Toparlanma bitmişti. Kara büyücülere ve goblinlere herhangi bir iz bırakmamak için Vincent oraya küçük bir büyü bıraktı. Artık yola koyulabilirlerdi.
Bulundukları canlı ormandan ruh gölüne gitmeleri gerekiyordu. Orada bilge bir ruh olduğu hakkında efsaneler vardı. Mia'yı kontrol altında tutabilmek adına bu ruhtan bilgi almaya gideceklerdi. Tabii o ruh gerçekse. Aslında yolun büyük kısmını katetmişlerdi. Yaklaşık 2 haftadır seyahat ediyorlardı ve ruh orada olsa iyi ederdi. Lea her zamanki gibi ortama biraz da olsa ses vermek için "Arkadaşlar göl çok güzel değil miydi ? Şu işleri hallettikten sonra buraya gelip bir kutlama yapmalıyız !" dedi. Chapman gülümseyerek "Haklı" dedi. Bishop ve Vincent'da kafalarını sallamakla yetindiler. Mia da ortam değişikliğinden kaynaklanan bir şaşkınlık içerisindeydi. Etrafa tuhaf tuhaf bakıyor nereye gittiklerini çözmeye çalışıyordu. Aradan sessiz sedasız 2 saat geçti. Orman çıkışındaydılar ve varmalarına ortalama 2-3 saat kalmıştı. Çalılıklardan bir ses geliyordu. Goblinlerin verdiği bir paranoyaklıkla herkes silahlarını saniyeler içinde ellerine aldı ve yavaş yavaş çalıya doğru yürümeye başladılar. Lea, Mia'yı kolunun arkasına almıştı ve onu her şeyden koruyacak bir izlenim veriyordu. Vincent "Orada kim varsa çıksın. Diğer türlü canını bağışlamayız." dedi."Tamam tamam durun! Sakin olun. Ben sadece yaşlı bir adamım. Bana zarar vermeyin." dedi ellerini çalıdan yukarı çıkararak. Vincent dışındaki herkes silahlarına geri yerine koymuştu. Adam çalıdan çıkıp gülümseyerek bir selam çaktı. Herkese bir rahatlama geldi. Vincent bu adamın bir hırsız olduğunu ilk görüşünde anladı. Başka türlü neden çalıda saklanırdı ki ?"İyi o zaman yaşlı adam kendine iyi bak." diyerek önlerine döndüler. Yürümeye devam ettiler.
