vingt-trois

1.9K 153 169
                                    

Öğlen saatlerine giriş yaptığımızda hızlıca merdivenlerden inmiş ve kantine doğru ilerlemeye başlamıştım. O sırada omzuma bir kol atılmış ve benimle yürümeye başlamıştı.

Bunun üzerine ben duraksamış ve yanımda ki kişiye dönmüştüm.

Mina...

"Ne yapıyorsun?" deyip ondan biraz uzaklaştığımda bana tekrar yaklaşıp "Seninle yemek yemeye geliyorum." deyip gülümsemişti.

Ama bir sorun vardı, ben onunla yemek yemeyecektim ki...

Çünkü sabah okul girişinde Olivia ile karşılaşmıştık ve lanet seksi kadın bana öğlen yemeğini birlikte yemeyi teklif etmişti. Ben de kabul etmiştim.

Sonuç olarak şu an onun yanına gidiyordum ama bunu Mina'ya nasıl açıklayacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu...

"Ben birisine söz verdim. O yüzden seninle yiyemem. Ama çıkışta bir şeyler yapabiliriz, ne dersin?"

Benim sorumu asla takmayan Mina "Ne demek birine söz verdim? Kim o biri? Dövmem gereken bir aptal mı var yani? Sana nasıl teklif yapabilir? Ben çıldırıyorum galiba." arka arkaya sıraladığı soruları bitirdiğinde sinirli yüz ifadesiyle bana bakmaya ve cevabımı beklemeye başlamıştı.

Tanrım, sinirliyken nasıl bu kadar tatlı olabiliyordu?

Onun bu hali benim gülmeme sebep olduğunda Mina'nın da yüzünden minik bir gülünseme geçmiş fakat hemen kendini toparlayıp "Kime söz verdin?" demişti.

"Olivia'ya söz verdim ve..." deyip biraz duraksadığımda saati kontrol etmiştim. "Aman tanrım! Geç kaldım. Sonra görüşürüz Minari, ben gidiyorum."

Hızlıca konuştuktan sonra tam gitmek için arkamı dönmüştüm ki aklıma gelen şeyle tekrar Mina'ya döndüm.

Ağzını açmış ve konuşmak üzere olan Mina'nın yanağına minik bir öpücük kondurduğumda şoka uğramış yüz ifadesiyle bana bakmaya başlamıştı. Ben de o şoktayken koşar adımlarla kantine doğru ilerlemiştim.

Olivia'yı gördüğümde hemen yanına ilerlemiş ve ona selam vermiştim. Tam yemek almaya gideceğim sıradaysa bana da yemek aldığını görmüş ve teşekkür ederek karşısına oturmuştum.

Olivia ile on dakikadır konuşuyorduk ve o gerçekten de komik bir kızdı. Üç saniyede bir gülmeme sebep olacak şeyler söylüyordu. Bu da fazlasıyla hoştu çünkü son zamanlarda ödevler dolayısıyla gülmeye pek vaktim olmamıştı.

Olivia'yla aramızda başlayan hararetli konuşma aniden masamızın yanına gelen bedenle son bulmuştu.

Yine Mina, şaşırdım mı? Tabi ki de hayır...

Mina, benim aksime fazlasıyla şaşkın olan Olivia'ya bakıp "Ah üzgünüm konuşmanızı bölüyorum ama..." demiş sonra da bana dönüp "Acilen konuşmamız gerek, sevgilim." demişti. Dur bir dakika ne?

MINA BANA SEVGİLİM Mİ DEMİŞTİ?

Ya çok güzel bir rüya görüyordum ya da çok güzel bir halüsinasyon görüyordum. Bunun gerçek olması imkansızdı...

Çünkü biz sevgili değildik ki...

Ben şokla Mina'ya bakarken o, benden daha çok şok olmuş olan Olivia'ya gülümsemiş ardından da beni kaldırmış ve peşinden sürüklemeye başlamıştı.

Tanrım, Mina az önce bana sevgilim mi demişti?

Ben onun bana hitap şeklini hala atlatamamışken girdiğimiz tuvalette ki kızlar bize garip garip bakmaya başlamıştı ve bu konuda da yüzde yüz haklılardı.

yedi dakika ↦ michaeng ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin