0

76 11 0
                                    

Bulutlu bir Mart sabahı çoğu çocuk okula giderken, minik bir erkek çocuğu parkta banka oturmuş ağlıyordu. O gün de evde annesinden okula gitmek istemediği için azar işiten bir diğer erkek çocuğu, evden kaçıp her zaman gittiği o parka gitti. Ama bir şeyler tersti. Hep oturduğu köşedeki bankta ağlayan bir çocuk vardı. O da yanına gitti ve tam önünde durdu.

-Neden ağlıyosun?

Küçük çocuk gözlerini silerek başını kaldırdı. Yüzünün bazı yerlerinde yara vardı.

+ Annem ve babam çok uzaklara gitmişler. Hem de beni almadan.

Burnunu çekti. Diğer çocuk ondan daha iri ve büyük görünüyordu. Öyleydi de.

-Al hadi, bu senin olsun.

Cebinden bileklik çıkarıp uzattı. Küçük olan gözlerini silerek aldı onu.

+Ama artık senin yok.

-Hayır var.

Bileğini gösterdi.

-Birini kaybetmiştim ve babam bana yenisini almıştı ama kaybettiğimi buldum. O da senin olabilir. Hadi ağlama artık. Anne ve baban geri döneceklerdir.

Diyerek elini omuzuna koyup gülümsedi.

Küçük olan hemen inanmıştı ona. Beraber parkta oynamışlardı. Üzerinden sadece bir ay geçmişti ki büyük olan taşınmak zorunda kalmıştı. Küçük olan o gün tekrar gitti o parka. Ama arkadaşı gelmedi. Ertesi gün yine gitti, ama yine gelmedi arkadaşı... Haftalar ve aylar geçti, ama arkadaşı yine gelmedi. Küçük çocuk o gün anladı ki yine terk edilmişti. Anne ve babasını kaybetmesinin ardından bir kere daha ağladı o gün. Bu sefer ondan uzaklara giden arkadaşı içindi. Aslında bilmiyordu ki tanrının kırmızı ipi onları çoktan birbirine bağlamıştı.

Thirteen Years ThenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin