Okula girdiğimde, biraz önce bana kızlarla kantinde olduğuyla ilgili mesaj atan Momo'yu bulmak için kantine doğru ilerledim.
Öğlen saati olması dolayısıyla tıklım tıklım olan kantine girdiğimde Momo'yu görmek için etrafa baktım. O sırada bana el sallayan Rosé'i görünce de onların yanına doğru ilerlemeye başladım ve bu sırada masada benim arkadaşlarım dışında birileri daha olduğunu farkettim.
Bunun üzerine içimden umarım Mina da oradadır diye geçirdiğim sıradaysa Mina'yla gözgöze gelmiştim. Tanrım teşekkür ederim, teşekkür ederim....
İçimden mutluluk dansları yaparak masaya ulaştığımda kızlara selam vermiş ve Irene'in yanına doğru ilerlemiştim. Bunu gören Rosé ise hemen Mina'nın yanında ki Jisoo'yu kendine çekip beni oraya adeta fırlatmıştı.
Çünkü dün yaptığımız konferans görüşmesinde onlara; gece Mina'yla aramızda geçenleri ve sabah beni eve bırakıp yanağımı öptüğü kısıma kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştım. Bunun üzerine Rosé bana sevgilisizler kulübünde -bu kulübe ne zamandır dahilim bilmiyorum- onu yalnız bıraktığımı söyleyip üç dakikalığına küsmüş sonra da sevgili olmadığımız için affetmişti. Ardından da bize ship ismi bulup en büyük destekçimiz olduğunu söylemişti.
Şu ana dönecek olursak Mina Rosé'in bu hareketine şaşırsa da bir şey dememiş sonra da bana hiç bakmadan yanında ki Seulgi'ye dönmüş ve konuşmasına devam etmişti. İçimde ki ben böyle olacağını biliyordum diyen kısmı susturup Mina'nın konuşmasını bitirmesini bekledim. Çünkü konuştuğu için bana selam vermemişti, beni görmezden gelmesiyle alakası yoktu....
Mina konuşmasını bitirdiğinde ona dönüp "Selam, nasılsın?" demiştim. O ise sadece "Her zaman ki gibi." demişti. Sonra da eşyalarını toplayıp kalkmıştı. O aptal ne yapıyordu şu an? Beni klasik bir tek gecelik ilişki olarak görmüş olduğunu zaten tahmin ediyordum, ben de öyle görmüştüm. Zaten bu normaldi. Ama şu an o aptal beni görmezden geliyordu?
Birisiyle yattıktan sonra ondan bir şeyler bekleyen bir kız değildim. Yatmıştık ve bitmişti. Bunun farkındaydım. Ama neden beni görmezden geliyordu ki?
Ben düşüncelere dalmışken Rosé sandalyemi kendisine çekip beni kolunun altına almıştı. Ardından da kulağıma "Sakın o aptalı kafana takma. Hiç yüz de verme, bunun tek gecelik bir ilişki olduğunun farkında olduğunu anlasın." demişti. Ben de gülüp "Senden ilişki konularında akıl alacağım hiç aklımdan geçmezdi Rosie." demiştim. O ise cevabıma karşılık göz kırpıp tek gecelik ilişki tavsiyelerini ondan iyi verebilecek kimse olmadığıyla ilgili bomboş bir konuşma yapmıştı.
Sonunda derslerim bittiğinde yorgun bir şekilde eve gitmek için yola çıkmıştım. Ama cidden tek bir adım bile atacak halim yoktu. Sonra kendimi neyse ki evimiz çok uzak değil diye teselli ederek yavaş yavaş yürümeye başladım. Yoksa bu yol bitmez ve ben yatağıma asla kavuşamazdım.
Alt kattan adımın sekiz yüz ellinci kez seslenilmesi üzerine lanetler okuyarak yatağımdan kalktığımda mükemmel uykumu böldüğü için Rosé'i camdan sarkıtmam gerektiğini kafama not ediyordum.
Merdivenleri inmeye başladığımda soğuk mermer çıplak ayaklarımı üşütmüş ve böylece ben de odama geri dönüp tavşanlı, yumuşacık olan pespembe terliklerimi ayağıma geçirmek zorunda kalmıştım. Tekrar merdivenlere yöneldiğinde Rosé yine evi inletecek şekilde adımı seslenmişti. Ardından da az kalsın düşüp bayılmama sebep olacak bir şey gerçekleşmişti.
"Bırak kız uyusun, çok yorgundu bugün." diyen tanıdık ses ile önce merdivenlerin son basamağında kalakalmış ardından bu kişinin Mina olduğunu anlamış ve yukarıya çıkmak üzere hızlıca arkamı dönmüştüm. Çünkü lanet olsun ki şu an hiç te hoş görünmüyordum ve Mina görmek istedğim son insan bile değildi. Ayrıca o neden bizim evimizdeydi ve yorgun olduğumu görmüş olması aslında benimle ilgilendiği anlamına mı gelirdi?
Aklımda ki saçma sapan düşüncelerimle boğuşurken odama gitmek için merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladığımda arkamdan gelen "Ah Chae sonunda kalkabilmişsin." cümlesiyle bundan vazgeçip aptal arkadaşım Rosé'e doğru döndüm. Sonra da kısık sesle "Aptal neden onun burada olduğunu söylemiyorsun? Ayrıca cidden onun burada ne işi var?" demiş tam yeni bir soru daha eklemeye hazırlanıyordum ki beni susturmuş ve elimden tutarak salona doğru çekiştirmeye başlamıştı.
Elinden kurtulmaya çabalarım hiçbir işe yaramazken salona girdiğimizde sanki biraz önce buraya girmemek için az kalsın ağlayacak olan ben değilmişim gibi içeride ki bağırışmalarımızı muhtemelen duymuş olan kızlara bakıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. Sonra da aptal Mina hariç herkese -yani Seulgi'ye, Nayeon'a, Lisa'ya ve Jennie'ye- selam verdim. Ardından da herkesin bana garip garip bakmasını umursamadan Mina'nın yanında ki minik boşluğa bedenimi bırakıp bacaklarımı kendime çekmiştim.
Üstünde kurbağalar olan pembeli yeşilli şortlu pijamam ve tavşanlı pembe terliklerimle Mina'nın yanında otururken yine rezil olduğumu gerçeğiyle yüzleşmeye çalışıyordum.
678 kelime.
Selammm. Yakında Mina'nın kıskandığı bölümlere giriş yapacağız, kıskanç Mina yazacağım için heyecanlıyım:)
Bölüm geciktiği için üzgünüm, vote ve yorumlarınızı bekliyorum💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yedi dakika ↦ michaeng ✔
Фанфик"Şişeyi çeviriyoruz ve şişenin uçlarının gösterdiği iki kişi dolaba giriyor. Yedi dakika sonra çıkıyorlar. Dolapta ne yapacakları kendilerine kalmış. Oyun bu, hadi başlayalım." Jennie'nin konuşmasından sonra şişeyi döndürmesiyle de oyun başlamıştı...