#6. BÖLÜM#

29 3 10
                                    

zeliha__cicek

Zelihacım bu bölümü sana ithaf ediyorum. Herşey için teşekkürler 😙

Multimedia'da Kim Seok Jin

○●●●○

Allahım sen bana yardım et. Noluyoruz? Ellerini ellerimde hissettiğimde nefesim kesildi. Kulağıma doğru yavaşça eğildi ve üflercesine

"Bunu sen istedin" dedi. Bir anda elimdeki hortumu çekip aldı. Ben olayın şokunu daha üstümden atmamışken kafamdan aşağı dökülen suyla neye uğradığımı şaşırdım. Yüzündeki sinirli ifade yavaş yavaş yok olurken yerini gülümsemeye, oradan da kahkahaya verdi. Resmen karşımda haykırıyordu.

"Asıl şimdi sen havuza düşmüş köpek gibi gözüküyorsun." dedi hortumu hâla kafamdan aşağı tutarken.

Bi dakika bi dakika, havuza düşmüş köpek derken? Ben onu sesli mi söyledim. Vurun beni yaşamak istemiyorum.

•••••

Paçalarımdan aşağı sular dökülürken altına etmiş çocuk misali yürüyerek spor salonuna ilerledim. Müzik hocasından spor salonuna gitmek için izin almıştım zaten halimi görünce hemen izin vermişti. Kabinlerin olduğu odaya girip dolabımı açtım. İçinden bembe eşofmanlarımı çıkartıp üzerime geçirdim.

Park Jimin ile yaptığımız küçük su savaşından mağlup çıkmanın verdiği hayal kırıklığı ile spor salonundan çıkıp sınıfa doğru ilerledim. Hayır yani, hadi ben daha çocuğum, sana ne oluyor be adam da benimle şu savaşına giriyorsun? Cidden bu adam kaç yaşında yaa? Çok genç gösteriyor hehehe.

••••••

Öğle arasına girdiğimizde, hemen dedikodu yerimize geçip kalorifere oturduk. İlk önce okulun inek kızına laf atıp öpücük gönderdik arkasından da şişko hyunga zayıfladın mı sen? Diye sorup umut verdikten hemen sonra yaklaşık bir gram vermişsindir diye dalga geçip kahkaha attık. Söylemenize gerek yok biliyorum çok muhteşemim.

Yanımıza Hoseok 'un koşarak gelmesiyle eğlencemize ara verip ona döndük.

"Kızlar koşun koşun aksiyon var yine"

Kaşlarımı soracağına kaldırıp ona baktım. "Seokjin ile Jungkook yine birbirlerine girdiler"

"Bu sefer ne oldu?" Yu Jin 'in Sorduğu soruya karşılık Hoseok

"Onların kavga etmesi için bir sebebe ihtiyacı mı var? " dedi. Haklı çocuk

Koşarak spor salonuna ilerledik. Daha içeri girmeden Jin 'in sesi her yerden yankılanıyordu.

"Dinime küfreden müslüman olsa... Sen kendini yakışıklı mı zannediyorsun? Tipe bak, kabız olmuş tavşan suratlı seni!" Son söylediği cümleyle kıkırdamalar başlamıştı bile.

Oovvv bu işin sonu pek hayırlı gözükmüyor ben size söyleyeyim. Jungkook alayla gülümseyip Jin 'e baktı.

"Sen kimsin ki kendini benim üstümde görüyorsun? Sen benim tırnağım bile olamazsın. Suratını küçük çocuk görse korkudan altına sıçar!" Ortam iyice kızışmaya başlamıştı. Jounkook acımadan cümlelerini devam ettirdi.

"Neymiş efendim basketbolda senden daha iyisi yokmuş muş. Benden bir santim uzunsun diye kendini adam mı sandın? Neymiş de dünya çapında yakışıklıymış mış ulan daha yan komşun seni tanımıyor dünya neyine?" Jin 'in sinirden kasılan suratını gören Jounkook 'un keyfi yerine gelmişe benziyordu. Olay daha fazla uzamadan önce araya girmem gerekiyordu.

"Sâkin olun beyler!" Dedim. Beni duymazlıktan geldiklerinde aralarına girip bana bakmaları sağladım. "Neden bir basket maçı düzenlemiyorsunuz? Teke tek!"

•••••••

"Sa Ra kapı çalıyor." Annemin seslenmesiyle yatağıma iyice yayıldım.  "Sa Raaa!" Anne işte kızın duymuyor seni (!) Bi zahmet sen bakıver kapıya nolacak? "Kapıya bak Kızzz!" Sondaki cırlamasıyla pes edip sıcacık yatağımdan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Karşımda bir adet Seokjin duruyordu.

"Hayırdır sen buralara pek gelmezdin. Hangi rüzgar attı seni?"

"İçeri almayacak mısın biricik kankanı?" Diyip içeri doğru ilerledi.

"Doğudan gelen bir Jounkook rüzgarı hissediyorum sanki" Suratını buruşturup

"Anma şu dağ tavşanın adını bana" dedi. Evet evet, kesin bir yerlere Jounkook rüzgarı esmiş.

Odama geçip yatağıma yayıldı, benim yatağıma! Hah! Bu ne cürret.

Avına saldıran kaplan misali üzerine atlayıp, yatağımdan tepe tepe aşağıya düşürdüm. Yere amele sümüğü gibi yapışırken acımadan sırtına tekmelerimi indirmeye başladım. Jin yerde çığlık atarken içeri bağırarak Min John girdi. Elindeki oyuncak kılıcı sallayarak;

"Kim o ırz düşmanığğ!!! Çek ellerini ablamın üzerinden pis kağfirrrr!!!" Ayaklarımı Jin 'in üzerinden çekip kardeş müsbettesi Min John 'a baktım. 

İlk önce bana bakıp ardından da ayaklarımın altında pestili çıkmış Jin 'e baktı.

"Jin hyung!?" Min John şaşkınlıkla bir süre kapının önünde öylece kaldı. Sonra kendine gelip Jin 'in üzerine atladı. Bir yandan Jin 'in saçlarını çekiştirirken bir yandan da senden bunu hiç beklemezdim Jin hyung diye böğürüyordu gerizekalı.

Kısa bir süre sonra bir elinde terlik diğer elinde oklavayla odaya annem daldı. Kim o pis sapık diye bağırırken elindeki terliği ilk bulduğu yere fırlattı.

Jin kafasına gelen terlikle çığlık atarak ayağa kalktı. Hemen arkama geçip beni kendine siper etti. Ben ellerimi iki yana açmış Jin 'i korumaya çalışırken bir yandan da olayı açıklamaya çalışıyordum. Ne kadar gülmekten pek beceremesede...

    ~~ BÖLÜM SONU ~~

Biliyorum bu seferki bölüm hem kısa oldu hemde geç geldi ama önümde YKS adında ölümcül bir sınav var ve ben bu sınava hazırlanmak zorundayım.

Büyük ihtimalle bir sonraki bölüm de geç gelecek. Bunu için şimdiden özür dilerim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.

Sizi morluyorum. 💜 💜 💜

Kaçtığına KoşmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin