler bilmen benim icin hiçbir şey ifade etmiyor. Eğer bir daha bana dokunursan gerçekten çok kötü olur.
Sert cümlelerimden sonra yüzünde pişmanlık sezmiştim. Evet pişman olmustu. Ama yinede bu benim için bir şey ifade etmiyordu çünkü ben ilklerimi ona değil sevdiğim adama vermek istiyordum. Beni ilk defa babam dışında bir erkek öpmüştü. Yaptığı hareketten sonra ondan tiksindim
ve onunla 2 yıl nasıl aynı evde kalacaktım. Hiçbir fikrim yoktu.Ali : Gerçekten özür diliyorum Çağla bi an boşluğuma geldi.
Çağla : Ama ben senin boşluğuna gelebilecek bir kız değilim. Anladınmı ? Bu saatten sonrada özür dilemen hiçbir şey ifade etmiyor.Evet kabul ediyorum biraz ileriye gitmiş olabilirdim.
Ama biraz. Bir yandan da bir öpücüğü neden bu kadar abarttıgımı düşünüyordum. Sanki adam bana tecavüz etmişti. Sert cümlelerimden sonra yavaşça içeriye girdim. Annemler yemek icin ne kadar ısrar etselerde boşunaydı ben sadece odama geçip biraz yalnız kalmak istiyordum. Sanki hep yalnız olan ben değilmişim gibi!! Odama geçtiğimde bu 1 haftada hayatımda nelerin değiştiğini düşündüm. Sol bacağımı kaybetmiş aynı zamanda okulumu da kaybetmiştim. Ne kadar evden derslerim ilerleyecek olsada ben okulu çok seviyordum. Bu ukala adamdan ders dinlemekte ne kadar mantıklı bilmiyorum.
Laptobumu alıp bir romantik film açtım adı " The Faulth İn Our Stars " dı bu filmi her izlediğimde gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Filmdeki ana karakterlerin her ikiside kanserdi. Aşkları icin yaşam mücadelesi veriyorlardı. Onu izlerken bir anda acaba bir adamda benim icin bir gün fedakarlık yaparmı diye düşündüm. Ama ne yazık ki babam yüzünden hiçbir erkeğe güvenemiyorum. Güvenecek kadar sevemiyordum. Filmin sonuna geldiğimde ağlamaktan içim geçmişti biraz camı açıp nefes almak istedim ama camı açar açmaz bir çift ela gözün beni izlediğini farkettim. Nasıl yani ağladığımdan beri benimi izliyordu. Ona kafamı 'ne var' der gibi salladım o ise bana sadece 'iyi geceler
Çağla ' deyip camı kapatmıştı. Bu tavırları umurumda bile değildi sadece 2 yıl sabredecek ve iyileşecektim. Şuanlık tek hedefim buydu iyileşip kendi ayaklarım üzerinde duracaktım. Annem ve babam her kavga ettiklerinde kendime bu sözü verdim. Ne olursa olsun kendi ayaklarım üzerinde duracak özgür olacaktım. Çünkü başka bir yolu yoktu annem gibi bir adama bağlı olarak hayatımı geçiremezdim.Uykumun geldiğini anlayıp siyah pjimalarımı yavaşça giydim. Sanırım bu süreç içinde en zor olanı buydu sürekli bir şeyler yapmak icin birilerine muhtaç olacaktım. Uykum gelince rahatça kendimi uykunun kollarına bıraktım. Sanırım yaşadıklarımı unutturacak tek şey uykuydu.
Sabah uyandığımda kendimi berbat hissediyordum. Çünkü terler icinde uyanmıştım. Bunun sebebi ise kazada geçirdiğim bölgesel agrı sendromu yüzündendi. Bu süreçte doktordan duydugum kadarıyla sık sık vücudumun bazı bölgelerinde şişme ve terleme olacaktı. Ve bu sabah o zamanlardan biriydi. Yataktan kalmak icin annemi çağırdım. Annem birden hışımla içeri girdi. ' Kızım
İyimisin 'Çağla: İyiyim anne sorun yok yardım edermisin ?
Sadece ' peki Kızım ' deyip odadan annemle birlikte çıktık salona geldiğimizde Ali ve babam bizi kahvaltı sofrasında bekliyorlardı. Kahvaltı sofrasına geldigimde Ali kesintisiz bana bakıyordu. Aynı şekilde babamda ama babamın bakışları çok igneliciydi. Bana acıyarak bakıyordu. Ne kadar belli etmesemde bundan nefret ediyordum. Annem Ali ' ye bütün hayatı ile ilgili sorularını yöneltirken ben sadece önümdeki zeytinlerle oynuyordum.Birden annem. Ali ' ye hayatında birinin olup olmadığını sordu. Anneme gözlerimi kocaman açtım. Annem
'Ne var kızım oda artık bizim oğlumuz ' demişti.