Boş bulduğum odalardan birine girip Nayeon'un bana verdiği pijamaları koltuğa bırakmış üzerimi çıkartmaya başlamıştım.
Mina'nın kıskançlığı üzerine yaptığı küçük çaplı itiraftan sonra aşırı şok ve mutluluktan bayılacakmış gibi hissetmiş sonra da tuvalete gitmiştim. Geri döndüğümdeyse oyunun bittiğini görmüştüm. Sooyoung Mina ve Teresa'nın birbirlerine girdiğini söyleyip beni Nayeon'dan pijama almam için onun odasına yollamıştı.
Tanrım Mina dünyanın en umursamaz insanıyken nasıl olur da bir anda en kıskanç insanına dönüşebilirdi aklım almıyordu. Tabi bir de kıskandığı insanın ben olduğum gerçeği vardı. Bu da kalbimi fazlasıyla hızlandırıyordu.
Düşüncelerim eşliğinde üzerimde ki kendi giysilerimden kurtulduğumda iç çamaşırlarımla kalmıştım. Tam koltuğa koyduğum pijama altlığına uzanmışkense birinin içeriye dalmasıyla elim havada kalmış ve yavaşça arkamı dönmüştüm. Çünkü üzerinizde sadece iç çamaşırlarınız varsa ve birisi giyindiğiniz odaya dalarsa pijamaları boş verip onun kim olduğunu öğrenmek istersiniz.
Arkamı döndüğümdeyse Teresa'yı görmem birazcık paniklememe sebep olmuştu. Kadın aşağıda açık açık beni öpmekten hoşlanacağını söylemişti ve ben bu kadının karşısında neredeyse çıplak şekilde dikiliyordum...
Ben endişemi gizlemeye çalışarak pijamalarımı almak için tekrar koltuğa döndüğümde "Vücudun da güzelmiş." diyen ses ile pijamayı alamadan kala kalmıştım ve ağzımdan bir "ha" sesi çıkmasına engel olamamıştım. Bunun üzerineyse Teresa yüzünde küçük bir gülümsemeyle cümlesine devam etmişti "Tıpkı dudakların gibi."
Hadi ama sadece dört saattir tanıştığın birine de böyle yürümezsin değil mi? Tanrım neden içeriye Mina yerine Teresa dalmıştı ki?
Ben şok olmuş ifademle Teresa'ya bakarken içeriye aniden birisinin daha dalmasıyla bakışlarım kapıya çevrilmişti.
En başından beri odaya girmesini istediğim asıl kişi olan Mina odaya girdiğinde önce beni baştan aşağıya süzmüş -o sırada bense kalp krizi geçirmemeye çalışmakla meşguldüm- sonra da yüzünde ki korkunç gülümseme eşliğinde arkası dönük olan Teresa'ya bakarak konuşmuştu "Şu arkası dönük çarpık bacak aşağıda sana yürüyen hatunsa eğer onu camdan sallandıracağım."
Bundan tam yarım saat önce hepbirlikte, yatacağımız yerleri hazırladığımızda -yani sadece koltuklara örtü sermiş üstüne de yastık koymuştuk- herkes hangi koltukta kiminle yatacağı hakkında tartışmaya başlamıştı. Ama asıl sorun o değildi, az olan koltuk sayısı yüzünden bazı kişilerin yerde yatması gerekecekti ve tabi ki kimse yerde yatmak istemiyordu.
Sonunda Jennie herkesi susturduğunda ne söyleyeceğini merak ettiğim için diğer herkes gibi ben de ona doğru dönmüştüm. "Siz kavga ederken ben mükemmel bir insan olduğum için oturdum ve herkesin adını minik minik kağıtlara yazdım. Aslında ben yazmadım Lisa'ya yazdırdım. Ama bunun bir önemi yok. Ne de olsa fikir benden çıktı. Herneyse, isimlerinizi yazmamızın sebebi kura çekip yerde yatacakları belirleriz diye düşünmemizdi. Ne dersiniz?"
Herkes onaylayan mırıltılar çıkarttığında Rosé "O zaman bir isim çektikten sonra çıkan kişi yanında yatmasını istediği kişiyi kendisi belirlesin." demiş ve herkesten yine onaylayan sesler çıkmasına sebep olmuştu.
