CÜNKÜ SENİ SEVİYORUM

hermonie ve pansiy.

Draco gözleri şiş saçı başı dağınık bir şekilde banyoya gider.
Giyinir (kot ve t-shirt) daha sora da ortak salonda onu bekleyen harry'i aldırmadan çıkar.
Harry arkasından gelir.

"Nereye"

"Açım ulan! Aç,aç"

"Sen herzaman açsın."

Draco büyük salon'a gider öğle yemeği saatidir.
Yemek yer ve ortak salona gider..
Pansiy koltuğun tepeisnden atlayarak geçer ve yanına otutur.

"Naber."

"İyi."

"Gözlerin şişmiş."

"Uykum var."

"Uyu o zaman"

"Harry tepemde tepinmese."

"Hmm anladım. Draco sana birşey sorucam.?"

"Sor."

"Bana şu Weasley'i ayarlasana?"

"Oha! nE"

"...."

"Bune lan herkes sevdiği kişiyi bana ayartırtmaya çalışıyor."

"Başka kim varki?"

"Harry."

"Kimi seviyor peki?"

"Bunu sana söyleyemem. Erkekler arasında birşey."

Pansiy sinirle kalkar.

"İyi peki öyle olsun."

"Öyle zaten"

Ayaklarını vura vura salondan çıkar ve kütüphaneye gider.

"Grenger! Grenger!"

"Ne var!?"

"Hah! Gelsene bı"

Hermonie'yi kolundan tutarak kütüphaneden çıkarır.

"Ne istiyorsun?"

"Bak başka kimse bulamadım aklıma sen geldin"

"Eee?"

"Şimdi sen kızsın'ya?"

"Yok ben dönmeyim Parkinson. Herkes neden bunu soruyor.?!"

"Bilemem. Şimdi biz seninle arkadaş olucaz. Daha sonra işte dedikodu falan yapıcaz.?"

"Hayır. Neden?"

"Çünkü draco'yu sinir etmem gerek."

"Madem işin içinde Draco var. Tamam.."

Pansiy hermonie'ye sarılır.
"Zaten bunca yıl Draco izin vermediği için seninle arkadaş olmamıştım."

"Tamam pekala.
Bana grenger deme bende sana Parkinson demiyim?"

"Arkadaşlar bunu yapar."

"Evet."

"Ee.. tamam şimdi erkeklerden konuşalım.!...."

"Pekala,sana neden güveniyim?"

"Çünkü ben arkadaşımı satmam gerçi üç tane var ama olsun."

"İnanmadım tamam bana bı sırrını ver bu sayede sen benimkini birine anlatırsan bende seninkini anlatırım"

"Pekala aynı anda."

"Draco'dan hoşlanıyor gibiyim!"

"Ron'dan hoşlanıyorum.!"

"Ne!"

"Oha! Amk."

"Tamam. Öğrendin."

"Şu an şoktayım!"
Pansiy pis pis sırıtır ve bi anda zıplayarak cevap verir."mükemmel!,ama tuhaf..."

"Ne?"

"Hiç,yok bişey."

Hermonie ve pansiy karagöl'ün önüne giderler fakat köşeden onları dinleyen harry'den haberleri yoktur....