Jennie Lisa'nın elinde ki kağıtlardan birini çekip açtığında "Jeongyeon." demiş bu da odada ki herkesin Nayeon'a dönüp acıyan bakışlar atmasına sebep olmuştu. Çünkü Nayeon da dahil odada ki herkes Jeongyeon'un onu seçeceğini biliyordu.
Acı bakışlar atmakla geçen birkaç dakikanın ardından Rosé gidip bir kağıt çekmiş sonra da şaşkın bir sesle "Ana ben çıktım." demişti. Bunun üzerine de acıyan bakışlar Jisoo'yu bulmuş ve Jisoo alnına sesli bir şaplak indirmişti.
Rosé şaşırmayı bırakıp tekrar bir kağıt çektiğinde "Mina." demiş ve herkes merakla Mina'ya dönmüştü. Bunun üzerineyse Mina sinirle "Niye öyle bakıyorsunuz kimi seçeceğim zaten açık değil mi?" demiş sonra da aramızda ki birkaç adımlık mesafeyi kapatarak kolunu omzuma atmıştı. Bu da Nayeon'un "AMAN TANRIM!" diye bağırarak kendini koltuğa atmasına sebep olmuştu.
Eğer üşengeç birisi olmasaydım kesinlikle ben de aman tanrım diye bağırarak kendimi onun üzerine atardım...
Yere serdiğimiz kalın örtünün üzerine uzandığımda hala koca bir gece boyunca Mina'yla yatacağımı sindirmeye çalışıyordum. Tanrım kesin kalp krizi geçirecektim.
Düşüncelerim üzerimin örtülmesiyle bölümdüğünde şaşkınca soluma dönüp Mina'ya dönmüştüm. Oysa benim şaşkın surat ifademe gülümsemiş sonra da beni kendine çekip kolunu belimin üzerine atmıştı. Bu lanet kadın beni öldürmeye çalışıyor?
Kalbim yine aşırı derece hızlı atarken yüzümü Mina'ya çevirmiştim ve yüzlerimizin arasında neredeyse hiç mesafe olmamasını umursamamaya çalışarak konuşmuştum "Doğruluk - cesaret oynarken girdiğin kıskançlık krizi sonucu yaptığın itiraf tatlıydı."
"Hiçbir itiraf yapmadım ben." deyip beni kendisine biraz daha çeken Mina'ya gülümsemiş ve "Yani kıskandığını kabul ediyorsun." demiştim. Oysa benim söylediklerimi umursamadan bakışlarını dudaklarıma çavirmiş ve "Biraz daha konuşursan kendimi tutamayacağım." demişti. Tanrım resmen kadının işi gücü sapıklıktı....
"Bir kere de pislik yapma Mina." diyerek karnına küçük bir yumruk geçirmiştim. Bunun üzerine o da "Jisoo görmesin vurduğunu, bu yüzden hastaneye gittiğimizden dolayı hala kızgın." deyip gülmüştü. Onun gülmesi üzerine ben de güldüğüm sırada Irene "O lanet çenelerinizi hemen kapatmazsanız sizi dışarıya atarım." demişti. Bunun üzerine biz de gülmeyi kesmiştik.
Bundan bir süre sonra ben Mina'ya dönmüş ve yanağına minik bir öpücük kondurmuş ardından da fısıldayarak "İyi geceler Minari." demiştim.
Bunun üzerineyse Mina afallamış yüz ifadesini gizlemeden "İyi geceler Chaeng." diye fısıldamıştı.
761 kelime.
Selammm. Uzun bir aradan sonra bölüm atıyorum ve çok heyecanlıyım çünkü TWICE CB YAPIYOR. RESMEN KIZLAR GERİ DÖNÜYOR. Çok mutlu hissediyorum.
Ayrıca kızlar aşırı güzeller ve bir hazirana kadar nasıl bekleyeceğiz hiç bilmiyorum ama beklediğimize deyeceğine eminim.
30 vote gelmezse bölümü atmam haberiniz olsun, bb.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yedi dakika ↦ michaeng ✔
Фанфик"Şişeyi çeviriyoruz ve şişenin uçlarının gösterdiği iki kişi dolaba giriyor. Yedi dakika sonra çıkıyorlar. Dolapta ne yapacakları kendilerine kalmış. Oyun bu, hadi başlayalım." Jennie'nin konuşmasından sonra şişeyi döndürmesiyle de oyun başlamıştı...